Büyük bir heyecanla beklenen “Türkiye Yüzyılı”, yeni yüzyıla girişimizden çeyrek yüzyıl sonra başlayabildi. Eski bir “geri kalmış ülke” olmanın geleneksel kadersizliği burada da gelip bizi buldu. Her neyse olan oldu artık. Küçük bir gecikmeyle başlasa da ülke huzura erdi: Türkiye Yüzyılı start aldı! En büyüğünden en küçüğüne en niteliklisinden en sıradanına kadar bütün devlet büyüklerinin altını çizdikleri bir nokta var:

-Adalet çok mühimdir!..

Adalet nerede sağlanacak? Adliye Saraylarında!.. Eskinin köhne mahkeme salonlarında adalet tam olarak sağlanamıyordu. İfade özgürlüğü konularında yeteri kadar mahkûmiyet kararları çıkmıyordu. Yeni Türkiye’nin gösterişli adalet saraylarıyla birlikte bu türden eksiklikler giderildi. Eskiden adalet sistemi adliye koridorları içinde sıkışıp kalıyordu… Günümüzde ise devasa sarayların içi dar geliyor, adalet talepleri bu binaların önünde kitlesel basın açıklamalarıyla dile getirilebiliyor. Eskiden sadece aydınlar, sanatçılar, şairler, yazarlar, gazeteciler ve insan hakları savunucularına davalar açılırken, yenilenmiş adalet sisteminde sıradan vatandaşlar da gayet güzel cezalar alabilir hale geldiler:

-Bir tüvit atan da hapse girebiliyor!

Özgürlükler açısından da Türkiye Yüzyılında şahane gelişmeler yaşanıyor. Yalnızca yerli-milli mafyalar değil, uluslararası mafya liderleri, onların veliahtları ve tetikçileri, seçtikleri kurbanlarını “özgürce” infaz edebiliyor. Terör eylemleri konusunda şehir merkezlerini tercih eden canlı bombalar kendilerini özgürce patlatabiliyor. Eski bir başbakanın ifadesiyle bu “öfkeli çocuklar” arasında lider konumunda olanlardan bazıları yakalanıp ele geçirildiğinde “yanlışlıkla” serbest kalabiliyor. Türkiye Yüzyılında ekonomik başarılar da zapt edilemez hale gelebildi. Para kazanma konusunda aksiyon, atraksiyon, konstrüksiyon yetenekleri yüksek müteşebbisler, gözlerine kestirdikleri dağları ormanları ve tarım alanlarını “özgürce” kesip biçerek ve delerek rantabl hale getirebiliyor. Turizme hizmet amaçlı olarak başlatılan yangınlar sonrasında kömürleşmiş alanlar hızla “turizm cehennemine” (pardon cennetine) dönüştürülebiliyor! Burada saymakla bitiremeceğimiz kadar çok fazla gelişme Türkiye Yüzyılının getirdiği imkanlar sayesinde hayata geçmekte. Bazı eksikliklerimiz de yok değil tabii… Çalışma yaşına gelmiş her gencimize iş bulunamıyor. Bu yüzden işsizler ordumuz mevcut. Ama aç ve açıkta değil:

-Açlık var!

Bunu söyleyen hapse girmeyi göze alır. Gerçi hapse girme “özgürlüğü” de yeni dönemin sağladığı imkanlar dahilinde. Hepsini alt alta dizip okuyunca rahatlıkla bir hak teslimi yapılabilir:

-En özgür ülke, Türkiye!