2 Haftalık dinlence için yazılarıma ara vermiştim. Hatırlarsanız son yazımın başlığı “Dayanamıyorum tatile gidiyorum!” olmuştu. Gerçekten AKP iktidarı ülkeyi dayanılmaz hale getirdi… Bugün yazılarıma başlıyorum. Halkın içinde tatil amaçlı geçirdiğim 15 gün zarfında bile ülkenin her an daha da koyu bir karanlığın içine gömüldüğünü yakından gözlemek mümkün oldu! Bayram tatili diye yola çıkanların karşılaştıkları sürprizleri dinledikçe “ipin ucunun hepten kaçtığını çok iyi anlıyorsunuz!”

Yurttaşların usunda “Devlet baba nosyonu” yok olmuş. Ceberut bir güce dönüşmüş…

Devletin kurumları işlemiyor. Her kuruluşta tek adamlar türemiş… İlçe, il,vali kaymakam, güvenlik gücü, bekçi bile Cumhuriyet’in değil, tek adam İktidarının emrinde olduğunu itiraf etmekten geri duramıyor… Yasa, anayasa ya da kurallar değil yukarıdan gelen emirlerle devlet işletiliyor… Kısaca “kraldan çok kralcıların” cehenneme çevirdiği bir ülke haline gelmiş Türkiye…

***

Geçen yıl yanan ormanları ziyaret ettim. Çoğu otel olmayı, bir yandaşa rant oluşturmayı bekliyor! En azından yurttaş böyle değerlendiriyor. Kendi açlığına, uğradığı haksızlığa değil, doğanın yok olmasına, vatanın başkalarına parsel parsel peşkeş çekilmesine hınçlanıyor.

***

15 gün boyunca tek bir kişiden AKP iktidarı için iyi bir söz duymadım. ‘Acaba benimle konuşanlar hep münafık mı’ diye düşündüm, gurbetçilerin yerine uğradım. Onların kazandıkları avro şimdi çok değerli ya! Belki “AKP için iyi sözleri onlardan duyarım” diye bekledim. Heyhat! En fazla eleştiriyi gurbetçiler yaptılar! “Başka ülkelerde ter akıtarak kazandığımız paranın burada çok ama çok değerli olması bizi sevindirmiyor. Aksine üzüyor… Koskoca ülkemizi, demokrasi karşıtlığı, hak ve özgürlüklerin yok sayılması, ekonomisi, kültürü ve başta emek düşmanlığıyla, tüm değerlerimizi öyle itibarsızlaştırdılar ki, utancımızdan, yaşadığımız yerlerde kimliğimizi zor söyler hale geldik” diyorlar…

***

Turistik yöreler diye bildiğiniz ve Anadolu’nun diğer yörelerinden daha varlıklı olan deniz kıyılarında bile yoksulluk had safhada… Bir siyasetçi gördüklerinde açlık ve sefalet içinde olduklarını kızarak anlatıyorlar! Hal böyleyken!

***

Her ay ülke gündemiyle ilgili konularda araştırmalar yapan İstanbul Ekonomik Araştırma Kuruluşu 1 ve 4 Temmuz günleri arasında 1500 denekle yaptıkları araştırmasını açıkladılar. İlgimi çeken bir konuyu paylaşmak isterim.

Siyasetçilerin başarı puanını ölçmek için deneklere her ay sorulan sorular sonucunda parti genel başkanlarıyla ilgili şöyle bir tablo ortaya çıkmış! Bu ay da en başarılı(!) bulunan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan olmuş... Erdoğan’ın başarı puanı geçtiğimiz haziran ayına göre 0,4 puan artarak 4,3’ten 4,7’ye yükselmiş! Puanın yükselmesi doğal. Devletin tüm kurumları Ona bağlı. Vergilerimizin yarattığı devlet aygıtı tüm gücü ile ona çalışıyor… SADAT’ı, Soylusu, çeteleri, mafyası, tarikatları, Ticanileri, pentagonu vb. arkasında…

***

Neyse ki; Erdoğan’la birlikte diğer tüm genel başkanların da başarı puanları geçen aya göre artmış! Bu durumu “İlginç “diye değerlendirmeyelim. Temmuz ayı boyunca tüm partiler sokağa çıkarak halkın dertlerini dinlemeye başladılar! Yani Siyasete ilgi arttı. Başkanlar “Yek ekmeğe muhtaç olan yurttaşların” yanına giderek umut olmaya çalıştılar. Dolayısıyla genel Başkanlarda “görünür ve söz söyler” hale geldiler… Kısaca demokrasinin meydanlar ve alanlarda geliştiğini bir kez daha anladılar!

***

Araştırmaya bakınca bu yorumun gerçekleştiğini daha da net görebiliyoruz… Başarı sıralamasında ikinci sırada 4,1 başarı puanı ile İYİ Parti lideri Meral Akşener var. Akşener’in başarı puanı geçen aya göre 0,1 puan yükselmiş. Aynı yükseliş CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu için de geçerli. Kılıçdaroğlu’nun başarı puanı yılın yedinci ayında 3,7’den 3,8’e çıkmış… MHP lideri Devlet Bahçeli’nin başarı puanı ise geçen aya göre 0,3 artış ile 3,5 seviyesinde gerçekleşmiş... Zafer Partisi genel başkanı Ümit Özdağ’ın başarı puanı ise 0,1’lik artışla 2,9 seviyesine ulaşmış...

Diğer liderlerin puanlarına da bakalım;

Ali Babacan 3.3
Muharrem İnce 3.2
Temel Karamollaoğlu 3.0
Selahattin Demirtaş 3.0
Ahmet Davutoğlu 2.9
Erkan Baş 2.9
Ümit Özdağ 2.9
Gültekin Uysal 2.7 puana yükselmişler…

İyi niyetle bu araştırmayı değerlendirsek bile milletin sözleriyle anketlere verdikleri cevaplar arasındaki çelişkiyi nasıl açıklayabiliriz? Ya anketçiler milleti aldatıyor… Ya da millet kendini!

***

Bir yanlışlık ya da bir eksiklik olduğunu muhalefet artık anlamalı! Gerçeklerle anket sonuçları arasındaki çelişkinin ortaya çıkaracağı algının geleceğimizi daha da büyük tehlikelere atacağını halka anlatmalı! Oynanan oyuna sağ muhalefet de katılmamalı!