Türkiye 31 Mart 2024 Pazar günü “tarihi bir yerel seçim” yaşadı. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) iktidara geldiği 2002’den itibaren yapılan 18’inci seçim oldu. Önceki 17 seçimi ilk sırada tamamlayan iktidardaki AKP birinci parti olamadı!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)  ise uzun yıllar sonra AKP’yi geçerek ilk defa birinci parti haline geldi.

Nasıl oldu bu?

Daha 10 ay önce “muhteşem”(!) bir politik ortam yaratıp ne kadar sağ parti varsa hepsini CHP’nin kanatları altında toplayan anamuhalefet partisi büyük bir hüsran yaşamıştı. Dinci ırkçı sağ iktidarın karşısına; dinci, ırkçı ve sözüm ona liberal(!) sağ ittifak ile çıkılmış, gericilik ve sağcılık yarışına girilmişti. Haliyle “daha iyi sağcı” olan AKP-MHP ittifakı kazanmıştı.

31 Mart 2024 seçimleri gösterdi ki “Altılı Masa” adlı yapının beşi nefes alıp veren “meftalardan” ibaretmiş. CHP kendi seçmen potansiyeliyle siyasi ölüleri Meclis’e taşımış!

CHP bu seçimde “kaybedenler kulübü” kimliğinden kurtuldu, özgüven kazandı. Yeni lider kadrosu ile halka umut ve güven verdi. Özellikle İstanbul’da, “ezeli rakibi” karşısında üçüncü defa ezici bir başarıyla seçimi kazanan Ekrem İmamoğlu, artık sadece bir belediye başkanı olmadığını da gösterdi. CHP’de Bülent Ecevit’in 1970’lerde yarattığı rüzgârı yakaladı.

Gözümüzü siyasi partilerden ayırıp mesleğimize bakarsak, seçim akşamı televizyonlarda, ertesi gün de –özellikle iktidar-  gazetelerinde okullarda okutulacak değerde haber ve yorum örnekleri gördük.

Ülke medyasının yüzde 95’ini ellerinde bulunduranlar ne diyeceklerini bilemeyecek bir çaresizlik içinde kıvrandılar.

Neyse ki Recep Tayyip Erdoğan gece yarısı balkona çıktı da kendilerine layık gazetecilik için malzeme buldular. Ekranlarda kıvrananlar için geç gelen malzeme pek işe yaramadı. Ama kağıt gazeteler 1Nisan’da “şaka gibi” başlıklarla okurlarının karşısına çıktılar.

Erdoğan ağır yenilgiyi özlü sözlerle izah etti:

-Milletin verdiği mesajı aldık!

Bu yetmez diyenler için bir büyük söz daha lazımdı:

-Her olayda bir hayır vardır!

İktidarın bütün gazeteleri bu iki “özlü sözü” aldılar manşet manşet Erdoğan’ın büyük boy fotoğrafları eşliğinde kullandılar.  Öylesine abandılar ki bu iki cümleye sanki ülkede seçim falan yapılmamış, Cumhurbaşkanı için halkın mesaj günü etkinliği düzenlenmiş, o da bu mesajları almış, olay bundan ibaretmiş gibi bir medya havası yarattılar.

Yerel seçimleri nakavtla kazanmış bir CHP var mı? Onun başına 1973 doğumlu bir lider geçmiş mi? Bu seçim onun ilk sınavı mıymış? Yılların sağ parti kaleleri yıkılmış mı? Erdoğan’ın bir “var olma yok olma” meselesi olarak takdim ettiği İstanbul’u üçüncü kez ve çok farklı olarak kazanan İmamoğlu’nun yükselişi ne anlama geliyor?  Bunların hiç biri yokmuş gibi birinci sayfalar hazırlayan “çanak gazeteler” seçimi Erdoğan açısından görüp yenilginin üzerine yatıp kaldılar.

Hâlbuki Erdoğan’ın yukarıdaki iki mesajından çok daha önemli bir sözü vardı:

-Milletimizin iradesine saygı göstereceğiz!

Hayırlara vesile olsun ile girip mesajları aldık diyerek çıktılar. AKP’nin siyasi tarihinde aldığı en ağır yenilgiyi adeta masalsı bir anlatımla izah ettiler:

“31 Mart millet mesajları festivali!”