Google Play Store
App Store

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel ile Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın görüşmesi memleketimizde büyük bir heyecan yarattı.

AKP’nin iktidar yıllarında –ki yirmi iki yıl oldu- muhalefetin M’sine bile tahammül gösterilmedi. O yüzden bu “sıcak temas” çok farklı yönlere çekildi.

Ankara’da her daim “iyi haber alan kaynaklar” mevcuttur. Gazeteciler bu kaynaklardan ziyadesiyle istifade ederler. Genel olarak “iyi haber alan kaynaklardan öğrendiğimize göre” diye başlayan yorumlar, köşe yazıları, manşet altı spotlar bilgiyle karışık “üflemeler” bir anda ülke gündemine bomba gibi düşer.

Ben de bu yazı için iyi haber alan kaynakları “pas geçerek”, Özel-Erdoğan görüşmesinde neler konuşulmuş olabileceğin aktarmayı deneyeceğim.

∗∗∗

Görüşme öncesinde Özgür Özel “biz makama saygılıyız” demişti. Bu başlığın altı şöyle gelmiş olabilir, olmayabilir de:

*Biz sizin oturduğunuz makamı önemsiyoruz. Ülkenin en tepe koltuğu… O koltuğa ilk olarak Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk oturmuştu. Daha sonra gelenler de saygıyı hak eden isimlerdi. O yüzden makama çok saygılıyız!

*Sizden de bulunduğunuz makama karşı “asgari saygı” göstermenizi bekliyoruz.

*Biraz daha açmam gerektiğini biliyorum. Cumhurbaşkanına yakışan bir hitabet diliniz olmalı.

*Ana muhalefet başta olmak üzere kimseye küfür etmeyin. Partimizin eski liderine karşı “cibilliyetsiz” demeniz ondan ziyade sizi tahrip etti.

*Büyüklerimizden kalan “kötü söz sahibine aittir” atasözü bunu açık olarak ortaya koyuyor.  Sonra sokak gösterileri yapan kadınlara “bunlar çürük” demenizi kendinize yakıştırıyor musunuz, bilmiyorum. Ama biz bir cumhurbaşkanına katiyen yakıştıramıyoruz.

*Sizden rica ediyoruz; “hakaret-küfür-azarlama” tarzında ifadeleri sözlü ve yazılı metinlerinizden çıkartınız.

*Sizin gazeteleriniz bu sözlerinizi manşet yapıyorlar. Televizyonlarınız da en ince detayına kadar yayınlıyorlar. Çocuklar bunları okuyup, izliyorlar. Siz Cumhurbaşkanısınız, çocukların rol modelisiniz. Onlar siz örnek alıyorlar.

*Demokrasi konusunda da ortak bir paydamız olmalı. Demokratik bir rejiminde “çoğunlukta olanlar azınlıkta kalanların canına okur” gibi bir anlayıştan ülke olarak uzaklaşmamız gerekiyor.

*Siz Anayasa’da var olan Cumhurbaşkanı yeminini ederek göreve başladınız. Yetkiler falan değişti. Ama yemin aynı kaldı. Siz de bu yemini ettiniz. O yeminde dediniz ki:

“Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve lâik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, namusum ve şerefim üzerine andiçerim”

*Çok güzel yemin ettiniz. Bu yeminin gereklerini yerine getirmenizi ben soyadım nedeniyle “Özel” olarak talep ediyorum.

∗∗∗

Yazının başında da belirttim. İyi haber alan kaynaklara ulaşmadan bu bilgileri edindim. Özel, söylemiş olabilir, olmayabilir de… Ama bunlar da kötü değil. Eğer siyasette “yumuşama” olacaksa önce basit şeylerden başlamalı. İlkokul karnelerinde hep “pekiyi” yazan “Hal ve Gidiş” dersi gibi… Ankara zirvesinin özeti muhtemelen tarihe böyle geçecek:

-Cumhurbaşkanından Özel talepler!