Lisedeki taciz skandalı zincirinin son halkası, 2 öğrenciye hakettikleri başarı belgelerinin verilmemesi: “Bizi günah keçisi yaptılar, önemi yok” Türkiye’nin her yerinden istismar olayları geliyor. İktidarın tavrı, siyasetin meşru kılmak için yaptığı “yeni Türkiye’ye özgü ahlak anlayışı” toplumsal yapıyı da çürütüyor. Tecavüzün önü açılıyor Gündeme getirilen “İstismarcıya af yasası” ile adeta çocuk tecavüzlerinin önü açılıyor. Tecavüzcü, […]

Lisedeki taciz skandalı zincirinin son halkası, 2 öğrenciye hakettikleri başarı belgelerinin verilmemesi: “Bizi günah keçisi yaptılar, önemi yok”

Türkiye’nin her yerinden istismar olayları geliyor. İktidarın tavrı, siyasetin meşru kılmak için yaptığı “yeni Türkiye’ye özgü ahlak anlayışı” toplumsal yapıyı da çürütüyor.

Tecavüzün önü açılıyor

Gündeme getirilen “İstismarcıya af yasası” ile adeta çocuk tecavüzlerinin önü açılıyor. Tecavüzcü, hem siyasal alanda hem de yargıda koruyor. İktidar, referans odağı haline getirdiği çağın çok gerisindeki isimleri önemli yerlere atıyor. Birkaç gün önce Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi rektörü yapılan Nihat Hatipoğlu gibi isimler ise skandal açıklamalar yapıyor: “Eşcinsellik hastalık, akraba evliliği helal.”

Tam tersi…

Yaşananlara “tepki verenlerin” karşılaştıkları ise; istismarcıların korunduğuna ilişkin yargılar ve iddiaları neredeyse somut hale getiriyor. İstanbul’da Kadriye Moroğlu Anadolu Lisesi’nde ekim ayından bu yana yaşananlar sistemin nasıl işlediğine dair can yakıcı bilgiler veriyor.

Skandallar zinciri: Aslında bir şey söylüyorlar

Anımsayalım…

-Bianet’ten Elif Ünal’ın haberinin ardından gündeme gelen taciz skandalı, öğrencilerin dersleri boykot etmesi ile sosyal medyada gündem oldu.

-Eylül adlı öğrenci lisedeyken kendisini telefon mesajları ile taciz eden öğretmenini okul yönetimine şikayet etti ancak yürütülen soruşturmadan sonuç alınamadı.

-Taciz edilen öğrenci üniversiteye başladı; olayı mahkemeye taşıdı ve iddianame hazırlandı.

-Dava açıldığı halde görevine devam eden S.D. isimli öğretmenin dosyasının işlemden kaldırıldığı ortaya çıktı.

-Bakan Ziya Selçuk, “Öğrenci şikayetinden vazgeçti” dedi.

-Fakat Eylül isimli öğrenci, Bakanı “şikayetinin sürdüğünü” söyleyerek yalanladı.

-15 protestocu öğrencinin okul yönetimi tarafından disiplin cezası aldığı ileri sürüldü. Resmi olarak 5 öğrencinin ceza aldığı kaydedildi.

-3 öğrencinin cezaları kaldırıldı, 2 öğrencinin ise itirazlarına rağmen cezaları kalkmadı.

-Sosyal medya ve okulda olayın peşini bırakmadıkları için cezaları kalkmayan, Cihan Cihangir ve Bilal Aktaş isimli öğrencilere ceza yönetmeliğine göre karne günü hakettikleri onur belgeleri verilmedi.

İki hafta önce belli olan ceza

Cihan Cihangir tarafımıza şunları söyledi: “Sosyal medyada 15 öğrencinin ceza aldığı yayıldı. Ancak protesto nedeniyle resmi olarak 5 öğrenci ceza aldı. 2’si bizdik. Diğer arkadaşlarımızın cezası kaldırıldı. Fakat biz günah keçisi ilan edildik. Takdir ve teşekkür belgesi almayı notlarımız itibarıyla hak ettik. Devamsızlığımız da yok. İtirazımıza red cevabını da karne gününden iki hafta önce verdiler. Böylece bir daha itiraz etmemizin önünü kapamış oldular.”

Altı üstü bir kağıt parçası

Bir diğer öğrenci Bilal Aktaş ise; “Başarı, bunlarla ölçülmez” dedi: “Hakkımız yenmiş olabillir. Ancak hiç önemi yok. Başarı bir kağıt parçasına bağlanamaz. Ahlaksızlığa karşı isyanımızın arkasındayız. Toplumun sağlıklı değer yargıları ve takdiri daha önemli.” Bir yanda tecavüzü aklayan, meşrulaştıran bir akıl diğer yanda pırıl pırıl gençler… Gerçekte de takdir, kağıt parçasından azade bir şey!

İstismara karşı çıkanla organize mücadele!

2 öğrencinin “disiplin cezası” kararını onamak için 4 okul yöneticisi, 2 Milli Eğitim Müdürü toplanmış. Toki Halkalı İmam Hatip Anadolu, Halkalı Mesleki ve Teknik Anadolu, Selahattin Zaim Anadolu ve Sefaköy Uğur Temel liseleri müdür yardımcıları ile İlçe Milli Eğitim Şube ve İlçe Milli Eğitim Müdürleri, bir araya gelerek oy birliği ile cezayı kabul etmişler. İki öğrenciye ilişkin aynı konulu, ayrı belgeler 24.12.2018 tarihinde imzalanmış. Öğrenci kararlarına ilişkin belgelerde, “suçun tanımı” bile yer almıyor. Belgelerde, tacize önlem alamayanların ve istismarcıyı koruyanların organize biçimde tacize karşı çıkan öğrencileri hedefe koyduğu açıkça görülüyor.