Yerel seçimlerde Eskişehir’de AKP adayı olarak sahneye çıkan Nebi Hatipoğlu, 9 Ocak 2024 günü basın toplantısı sırasında gazetecilere “size bir müjdem var” dedi:

-Hepinizi maaşa bağlayacağız!

Tebrik etmek lazım “bağlamayı” biliyorlar. Hatipoğlu tam olarak şöyle konuştu:

-Eskişehir’imiz lehine yapılacak çalışmalarda basında çalışan arkadaşlarımızı da değerlendirmeyi düşünüyoruz. O dönem için asgari ücret ne ise belediye şirketlerimizden tüm basın mensuplarımıza bir asgari ücreti de biz vereceğiz ve yerel basını destekleyeceğiz. Basını desteklemek Eskişehir’i desteklemektir!

Ne güzel bir teklif değil mi? Hepinize asgari ücretten birer tasma takacağız, sonra keyfimize bakacağız!

Fakat bu zatı muhteremin unuttuğu bir şey var: Sahici gazeteciler nankördür! Sizin tarzınız olan iyiliklerden(!) pek anlamazlar. Böyle avantadan lavantalara değil, halkın haber alma hakkına riayet ederler.

Nitekim Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Yılmaz Karaca kardeşim “Hatipoğlu’nun vaadini rüşvet olarak değerlendiriyoruz ve kınıyoruz” dedi.

Nebi Hatipoğlu siyasi bakımdan silikon esnekliğine sahip yetenekli bir marka olduğunu kısa süre önce göstermişti. 14 Mayıs 2023 Genel Seçimlerinde İYİ Parti’den Eskişehir milletvekili olarak Ankara’ya gitmişti. Bizim iyiliklerden anlamayan tayfa seçimden önce hissetmişlerdi olacakları:

-Seçilince AKP’ye geçecek misiniz?

-Ben şahıs olarak bindiğim araçtan inmem!

Altı ay sonra, 7 Kasım 2023 günü Hatipoğlu AKP’ye geçti!

Çok da iyi oldu, İYİ Parti’ye de öyle… Siyasette “doğru kararlar” vermek önemlidir. Yapıcı muhalefet olduğunu gösterdi. “Al sana bir vekil de bizden” dedi. Bizim memlekette sağcı olmanın böylesi avantajları vardır. Sağın büyük ustası Süleyman Demirel’in efsanevi teşhisi akıllardan çıkmaz:

-Siyasette dün dündür, bugün bugündür!

Sağcılarla, sağcılık yarışına girilemez. Girenler de kaybeder. Bu tezin kanıtlanmış sonuçları bütün haşmetiyle orta yerde duruyor. 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimde “sağcılığın kralı” Tayyip Erdoğan’ın karşısına amatör sağcı Ekmelettin İhsanoğlu ile çıkan “sol parti” yarışı kaybetti.  

14 Mayıs 2023’te bu kadar “sağcılaşmak” yetmedi onun için daha fazla sağa saparak kendi vekilleri yerine sağ partili adayları meclise taşıyan “sol parti” bir daha kaybetti.

Oysa 2014’te ve de 2023’te yaptığı işlerle, birden fazla diplomasıyla ve de pırıl pırıl mazisiyle Erdoğan ile başa güreşecek bilekli, yürekli ve bilge bir adayı vardı: Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen!

Sağın karşısına sol kimlikle çıkılabilseydi 1970’lerde Bülent Ecevit ile yapılan 2000’lerde Yılmaz Büyükerşen’le başarılabilirdi. “Eskişehir’in Hoca”sı köhne Anadolu şehrini çağdaş bir Avrupalı haline getiren belediye başkanı olarak sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada tanınıp biliniyor.

Eskişehir’le başladık, yine Eskişehir’e döndük. Hayatı boyunca aynı çizgide yürüyen ilkeli bir politikacı ile son moda esnek siyasetin temsilcisini aynı yazı içinde değerlendirmenin “haksızlık olduğunu” biliyorum.

Yılmaz Hoca, yıllarca Türkiye’den esirgendi. Bari yarattığı şehirden esirgenmese… Yoksa yarıştıklarınızdan farkınız kalmayacak, yükselen çizgide buluşacaksınız:

- En büyük ilkemiz, ilkesizliktir!