Bugün 4 Şubat, bugün genel grev var. Karakışta, Ankara’nın ayazında 15

Bugün 4 Şubat, bugün genel grev var.
Karakışta, Ankara’nın ayazında 15 Aralık’tan bu yana işçi kalma mücadelesi veren, bütün Türkiye’ye hak mücadelesi örneği veren Tekel işçilerine destek için bütün sendikalar bugün “üretimden gelen güçlerini kullanma” kararını uyguluyor.
Türk-İş Genel Başkanı Kumlu imzasıyla üye sendikalara gönderilen 2 Şubat 2010 tarihli genelgede “Türk-İş ve Türk-İş’e bağlı sendikalara üye işçiler ise Anayasa’nın çalışma hakkı ve ödevi ile ilgili düzenlemede tanınan ‘çalışmama hakkını’ kullanarak 4 Şubat 2010 Perşembe günü saat 08.00-17.00 arasında kendilerini izinli sayacaktır” denildi.  Genelgede “genel grev” ifadesi kullanılmasa da bu eylemin adı kuşkusuz genel grevdir.
13 Ağustos 1999’da sosyal güvelik yasasına karşı yapılan eylemin adı “genel eylem” idi. 3 Ocak 1991’de uygulanan genel grevin adı da “genel uyarı eylemi” idi. Türk-İş’in 1975’te İzmir’de gerçekleştirdiği genel grevin adı da “genel uyarı eylemi” idi.  Önemli olan eylemin nasıl adlandırıldığı değil özüdür, nasıl uygulandığıdır. Uzunca bir aradan sonra emeğin hakların savunulması için genel greve gidilmesi önemli bir adımdır.
Başbakan hak arayan işçileri “yeniçeri”lere benzetse de, genel grev ve üretimdem gelen gücü kullanma işçi sınıfı mücadelesinin en önemli araçlarından biridir, dahası işçilerin hakkıdır.
12 Eylül Anayasasının 54. Maddesi ile genel grev yasaklansa da genel grev bir haktır, meşrudur. En son 25 Kasım’da kamu çalışanları genel gerev hakkını kullanmıştır.
Genel grev siyasi iktidarın kararlarını değiştirmek için, etkilemek için yapılır. Genel grevler bazen siyasal iktidarın çekilmesiyle veya seçim kaybetmesiyle sonuçlanabilir.
GENEL GREVE CEZA VERİLEMEZ
1989 Bahar Eylemleri ile 3 Ocak 1991 genel grevi ve madenci yürüyüşü, ANAP iktidarının gidişini hazırlamıştı. Bunu daha sonra Mesut Yılmaz bizzat itiraf etmişti.
Fransa’da neoliberal Alain Juppe hükümeti 1994’te bütün ülkeyi saran grev dalgasının ardından istifa etmek zorunda kalmış ve yapılan seçimlerde sendikaların da desteğiyle sosyalistler iktidara gelmişti. Genel grev işte böylesine önemli bir araçtır.
Genel grev haktır. Genel grevin yasadışı olduğu iddiası geçersizdir. Genel grev meşruluğunu katıımından, etkisinden alır. Dahası genel nitelikli grevler sadece meşru değil hukuksaldır. Anayasa Mahkemesi 13 Ağustos 1999 genel eylemi nedeniyle önüne gelen bir kararda yasama, yürütme ve yargı organlarının bir karar almasını veya bu organlarca alınmış bir kararın değiştirilmesi amacıyla yapılacak kanun dışı grevlere ceza verilmesini öngören 2822 sayılı yasanın 73/3 maddesini iptal etmiştir (2008/44 sayılı karar).
Anayasa Mahkemesi mesleki, ekonomik ve sosyal amaçla genel nitelikli bir grev yapılmasını hukuka uygun bulmuştur. Dolayısıyla hükümet kararlarını etkilemek ve değiştirmek amacıyla yapılacak grevlere ceza uygulanamaz.
Öte yandan ILO denetim organı kararları ile İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi kararları da hükümet kararlarını etkilemek ve değiştirme amacıyla, mesleki, ekonomik ve sosyal teleplerle yapılacak genel nitelikli grevleri ve eylemleri hak olarak kabul etmiştir.
ANKARA’DA İŞÇİLER VAR
Bugün çalışanlar hükümetin 4-C kararını değiştirmek için, Tekel işçilerinin hakkını korumak için genel grev yapıyor, genel grev hakkını kullanıyor.
Türk-İş Başkanı Demirsoy yılar önce, hükümetlere karşı sendikaların gücünü ifade etmek için “Ankara’da hükümet vardır, Ankara’da başbakan vardır. Ankara’da Türk-İş vardır” demişti.
Tekel işçilerinin bu onurlu hak arama mücadelesiyle birlikte artık şöyle söylenmeli: Ankara’da hükümet vardır, Ankara’da başbakan vardır. Ama Ankara’da Türk-İş’in önünde işçiler vardır!
Evet Ankara’da işçiler var, işçi kalmak için, hakları için direnen işçiler var.
Ve bugün genel grev var, onlara destek için, sınıf dayanışması için!