Emekliyi perişan ettiler!
Tuhaf ama gerçek! Ortalama emekli aylığı en düşük emekli aylığının dahi altına düştü! Ortalama emekli aylığı 2023’te 7 bin 214 TL oldu. 20 yıl önce asgari ücretin yüzde 36 üstünde olan ortalama emekli aylıkları 2023’te asgari ücretin yüzde 28 altına düştü. Emekli aylıklarının sefalet düzeyine düşmesinin sebebi AKP’nin sosyal güvenlik politikaları!
Altı aylık resmi enflasyonun (yüzde 37,57) açıklanmasının ardından işçi ve Bağ-Kur emekli aylıklarının Ocak 2024 dönemi zam oranı belirsizliğini koruyor. Emekli aylıklarında yapılacak artış gündemin en önemli konularından biri. Tahminler ve müjdeler havada uçuşuyor! Konuyu bilen bilmeyen birçok kişi envaiçeşit miktarlar açıklıyor. İşçi ve Bağ-Kur kapsamındaki emekliler ile dul ve yetimlerin zam oranı yasa gereği yüzde 37,57 oldu. Ancak memur emeklileri için durum farklı. Onlar toplu sözleşmeden kaynaklı fark nedeniyle tıpkı diğer kamu görevlileri gibi yüzde 49,25 zam alacaklar.
Böylece İşçi ve Bağ-Kur emeklileri ile memur emeklileri arasında 11,7 puanlık bir fark oluştu. Bu farkın nedeni işçi ve Bağ-Kur emeklilerin yasa ile resmi enflasyona mahkum edilirken memur emeklilerinin zamlarının toplu sözleşmeye bağlanmış olması. Şimdi aradaki farkın giderilmesi için yasal düzenleme yapılması gündemde. Ancak emekli aylıkları öylesine perişan durumdaki sistem dikiş tutmuyor, yapılan pansuman işe yaramıyor. AKP hükümetleri emeklilik sistemini çökerterek emekli aylıklarını sefalet düzeyine düşürdü.
SEFALET AYLIKLARI!
Emekli aylıkları 2006’da kabul edilen ve 2008’de önemli değişiklikler yapılan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunundaki düzenlemeler nedeniyle dibe vurdu. Özellikle son yıllarda kök emekli aylıklarının çok düşmesi nedeniyle emekli aylıklarında tamamlama işlemi yapılmaya başlandı. Şöyle ki kök aylığı ile tamamlanan emekli aylığı arasındaki fark Hazine tarafından ödenmeye başlandı. Örneğin kök emekli aylığı 6 bin TL olan bir emekliye tamamlama işlemi ile Hazine bin 500 TL ödüyor ve böylece en düşük emekli aylığı olarak eline 7 bin 500 TL geçiyor. Ancak kök aylık değişmiyor. Zam kök aylıklara yapılıyor. Böylece ortaya bir garabet çıkıyor. Kök aylılara zam yapılıp en düşük aylığın tamamlandığı miktar değişmeyince milyonlarca emekli sıfır veya daha düşük zam alıyor. Örneğin Temmuz 2023’te emeklilere yüzde 25 zam yapılmasına rağmen kök aylık 7 bin 500 TL olarak kaldığı için milyonlarca emekli sıfır zam aldı. Ocak 2024’te de aynı tehlike kapıda!
Emekli aylıklarının nasıl dibe vurduğu ve düştüğünü gösteren çarpıcı bir örnek vereyim. Tuhaf ama gerçek! Şu anda ortalama emekli aylığı 7 bin 500 TL’lik en düşük emekli aylığının dahi altındadır! Olur mu demeyin. Oluyor! 2023 yılının 10 aylık SGK verilerine göre ortalama emekli aylığı (dul ve yetimler dahil) 7 bin 214 TL’dir. Ortalama işçi emekli aylığı (dul ve yetimler dahil) 6 bin 951 TL’dir. Üzerini Hazine tamamlıyor ve 7 bin 500’ye yükseliyor Varın gerisini siz düşünün! Bu tablo sosyal güvenlik sisteminin garabetini çarpıcı biçimde ortaya koyuyor.
Emekli aylıklarının perişanlığını ortaya koyan bir diğer veri emekli aylıklarının asgari ücrete oranıdır. 20 yıllık dönemde ortalama emekli aylıklarının ortalama net asgari ücrete oranı ciddi bicinde düştü. 2003 yılında ortalama asgari ücretin yüzde 36 üzerinde olan ortalama emekli aylıkları 2023 yılında asgari ücretin yüzde 28 altına geriledi (Grafik). Bir diğer ifadeyle 2003 yılında emekli aylıklarının asgari ücrete oranını 100 kabul edersek 2023 yılında 59’a geriledi. Emekli aylıklarının asgari ücrete göre düşüşü yüzde 41 oranında oldu. Eğer emekli aylıklarında 2003 düzeyi korunmuş olsaydı 2023 yılı sonunda ortalama kök emekli aylığı 7 bin 214 TL değil 13 bin 538 TL olacaktı. Ocak 2024 artışı bunun üzerine yapılacaktı. Böylece Ocak 2024’te ortalama emekli aylıkları 20 bin TL düzeyinde olabilecekti. Ancak AKP hükümetlerinin izlediği politikalar sonucunda emekli aylıkları sefalet düzeyine geriledi.
