Hayalimdeki ülkeye dönüşmemize az kaldı. Şu aşağıdaki basit evrensel kurallara biraz daha uyarsak, geleceğimiz parlak:

* Öğrencileri fişleyelim.

* Eğitim görevlilerini fişleyelim.

* Vekilleri, bürokratları fişleyelim.

* Memurları fişleyelim. (Kimin ne olduğu belli olsun)

* Asgari ücreti açlık sınırının altına çekelim.

* En az 3-5 çocuk doğuralım ki, ucuz iş gücümüzü artıralım. Nasıl olsa o doğan 3 çocuğun okul masrafları vatandaşın cüzdanına dalan boru hattı gibi olacaktır.

* Yolsuzlukları gizli değil, uluorta yapalım. Herkes gücümüzü görsün.

* Doğa ve yeşillik bizim için ‘rant’la eşdeğer olsun. Önce bi otopark yapalım, gerisine bakarız.

* Çocukları, annelerini, ölmüşleri kalabalıklara yuhalatalım.

* Kendi halkımızın yarısını terörist ilan edelim. Sonuçta bir şiirle ya da çizdiği bir resimle de terörist olma şansını tanıyalım insanlara.

* Otosansürü geliştirelim. Artık mozaik hayatımızın bir parçası olsun. Ressamların resimlerini, markaları, çevremizde gördüğümüz her şeyi mozaikleyelim. Sonuçta görmezsek canımız çekmez. Ya da o dizide Ferrari logosu göründüğü için alacağı Ferrari’yi almaz vatandaşımız, sonuçta logosunu görmediği arabanın markasını kimse bilemez. Ferrari’yle dolaşmasın vatandaşımız, Fiat’a binsin, o da İtalyan.

* İşçileri güzelce bir ezelim. Sendika denen sivil toplum sıkıntılarının hepsini kendimize itaat edecek güzel insanlardan seçelim.

* İş kazalarında dünya birincisi olalım.

* Kadına şiddette dünya birincisi olalım.

* Eğitim çok önemli. Eğitim sistemimizi en altlara çekmek için elimizden geleni yapalım. Mesela şu anda OECD ülkeleri arasında eğitimde sonuncu görünüyoruz. Bu başarımızı korumaya çalışalım.

* Çalışma saatleri çok önemli. İşçilerimizi ölene kadar çalıştıralım. Dünyada bizden daha kötü davranan ülkeler var hâlâ. Onlardan örnek alalım. Mesela bakın Çin… Sonuçta bizim insanımızın Çin insanından ne eksiği var. Çalışsınlar ki ülkemiz kazansın.

* İnanç özgürlüğü çok önemli. Diyanet bütçesini iyice şişirelim. Şu anda mesela 2014 itibariyle 5 milyar 442 milyon liralık bütçesiyle 13 bakanlığı sollayarak en yüksek ödenek alan 13. kurum yaptık... 2014 rakamlarına göre Orman ve Su İşleri, Kalkınma, Gümrük ve Ticaret, Gençlik ve Spor, Ekonomi, Çevre ve Şehircilik, Bilim, Sanayi ve Teknoloji ile AB Bakanlığı’nın toplam ödenek teklifi ancak Diyanet’e ulaşabiliyor. Sizce de çok güzel değil mi?

* Bu kadar kazancı elimizde tasarrufla tutalım. Dünyanın en pahalı sarayını yaptıralım. Sonuçta imparatorluk bitti ama çocuk hâlâ içeride. Aksaray’ın 1000 odasının içinde 1000 oda daha yapalım. Zaten 1000 odadan çok daha fazlası var.

* Bakanlarımıza en pahalı Mercedes arabaları alalım. Sonuçta bu bakanlardan bazıları takım elbiselerinin içine bile dolar avro istifleyen insanlar. Çikolatayı bile 500 bin dolarla yiyen adam dandik arabaya mı binecek?

* Güce tapmayı, itaati ve yağcılığı milli bir değer haline getirelim. Adaletsizliği ve yolsuzluğu yaygınlaştıralım. Sanatçılarımızın değerli görüşlerine kucak açalım.

* Umutmayın her şey ufak bir yasakla başlar. Hayatlarımızı yasaklarla çevirelim. Duymadığımız, görmediğimiz, okumadığımız, bilmediğimiz şeyler hakkında bir bilgi sahibi olmazsak, iyi insanlar olarak yaşarız.

* Çevre bilincini oluşmadan kurutalım. Sonuçta bakanlarımız bile artık “Bu ülkenin nehirleri boşa akıyor” dediğinde zor durumda kalmamalı. Yol kenarlarındaki duvarları iki ayda bir değiştirilen güzel ihaleli çiçeklerle süsleyelim.

* Toplumu giderek kutuplaştıralım, sonuçta milli irade diye de bir şey var. Ne kadar çok milli irade, o kadar dik duruş.

* Sevgisizliği ve hoşgörüsüzlüğü yayalım. Bizden değilse, bizden değildir diyelim.

* Azınlıkları, farklı inançları her fırsatta aşağılayalım ve bunu aşağılayanlara da alkış tutalım.

* Adımızı değiştirelim, başına da eski günlerdeki gibi “Barbar” ekleyelim. Sonuçta Barbar Kaan, çok daha havalı. Düz Kaan nedir yani?

* Sevmeyelim, sevilelim.