Gücün sesini dinleyin
Bugün marjinal gazete BirGün’ü ele geçirdim. Sorumsuz, ahlaksız manşetleriyle bizimle bir liseli genç edasıyla dalga geçen bu gazetenin içine sızdım. Çok yakında kapatıcam bu gazeteyi de. Zaten gazete dediğin şey en iyi ölülerin üzerinde duruyor. Onun dışında bi anlamı yok... Sana da zor gazeteci kardeşim, hem yazdığın çizdiğin bi işe yaramıyor, hem de boşu boşuna dava mava uğraştırıyoruz seni. Gelin gündemi bi de benden okuyun. Yazmaz böyle gazetelerde benim yazacaklarım.
* Bi kere güvenlik zafiyeti yok. Biz ‘koltuğa oturmazsa ölür hastalığı’na yakalandığımız için bu açıklamayı yaparken de sıkıntı yaşamadık. Bakın zaten yanımda Bakan arkadaş gülüyor. –Lan olm gülme, sayılar ölmüş! Biraz tikkat sevgili Bakanlar… Evet, ne diyordum? Güvenlik zaafı yok. Ya patlamadan hemen sonra coplar nasıl da hızlı kalktı fark etmediniz mi? Eee, siz de gelen polise saldırmayacaktınız. Polis sizin dostunuz, ona dalarsanız, o da size gaz bombası atar. Yerdeki cesetleri filan görmemiş olabilir, olay anının heyecanı ne de olsa… Oluk oluk biber gazı.
* Ölenler suçlu. Onu da açıkça belirteyim. Ölmeselerdi arkadaş. Bakın, bizim Ömer Çelik var, hükümet sözcüsü ne dedi? “Bu olaylar her yerde olabiliyor, İngiltere’de mesela…” Ya koskoca sözcü çıktı konuşuyor, neden dinlemiyorsun, neden kanal değiştiriyorsun? Adam haklı. Ayrıca ölüm Allah’ın emri, ayrılık olmasa… Ölenlerin de biraz ihmali yok mu sizce? Neden ölüyorsunuz değerli vatandaşlar? Bak barış istedin, al sana barış.
* Valimiz, emniyetimiz, bakanlarımız hepsi on numara insanlar. Mesela şu anda atalet bakanı olan kardeşim bundan yıllar önce ceza infaz kurumları ve tevkif evleri genel müdürü idi… Hapishaneleri yönetiyordu. Nereden nereye değil mi? Oradan koskoca bir ülkeye… Bu işler böyle oluyor, bizde herkes çok çalışıyor. Çalışıyor ama kendine çalışıyor, ama çalışıyor. Öyle düşünün. Reyiz de kızının nikâhında şahitlik yapmıştı. Bizim sevgimiz karşılıklı sonuçta. Siz bunu anlayamazsınız.
* Tutturmuşlar, “Devletin görevi vatandaşının hayat güvencesini sağlamaktır” diye. Ya gülüyorum, daha geçenlerde haberi çıktı, katırları filan görmüşsünüzdür. Uçurumdan kendilerini attılar. Bu ülkede katırlar bile ölmek istiyor, insanlar o yüzden bir kez daha düşünsün. Bir katır kadar düşünmesin mi benim vatandaşım?
* İhmal yok, zafiyet yok. Kötü alışkanlığımız bile yok. Reyiz elimizde sigara görse paketlerini alıyor. Biraz tuhaf bi davranış ama zamanla alışıyorsunuz. Ben Aksaray’a gittiğimde 4 paket sigara götürüyorum. 3 paketini mega amir yakalıyor, bi paketi de arkadaşlarla aşırı pahalı odalarda içiyoruz. Sonuçta bu millete hizmet etmek için buradayız. Hizmete sevdalıyız.
* İnternet sansürü de bizim zamanımızda aşıldı. Bakın eskiden erotik içerik vardı, şimdi çok şükür hepsi yasak. Sadece bu mu? Haber siteleri, forumlar, hatta ansiklopedi siteleri ya da sadece görüntü hosting’i yapan (imgur.com) gibi siteler bile kapalı. Ama Twitter ve Facebook açık. Facebook’un zaten enseye sopayı yerleştirdik. Türkiye’de bi oyunculuk yapamazlar, Twitter desen, onu da artık sansürlemiyoruz, kapatmıyoruz. Sadece tüm ülkenin internet bağlantısını yavaşlatıyoruz. Ya size iyilik yaramıyor gerçekten. İnsanlar nostalji hissi yaşamak için neler neler yapıyor, biz size 1990’ların internetini sunuyoruz, hâlâ laf ediyorsunuz.
* İmkânsızlıklar içinde size en iyi hizmeti sunmaya çalışıyoruz ama bir türlü yaranamıyoruz. Bakın daha geçen gün başbakanımız –kendisi trollerimiz sayesinde dünyanın en sevimli başbakanı seçildi bu arada- hayatını kaybetmiş, parçalara ayrılmış bir intihar bombacısını adalete teslim etti. Hem de bombacı hayatını kaybettikten sonra. Sırf bunu düşünün ve bizim partinin nasıl süper bir ortam olduğunu düşünün.
* Bu arada seçim vaatlerimize baktınız mı? 13 yıldır yol ve beton dışında topluma ve doğaya neredeyse sıkıntıdan başka bir şey vermedik, bundan sonraki 13 yılda inşallah çok daha iyilerine layık olacaksınız. Herkes hak ettiği gibi yönetilir sonuçta. Kalitemiz belli, size talibiz.
* Oyunuzu alıcaz, belinizi incitmeyeceğiz. Benim oyum istikrara. Bize oy vermezseniz kaosu filan seçerseniz, şimdiden akıllı olun, sonra ağlamayın.