SGK’NİN DURUMU TIKIRINDA
Emekli aylıkları sefalet düzeyine gerilerken SGK’nin mali durumu nedir? EYT nedeniyle emekli sayısının ciddi biçimde arttığı dikkate alınacak olursa SGK’nin mali dengesinin bozulduğu ve gelir gider farkının açıldığı düşünülebilir. Ancak öyle değil. Emeklinin durumu dibe vururken SGK’nin mali durumu iyileşiyor! Aktif-pasif oranı 1,7 (aktif sigortalılar emeklilerin 1,7 katı) gibi kritik bir düzeye düşmüş olmasına rağmen SGK’nin mali dengesi iyileşiyor. 2003 yılında SGK’nin toplam gelirlerinin toplam giderlerini karşılama oranı yüzde 67,5 iken bu oran 2023’te yüzde 97,6’ya ulaştı. Prim gelirlerin emekli aylıkları ve sağlık harcamalarını karşılama oranı 2003’te yüzde 59 iken, bu oran 2023’te yüzde 74,5’e yükseldi.
Nasıl oluyor da aktif-pasif oranı gerilemeye devam ederken SGK’nin mali durumu düzelebiliyor? Bunun sırrı emekli aylıklarının reel olarak düşürülmesinde. Emekli sayısı artmasına rağmen emekli başına yapılan ödeme düşüyor. Prim gelirleri 2003’ten bu yana 56 kat artarken emeklilere yapılan ödemeler 45 kat arttı. SGK daha fazla prim topladı daha az emekli aylığı ödemesi yaptı. Böylece mali durumunu düzeltti. Anlayacağınız SGK şirket gibi yönetildi. Gelirleri artırıldı, giderleri düşürüldü. Emekli aylıkları sefalet düzeyine düşmüş ne gam! EYT’lilerin emekli olması emekli aylıları reel olarak düşürülerek dengelendi. Böylece EYT sisteme ek bir yük getirmemiş oldu.
SORUMLU AKP ZİHNİYETİ!
Emekli aylıklarının sefalet düzeyine gerilemesinin sorumlusu AKP hükümetlerinin izlediği sosyal güvenlik politikalarıdır. 5510 sayılı Kanun bugün emeklilerin yaşadığı durumun asıl sebebidir. “Sosyal güvenlik reformu” diye yutturulan ve gerçekte bir karşı devrim olan bu kanun ile emeklilik zorlaştırıldı ve emekli aylıklarını ciddi şekilde düşürecek bir sistem getirildi. Kanun hazırlanırken emekli aylıklarının giderek asgari ücretin yarısına düşeceğini söyledik ama dinletemedik. Sendikalar da yeterince direnç gösteremedi ve kanun kabul edildi.
Emekli aylıkları nasıl bu hale geldi? Bilindiği gibi emekli aylıkları konusunda dört unsur büyük önem taşımaktadır:
1. Güncelleme katsayısı
2. Aylık bağlama oranı (ABO)
3. Aylıkların alt sınırı
4. Aylıkların artırılma yöntemi
5510 sayılı Kanun ile bunların tümü emekliler aleyhine değiştirildi.
GÜNCELLEME KATSAYISI DÜŞÜRÜLDÜ
Güncelleme katsayısı sigortalının geçmişte ödediği primlerin bugünkü değerini bulmak için yaşamsal önemdedir. Geçmişteki prime esas kazançların bugünkü değerine ulaşması için güncellenmesi gerekir. 5510 sayılı Yasa’ya göre güncelleme katsayısı TÜFE ile büyümenin yüzde 30’unun toplamından oluşmaktadır. 2000-2008 arasında güncelleme yapılırken Tüketici Fiyatları Endeksi’nde (TÜFE) meydana gelen artış ve büyüme oranının (sabit fiyatlarla gayri safi yurt içi hasıla-GSYH) yüzde 100’ü de hesaba katılıyordu. 5510 sonrasında GSYH’nin sadece yüzde 30’u hesaba katılıyor. Böylece güncelleme katsayısı ciddi biçimde düşürüldü.
