Google Play Store
App Store
Kürt siyasal hareketi karakter itibarıyla sosyalist eğilimler taşır. İki kutuplu yapının ortadan kalkması ve ardından ortaya çıkan mikro milliyetçi ve dinci hareketlerin varlığı her ne kadar farklı arayışlar doğursa da, sosyalist kimlik baskındır Kürt siyasetinde. Başka türlü söylersek, emperyalizm kavramı durdukça, eylemleri ve örgütlü saldırısı vahşice sürdükçe solun dışında hiçbir siyasal tarif meseleyi gerçekçi tahlil edip, çözüm üretemez.

Kürt hareketinin diğer bir tarihsel kökünü İslami eğilimde bulmak mümkündür. Ancak orası biraz karışık ve tam olarak ne istediği belli olmayan bir çizgide bugüne dek gelmiştir. Nitekim Türkiye içinde AKP’ye koltuk değneği olmuş, ırak kuzeyinde de Barzani çizgisiyle kendini ortaya koymuştur. Her iki siyasal yapının da neo-liberal politikalarla bir kavgası yoktur. Sınıfsal bilinç arayışı içermez. Cihat başlıklı büyük arayışın içinde pragmatik yöntemlerle, ucuz fırsatçılıkla yol almaya çabalamaktadır.

BDP’nin önemi burada ortaya çıkar. İdeolojik bir tarifi vardır ve geniş anlamıyla baktığımızda evrensel değerlere saygılı bir sosyalist çizgi umudu taşıdığı için toplumsal olarak ezilenlerden ilgi görmüştür. Nedir bu?

Laik bir siyasal hareket olduğu kesindir. Bilimsel bilgiye inanan, hukukun üstünlüğüne saygı gösteren, tüm haklar uğruna mücadele veren, sınıfsal itirazları olan bir siyasi yapıdır BDP. Bencil olmaya hakkı olmamalıdır. Salt Kürt ezilmişlerin sözcüsü olma hakkı yoktur. Coğrafyamızdaki tüm halkların özgürlüğü için savaş vermelidir. Sadece Kürt dili için sözcülük edemez, etmemelidir. Durum böyle mi?

AKP VE MHP’NİN KUYRUĞUNA TAKILMAK…
Daha öncede yazdım, Altan Tan’la, Ertuğrul Kürkçü ve Sırrı Süreyya Önder hangi gerekçeyle aynı siyasi hareketin içindedir? Ya da Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’un hangi siyasi mücadelesi ortaktır İslamcılarla da aynı sıralarda oturmaktadır? İki eş başkana soruyor; İslamcı Kürtler sadece Kürt oldukları için partinizi temsil hakkına sahip mi?

Mecliste, bence aralarında hiçbir fark olmayan AKP ve MHP Kuran dersini zorunlu kılmak için teklif veriyor ve BDP bayıla bayıla destekliyor bu hamleyi. Sadece Kemalist rejimden hoşlanmamak gibi bir ortaklık yetiyor mu destek vermek için? Artık on yaşında kızlar başlarını bağlayacak ortaokulda. Zorla devletin dini şırınga edilecek beyinlerine. Hangi hak kavgasıdır bu?

Yıllar yılı Sünni/Türk yurttaş makbuldür, diye eleştirdiğimiz yapıya itirazınız nerede? Milliyetçi ve İslamcı bir partiye payanda oldunuz işte. Biri hamaset dolu bir Türklük dayatıyor (MHP), diğeri de kendi dinini (AKP)… insaf! BDP anlatsa da biz de anlasak, ne gibi bilimsel fayda görüyorlar bu uygulama da? Mecliste Sırrı Süreyya’nın ilk özgülük arayışı türban konusunda olmuştu! Elbette özgülüğü savunalım da, KESK’liler Ankara’nın göbeğinde ve ülkenin dört yanında sopa yerken acaba BDP’nin işi bu mu olmalıydı?

KILIÇDAROĞLU’NUN İMAM HATİP DÜŞKÜNLÜĞÜ!
Milyonlarca insan heyecanla kürsüye gelecek liderini bekliyor. İnsanların canı yanmış, sığınacak bir liman arıyor. Bıkmış artık hamaset dindarlığından, sahte demokrat dayatmalarından, ucu açık davalardan… Kürsüye geliyor Kılıçdaroğlu. Yanıt vereceği, toplumsal duyarlılık oluşturacağı kişi ‘Kindar ve de dindar gençlik’ arayan Tayyip Erdoğan. Aaa bir bakıyoruz ki ‘İmam hatipleri ben açtım, diyaneti ben kurdum, ilahiyat fakültelerini ben açtım’ demeye başlıyor lider! Pes…

Hadi cumhuriyetin kuruluş yıllarında bunu gerekli gördün, yaptın, bugün durum böyle mi? Hoş kuruluşun en büyük hatası da bu dini dayatma değil mi? Milyonlarca Alevi seçmenin var, bu insanlar AİHM’de davalar kazanmış zorunlu din eğitiminden dolayı, devlet uygulamamış. Bunu savunacağına, gidip ortaöğretimde imam hatip olsun demek, en hafifinde iş bilmezlik değil mi? O imam hatipler için Erbakan ‘Bizim arka bahçemiz’ demedi mi? CHP övünecek başka bir örnek bulamadı mı?

Yetmiyor; “YÖK başkanını çağır, sor, pedagojik mi bu yasa teklifi?” diye soruyor Kılıçdaroğlu. Pes o YÖK başkanı acaba Tayyip bey nefes alma dese, alabilir mi? Rektör seçimlerinde sonuncu olanı birinci yapan YÖK başkanı bu. AKP’nin izinden yürüyerek nasıl bir seçenek yaratacaksınız sayın Kılıçdaroğlu? Halkı umutsuzluğa itiyorsunuz. Laik olmayan bir demokrasi örneği verin de görelim lütfen. Bugün zorunlu din dersi dayatmasını görmüyorsunuz, çocukların başının on yaşında kapatılacağını görmüyorsunuz, imam cumhuriyetine hızla koşmaya itirazınız yok. O zaman niçin grup toplantısını halkla yaptınız? Seçmeniniz bunları savunmuyor ki!

BDP VE CHP’DE SON DURUM
Mecliste ben daha dinciyim yarışına girmek gibi bir siyasal rolü olduğunu üstlendiklerini bilmiyordum doğrusu!