Herhangi bir olayın öncesine, sırasına ve sonrasına ait somut deliller gerçeğe götürür. Tespit tutanakları da somut delilleri üst üste koyup sorulara cevap arayarak yazılır. İhmaller, kasıt ve olayın hangi saikle işlendiğine dair bilgiler sonuç kısmına eklenir.

ERDOĞAN TERÖR İZİ TESPİT ETMİŞ, PAYLAŞSIN!

Ateş düşen Türkiye’de yangın ekolojistleri, iklim değişiklikleri ve sıcak havanın rolüne dikkat çekti: “Eşzamanlı yangınlar şaşırtıcı değil.” AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise sabotaj olasılığına değindi: “Terör izi tespit edersek ki, şimdiden bazı emarelere ulaşıldı, sonu nereye giderse gitsin gereğini yapacağız.”

İktidardan esen hava, kamu güvenliğini tehdit etti. Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen uyardı: “Bazı şahıslar ‘kundakçı, şüpheli’ yakalamak için asılsız ihbarlardan yola çıkıp, kimlik kontrolü, yol kesme ve masum vatandaşları korkutacak derecede havaya ateş etme gibi eylemler gerçekleştirerek süreci zorlaştırmaktadır.” Fail var mı? Varsa kim?

TERÖR İZİ VARSA BULMAK ÇOK KOLAY

Soruları cevaplamak için Antalya Manavgat ilçesi göz önüne alınabilir! 56 farklı noktadaki, 247 MOBESE ve 5 ayrı yerdeki Plaka Tanıma Sistemli kamera kayıtları taranabilir. Ormanlık alanlardaki kameralar da ayrıca bilgi verir. Bunlar ivedilikle basın ve kamuoyu ile paylaşılmalı.

Erdoğan “Terör şüphesi var” diyor. O halde, baz istasyonlarının ve ‘eğer yakalanan fail varsa’ HTS sinyallerinin de ortada olması gerekir! Aynı şekilde bu bilgilerin da somut olarak sunulması şarttır.

Tarım ve Ormancılık Bakanı Bekir Pakdemirli’nin İHA’lar ile ilgili açıklaması da önemli: “Bu yıl 4 İHA daha göreve başladı. İstanbul’dan Hatay’a, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ormanlarına kadar olan bölge gözetleniyor.” O halde yangınlarda kullanılan 9 İHA’nın görüntülerini de herhalde Bakanlığın resmi sayfasından yayınlanacaktır!

BULUNAMIYORSA…

Eğer görüntülerde somut bilgilere ulaşılmazsa bu 2 şeyi gösterir. Ya ortada fail yoktur ya da İHA dolaşım alanlarını, sabit MOBESE noktalarını bilen, baz istasyonlarından haberdar olan ve olası sabotajda mobil telefonunu yanına almayan profesyonel ya da yol gösterilmiş kişiler vardır!

Her noktada çevirme yapılırken, araca benzin koyan ya da yanına molotof kokteyli alarak yangına çıkan kişilerin olması iddiası sadece provokasyonlara geçit veren hedef saptırmalardır. Yine ortada dolaşan bu bilgiler, video ya da kışkırtma paylaşımlarının merkezi bulunmalı, resmi makamlar tarafından paylaşılmalıdır! Tersi iktidar hanesine yazılacak şüphedir.

YANGINLAR KİMİN İŞİNE YARIYOR?

Yeşil alanların neden yüzde 60’ının turizm ve madencilik faaliyetlerine açıldığına ve yangınlarından sonra ne olduğuna bakmak da tespit yapmamızı kolaylaştırır.

Yangınlarla ile aynı anda Resmi Gazete’de yayımlanan ve kamuoyunda büyük tepki toplayan evrak fikir veriyor. ‘28 Temmuz 2021, 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu’nun kapsamı genişletildi, Cumhurbaşkanı imzası ile ormanlık alan ve kıyı şeritleri tamamen yapılaşmaya açıldı.’ İlginç bir başka durum ise Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın (TOKİ) yangın sonrası derhal devreye sokulmasıdır!

YANGINLAR NEDEN SÖNDÜRÜLMÜYOR?

‘Yangınlar kimin işine yarıyor’ ve ‘neden söndürülmüyor’ soruları arasında da ‘mümkün olsa’, ‘tespit tutanağına’ girecek kadar somut bir bağ var. İktidar ve Türk Hava Kurumu (THK) arasındaki politik gerginlik, kuruluşun içinin boşaltılması ile sonuçlandı. Herhalde Saray ve AKP zaman zaman THK’ye kayyum atadığını unutuyor.

Erdoğan “THK’nin şu anda elinde rahatlıkla kullanılabilecek uçak yok” dedi. THK’nin Onursal Başkanı olan Erdoğan ya kurumunu tanımıyor ya da sözleri çeşitli nedenlerden ötürü gerçeği yansıtmıyor. Çünkü Bakan Pakdemirli, Türk Hava Kurumu’nun elinde CL-215 model 6 uçak olduğunu söylemiş ancak “Bunların 3’ü faal” demişti.

KİM DOĞRU SÖYLÜYOR?

Cumhurbaşkanı’nı yalanlayan Pakdemirli’yi de, THK Kayyumu Cenap Aşçı yalanlıyor. Aşçı, geçen yıl, 4 uçağın bakımının yapıldığını belirtmişti. Bakımları yapan Kanada firmasının 7 yıl garanti verdiğini söylemiş, diğer 2 uçağın bakım maliyetlerinin de 300 bin TL’ye tamamlanacağını eklemişti.

Özetle motoruna kuşların yuva yaptığı uçaklar değil hangarda tutulan uçaklar bulunuyor. Zaten havacılıkta, ‘eski uçak’ diye bir kavram yok, ‘bakımı yapılmayan uçak’ var. Bu uçaklarının ise TSK’ye ait bazı F-16’lardan bile daha genç olduğu ileri sürülenler arasında.

Sabotaj var mı yok mu, varsa kim yapıyor? Yangınlar bahane edilerek bir yandan da provokasyonların yolu mu açılıyor? Uçaklar hangarda çürütülürken, adrese teslim ihalelerle kazanç kapısı aralanıp ülkemize ihanet mi ediliyor? Felaketin başladığı gün neden Turizm Teşvik Kanunu değişti? TOKİ’nin anında devreye girmesinin anlamı var mı?

Aslında hepsine değindik. Fakat belki de henüz ilk paragrafta, ‘tutanak meselesine girmeden’, ‘şüphe ve çelişkilere dikkat çekmeden’, sadece bir soru ile çok daha sade ve üstelik somut bir perspektif ortaya koyabilirdik.

Soruyu, son paragrafa ekleyelim: Siz, felaket bölgesinde yurttaşın kafasına çay fırlatan, halk canı ile uğraşıp seferberlik halinde ülkesini ateşten çekip almaya çalışırken, konvoyu ile itfaiyenin önünü tıkayan bir ‘dünya lideri’ gördünüz mü? Gördünüzse…