Galiba 100 yıllık Cumhuriyet, tarihinde bu kadar yalan söyleyen, her hareketiyle halkı aldatan, her projesiyle yurttaşın emeğini sömüren, çıkardığı her yasayla ülke kaynaklarını yandaşlarına akıtan, attığı her adımla Türkiye Cumhuriyeti’ne kin kusan ve söylediği her sözle birbirine nefretle yaklaşan bölünmüş bir toplum oluşturma amacı güden bir iktidarla karşılaşmadı…

Dahası, ülkenin tüm temel ilkelerini büyük bir hasetle yok eden, ahlaki değerlerini bozan, dürüstlük ve vicdan kavramlarını kendi çıkarına göre yorumlayan bir iktidarla tanışmadı…

Ve laik demokratik düzene saldıran, sosyal hukuk devletini kaldıran, yurttaşı kul, halkı  ümmet yerine koyan, çağdaşlığı, moderniteyi ve gelişmişliği es geçen, kadına ve gence düşman, 6 yaşındaki kız çocuklarına hayran, İslam’ı ticaret konusu yapan, mütedeyyinlerle ilgisi olmayan ama din şarlatanlığını kimseye bırakmayan bir yapıyla yönetilmedi…

∗∗∗

Önce, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin TBMM’de yaptığı ve açıkça anayasal suç işlediği konuşmasında; “Tarikat ve cemaatlerle protokol yapmaya devam edeceğiz çünkü onlar çocukların dağa çıkmasını engelliyor” diyerek, yasa dışı yapılara kendi yetkisini devrettiğini ve kindar gençlik yetiştirme projesinin artık açıkça sürdürüldüğünü Meclis’te ifşa etti…

∗∗∗

Sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan “Şeriat-hilafet yönetimi isteyen tarikat ve cemaatleri savundu, laik Cumhuriyeti hedefe koydu…”

“İslam’ın hayata dair kurallarının bütününü temsil eden şeriata düşmanlık, dinin kendisine husumettir” diyen Erdoğan, “Kelime-i tevhit bayrağı” için suç duyurusu yapan barolara da tepki gösterdi...

Yani, “Şeriat Müslümanlıktır!” diyen bir cehaletle karşı karşıyayız!

∗∗∗

Eski müftü, 16. Dönem CHP Kayseri Milletvekili Abdülgani Aşık, Erdoğan’ın bu sözlerine; “Şeriat eşittir İslamiyet değildir. Din bilgileri yüzeysel olanlarla, seçim dönemlerinde din sömürüsünü alışkanlık haline getirenleri seçmenin takdirine bırakmak en doğrusudur” diye cevap vermişti…

Çünkü Şeriat; “Kuran ayetleriyle birlikte Hz. Muhammed’in hadisleri ve eylemlerinden çıkarılmış yorumlara dayanan, insanın ve toplumun yaşamını düzenlemeyi amaçlayan kurallar bütünüdür. Kısaca İslam Hukukudur!”

∗∗∗

Kaldı ki Hangi şeriattan söz edeceğiz?

Emevi şeriatı mı? Taliban şeriatı mı? FETÖ’nün tarif ettiği şeriat mı?

Menzil’in istediği şeriat mı? Boka Haram’ın şeriatı mı? İran’daki şeriat mı?

Görülüyor ki İslam ülkeleri içinde ne kadar şeriatla yönetilen ülke varsa, o kadar farklı şeriatlar vardır…

Yorumlardan hareket eden şerri hukuk (Şeriat) her ülkede farklı uygulanmaktadır ve bütünsel bir yapı oluşmamıştır…

Dün, Suudi Arabistan’da sokağa yalnız başına çıkamayan kadınlar, bugün, araba kullanıp, futbol maçı izlemek için stadyumlara dahi gidebiliyorlar…

Dün Afganistan’da okula giden kız çocukları, bugün bırakın okula gitmeyi, evden dışarı çıkamıyor…

Hangi şeriat?

“Müslümanlık şeriattır” demek hangi akla uygundur?

∗∗∗

Artık, sözü ve özünü açıklamaktan çekinmeyen AKP iktidarının davası, Atatürk’ün çağdaş, modern ve laik demokratik hukuk devletini, şeriatı öne çıkaran ılımlı bir İslam devletine dönüştürmektir.

Hatırlarsanız, AKP işbaşına geldiği yıllarda ABD’li Condoliza Rice’ın İktidara ilk öğüdü; “siz ılımlı İslam’a geçin” olmuştu!

Sahi ılımlı İslam nedir? Müslümanlığın kurallarını bozup çarpıtmak mıdır?

AKP bugün bunu yapıyor…

İslam’da yalan, hırsızlık, iftira, hakka şirk koşmak yoktur.

Adaletsizlik, hele kul hakkı yemek hiç yoktur.

İslam’ın ilk şartlarından biri günah işlememektir!

Oysa bunların hepsi, hem de İktidar tarafından yapılıyor…

Güncellenmiş ılımlı İslam bu olsa gerek!

∗∗∗

AKP’ye akıl veren emperyalist işbirlikçilerinin söylettiği, “Demokrasi bizi istediğimiz durağa götüren tramvaydır. Halk isterse laiklik de elbette kaldırılır. Hem Müslüman hem laik olunmaz” sözleri, İhvancı anlayışı çok net göstermektedir…

∗∗∗

Yarın “Dünya emekçi kadınlar günü kutlanacak!”

AKP iktidarında yine coşku yerine elem ağır basacak…

Binlerce kadının öldürüldüğü ve dünyada en fazla kadının katledildiği ülke konumundayız…

Erdoğan’ın; “kadın erkek eşit olamaz” sözü ve İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmış olunması, kadın ölümlerinin hız kesmeden devam etmesini sağlamıştır…

∗∗∗

Laiklik, inanç ve ibadet özgürlüğü kadar çağdaş, medeni, demokratik, sosyal ve hukuk devletinin de varlık nedenidir…

Türkiye laiktir. Laik kalacaktır!

Yalanlar ve iftira atanlar, hırsızlarla kol kola dolaşanlar, kendi ülkesini soyanlar bir gün hesap vereceğini unutmasınlar…