Kıta Avrupası tarihin gördüğü en büyük krizlerle karşı karşıya. Mülteci akını, kemer sıkma politikaları, neoliberal saldırılar, savaşlar, çatışmalar, krizler. Egemenler yaratılmasında katkı sundukları yanlış politikaların, sömürü sistemlerinin bedelini ödüyorlar. Kriz gün geçtikçe derinleşiyor, sistem iflasın eşiğinde. Son olarak Almanya’nın “yüzyılın projesi” Schengen’i askıya alması bu çaresizliğin en somut göstergesi.

• • •

Krizde olan sadece egemenler değil. Avrupa solunu da buna eklemek gerek. Solun alternatif çözümler üretmekte yetersiz kaldığı yadsınamaz bir gerçeklik. “Sol proje üretmiyor, sadece itiraz ediyor” klişesi sadece bu topraklara özgü değil. Benzer iğneleyici eleştiriler, suçlamalar Avrupa’da da geçerli. Soldan kasıt, sol skaladaki bütün renkler; sosyal demokratlar, sosyalistler, radikal solcular, komünistler... Herkes benzer sıkıntıların girdabında.

• • •

Neyse ki hafta sonunda Fransa’da bu yöndeki eleştirilere yanıt niteliğinde bir gelişme yaşandı. Paris’te cumartesi günü Avrupa solu adına önemli bir toplantı yapıldı. Solun önde gelen isimleri mali sermayenin, finans çevrelerinin dayatmalarına ve güç politikalarına artık yeter dedi. Toplantıda sol bir alternatif için “B Planı” oluşturuldu. Planın çağrıcıları arasında kimler yok ki; Yunanistan Eski Maliye Bakanı Yanis Varufakis, Alman solunun karizmatik isimlerinden Oskar Lafontaine, Fransız Sol Cephe’nin liderlerinden Jean-Luc Mélenchon, İtalya Eski Maliye Bakanı Stefano Fassina, metne imza koyan isimlerden sadece birkaçı.

• • •

Avro Bölgesi’nde sivil itaatsizliğin öne çıkarılmasının istendiği kampanyanın startı Fransa Komünist Parti tarafından düzenlenen Fete de l’Humanité’de (İnsan şenliği) verildi. İmzaya açılan alternatif metinde Avro Bölgesi politikalarına sert eleştiriler getiriliyor, Avrupa mali sermayesine karşı sivil itaatsizlik çağrısında bulunuluyor. Çağrı metninde, Avro Bölgesi’nin finans politikalarına karşı alternatif “B Planı” için uluslararası bir zirve toplanması da öneriliyor.

• • •

Çağrı metninde önemli tespitlerde bulunuluyor. “Avro, Avrupalı küçük bir elit grubun siyasi ve ekonomik egemenliğinin aracı haline geldi” denilen çağrı metninde, Yunanistan’a yönelik dayatmalara dikkat çekiliyor. Avrupa Birliği antlaşmalarının yeniden ele alınmasının istendiği metinde, anlaşmalar yenilenene kadar ‘keyfi Avrupa politikalarına karşı’ sivil itaatsizlik çağrısı yapılıyor.

• • •

Metinde sivil itaatsizliğe dair birçok öneri yer alırken, alternatif B Planı’nın hayata geçirilmesi için bir dizi hazırlık gerektiği de vurgulanıyor. Öneriler arasında alternatif ödeme sisteminin geliştirilmesi, paralel para birimlerinin oluşturulması, dijital avro işlemleri, Avro Bölgesi’nden çıkılması ile avro yerine yeni bir ‘demokratik para birimi’ oluşturulması gibi fikirler de bulunuyor.

• • •

B Planı bir bütün olarak solu hasta yatağından çıkaracak bir proje mi? Kabul etmek gerekir ki değil. Kurulu düzen içerisinde aksaklıkları mevcut sistem lehine giderecek bir proje. Cepheden bir reddiyet söz konusu değil. Bu da plan üzerinde önümüzdeki günlerde çokça konuşulmasına, tartışılmasına yol açacaktır. Planın ne kadar alternatif oluşturacağını, halklar nezdinde bulacağı karşılığı zamanla göreceğiz. Bütün itirazlarına, eksikliklerine rağmen itaatsizlik çağrısının karşılık bulması sol adına bir gelişme.

• • •

Sevindirici, kısmen de olsa umutlandırıcı gelişmeler bununla sınırlı değil. Troyka’nın kuşatması altındaki Yunanistan’da hafta sonunda seçimi tüm eksikliklerine tüm yapamadıklarına rağmen SYRIZA’nın en önde göğüslemesi kesin gibi. SYRIZA’dan kopan sol kanat Halkın Birliği’nin parlamentoya girmesi sürpriz olmayacak. İngiltere’de İşçi Partisi’nin yeni lideri partinin “sosyalist köklerine geri dönmesini” savunan Jeremy Corbyn oldu. İspanya’da Podemos’un kasımdaki seçimde büyük bir zafer elde etmesi bekleniyor.

• • •

Avrupa solu uzunca bir süredir hasta. İdeolojik bir sefalet içerisinde. Bir bütün olarak hem de. Bunu kabul etmek gerekir. Bu nedenle sol mahallede iyisiyle kötüsüyle bu yönlü itirazların, gelecek tasavvurlarının beklenti yaratmasına şaşırmamak gerek. Tam da bu nedenle tüm eksikliklerine rağmen Podemos, SYRIZA, Corbyn, B Planı yüzlerde sıcak bir tebessüme yol açıyor. Bütün itiraz haklarımız baki tabii.