AYLIK BAĞLAMA ORANI (ABO) DÜŞÜRÜLDÜ
Aylık Bağlama Oranı (ABO) sigortalının belirli bir prim ödeme gün sayısı karşılığında ne oranda aylığı hak edeceğini belirlemektedir. Diğer bir ifadeyle güncellenmiş aylık ortalama kazancın ne kadarının emekli aylığı olarak ödeneceği ABO’ya bağlıdır. ABO’nun yüksek olması daha yüksek emekli aylığı anlamına gelmektedir. 5510 sayılı Yasa ile aylık bağlama oranları ciddi bir biçimde düşürüldü. 25 yıl çalışan ve 9000 gün prim ödeyenlerin aylık bağlama oranı yüzde 50’ye, 7200 gün prim ödeyenlerin aylık bağlama oranı ise yüzde 40’a düşürüldü.
Ayrıca tavan sınırlaması getirildi ve ABO’nun yüzde 90’ı geçemeyeceği hükme bağlandı. Sonuç olarak emekli aylığını belirleyen her iki değişken de küçültüldü. İki değişken birden küçültülünce emekli aylıklarındaki düşüş de vahim oldu.
AYLIKLARIN ALT SINIRI DÜŞÜRÜLDÜ
Emekli aylıklarının alt sınırı yaşamsal bir konudur. Alt sınırın düşük olması özellikle ABO’nun düşük olması durumunda ciddi sorunlara yol açar. Eğer emekli aylıkları bir alt sınırla korunmazsa düşük gelirli çalışanların emekli aylıklarında çok ciddi düşüşler olabilir. Emekli aylıkları asgari ücretin yarısına, hatta üçte birine kadar geriler. Şu anda olan budur.
SSK’lilerin alt sınır aylığı 1999 öncesinde yüzde 70 idi. Bu alt sınır 5510 sayılı Yasanın 55. maddesi ile yüzde 35-40 olarak belirlendi. Örneğin 2008 yılında işe giren bir çalışan alt sınırdan prim ödediğinde 7200 gün prim ödeyerek emekli olursa emekli aylığı prime esas kazancın yüzde 40’ına kadar gerileyebilecektir.
BÜYÜMEDEN EMEKLİYE ZIRNIK YOK!
Emekli aylıklarının bir kez saptandıktan sonra nasıl artırılacağı da son derece önemlidir. Enflasyon ve büyüme oranları emekli aylıkları açısından yaşamsal öneme sahiptir. Emekli aylıkları gerçek enflasyon karşısında korunmalı ve ülkedeki refah artışından pay almalıdır. 5510 sayılı Yasa’nın 55. maddesi işçi ve Bağ-Kur emekli aylıklarının her yıl ocak ve temmuz aylarında TÜİK tarafından açıklanacak TÜFE oranında artırılmasını öngörmektedir. Ekonomik büyümedeki artış emekli aylıkları artışında dikkate alınmıyor. Büyümeden emekliye zırnık pay verilmiyor. Memur emeklileri için toplu sözleşme artışları dikkate alınırken işçi ve Bağ-Kur emeklileri resmi enflasyona hapsedilmiş durumda. Emekli aylıklarının artışının sadece enflasyonla sınırlanması emeklilerin yoksullaşmasına yol açıyor.
Emeklilerin yasadığı sefaletin sorumlusu amasız fakatsız AKP hükümetleridir. Bilerek, isteyerek ve taammüden emekli aylıklarını sefalet düzeyine düşürdüler. “Sosyal güvenlik reformu” diye pazarlanan ve gerçekte bir sosyal güvenlik karşı devrimi olan 5510 sayılı Kanun ile gelinen tablo budur. Artık emeklilerin sorunu pansuman ile çözülemez. İddia edilen düzenleme de (en düşük aylığın miktarının 7 bin 500 TL’den 11 bin 250 TL’ye çıkarılması) çözüm olmayacak. Çare emeklilik sisteminde emekliler lehine köklü değişiklikler yapılması ve 5510 sayılı Kanun ile geri alınan hakların yeniden yürürlüğe sokulmasıdır.
Biliyorum şimdi şu soru akla gelecek: AKP emeklileri perişan etmişken nasıl oluyor da emeklilerden hâlâ yüksek oranda oy alabiliyor? Buna büyük Alman filozofun sözleriyle yanıt vereyim: Olguların görünüşleri ile özü aynı olsaydı bilime gerek olmazdı. Bilimin ve siyasetin görevi emekçilerin/emeklilerin sorunlarının gerçek kaynağını onlara göstermek olmalı. Emeklilerin büyük bölümü hâlâ yanılsama içindeyse bunun sorumlusu onlar olmasa gerek!
∗∗∗
Açıklama: Annemin uzun süredir devam eden hastalığı nedeniyle bir süredir yazılarım aksıyor. Annemin hastalığına bağlı olarak önümüzdeki günlerde de aksamalar olabilir. Okurlara duyurmuş olayım.