Google Play Store
App Store

Türkiye farklı bir yönde son sürat uçuruma doğru gidiyor… Sadece çöken ekonomiyi, aç ve işsiz kalan yurttaşların hayat kavgasını ya da gelecekten umutsuzca koparılmasını yaşamıyoruz. Aynı zamanda yargının bağımlı hale getirilmesi, sosyal devlet olmaktan çıkarılması, geleneksel ahlak, kurumsal etik, yasalara ve de insana saygı, toplum ve doğaya sevgi, dürüstlük, onur, namus, özgürlük ve dayanışma gibi Türkiye’nin çok önemli değerlerini de kaybetme zorlamasıyla karşı karşıyayız! “Üretmeyen ekonomide yasadışı yollarla elde edilen kara paraya, devlet kurumlarının işlevsel halden çıkarılmasına, kanun da hükümet de Meclis de yani devlette benim” diyen bir düzende yaşamaya mahkûm edildik! Can ve mal güvenliği hepten yok oldu.

***

Ülke, doyumsuz siyasetçi, liyakatsiz bürokrat ve kifayetsiz kurumlarla yönetiliyor. Devlet, muhterislerin elinde… Dolayısıyla ülke kaynakları, vergilerimiz, kurucuların bıraktığı miraslarımız, pervasızca yok ediliyor! Boşalan devlet kasasını usul ve yasadışı kara para kaynaklarıyla doldurmaya çalışılırken, doğal olarak meşru organları atlayıp mafya uzantılarıyla uzlaşmak gerekiyor. Bu uzlaşı, hem kendi ceplerini dolduruyor hem de yandaşlar sayesinde koltukta daha uzun oturmayı sağlıyor. Oysa dünya ailesi içinde yaşayan Türkiye, bu düzenle bir yandan emperyalistleri tahrik ederken, diğer yandan çağdaş demokratik hukuk devletleri indinde itibar ve saygınlığını kaybediyor. Ama nereye kadar? Bu azgın, adaletsiz ve hak bilmez yapı, ilk seçimde koltuğunu yitirmeye mahkûm!

***

Her yıl ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından Kongre’ye sunulan Uluslararası Narkotik Kontrolü Strateji Raporu’nda, “Uyuşturucu ve Para Aklama" başlıkları altında Türkiye ile KKTC’de yapılan yasadışı faaliyetlere geniş yer veriliyor. Biliniz ki, bu raporda yazılanlar bir yurttaş olarak içimi çok acıtıyor. Rapor; Avrupa ve Asya kesişmesinde yer alan Türkiye’nin, kara para aklanmasında ve uyuşturucuyla mücadelesinde yeterli önlem almamasının nedenini “yasadışı finanstan pay almak” olarak açıklıyor. Bu durumda, Türkiye’nin yasadışı uyuşturucu kaçakçılığının önemli bir “transit ülkesi" haline geldiğinin altını çiziyor. Raporda; “Özellikle Afganistan'dan Avrupa'ya gönderilen afyonun ve Avrupa'da üretilip Asya'ya gönderilen sentetik uyuşturucuların Türkiye üzerinden geçtiği” belirtiliyor.

***

Rapor, ülkenin içinde olduğu vahim durumu gözler önüne seriyor. Diyor ki: “Türkiye'nin içinde ve çevresinde faaliyet gösteren terör örgütleri, uyuşturucu kaçakçılarına lojistik, koruma ve başka türden destek sağlıyor. Suç örgütleri, Güney Amerika, Meksika, Avrupa ve Asya'ya büyük miktarlarda eroin ve kokain sevkiyatı yapıyor.”

Ayrıca, İran sınırı yakınındaki “eroin dönüştürme laboratuvarlarından, uluslararası suç çetelerinin çıkar elde ettiğini” belirtiliyor: “Suriyeli uyuşturucu kaçakçıları, Türkiye'nin uyuşturucu ticaretinde önemli bir rol oynuyor."

***

2021 Sedat Peker yılı olmalı!.. Mayıs 2021’den beri yayınladığı video ve attığı tweetlerle Türkiye’nin uyuşturucu cenneti haline dönüştürüldüğü yolunda açıklamalar yapmıştı!

AKP’li bazı yetkililer ve çocuklarının uyuşturucu ticareti yollarını belirlediği iddiası vardı! Yapılan ifşaat ve iddiaların hiçbiri, ne devlet kurumları ne de yargı tarafından soruşturulmadı. ABD Raporu, “Sedat Peker’in yapmış olduğu, AKP’ye yakın bir kişinin, Venezuela-Türkiye kokain bağlantısı açıklamasının yaygın bir iddia olduğunu” belirtiyor! Dahası, “Türkiye’nin uyuşturucuyla mücadele politikasında, üretim ve kullanımı önlemekten daha çok, operasyonlara önem verildiği” açıklanıyor. Devamla, “Hükümet büyük ölçüde, terör şebekelerinin özellikle İran ve Afganistan üzerinden eroin kaçakçılığına dahil olmasına odaklanırken, büyük Türk suç örgütlerini daha az incelemeye, engellemeye ve kovuşturmaya tabii tutuyor" saptamasını yapıyor. Rapor, "Türk yetkililer, ülkedeki uyuşturucu bağlantılı soruşturmalarda iş birliği için ABD'den gelen davetleri kabul etmediler" diyerek, yetkililerimizi suçluyor!

***

ABD Dışişleri Bakanlığı raporunun kara para aklamayla ilgili bölümünde;
•Türkiye'deki yasaların uluslararası standartlarda olduğu ama uygulamada sorunlar yaşandığı,
•Coğrafi konumu ve siyasi çalkantılar yaşayan ülkelere yakınlığı nedeniyle Türkiye'nin yasadışı finansla mücadele çabalarının karmaşık hale geldiği,
•“Ülkenin kontrol edilmeyen havale şirketleri için merkez olduğu” yorumu yapılmış!

***

Raporda;
•Yasadışı kazancı meşru gelir olarak göstermek için paravan şirketler kullanılıyor.
•Online yayın yapan kuruluşlar üzerinden potansiyel olarak karapara aklanılıyor.
•Lisanssız havale şirketleri aracılıyla büyük miktarlarda nakdin yeri değiştiriliyor.
•Banka hesaplarının, yasadışı kazançlarını finansal sistem içinde hareket ettirmek için kullanıldığı biliniyor.
•Ve “Merkez Bankası'nın bu şirketleri denetleme yönünde girişimleri bulunduğu ama çok azına ceza kesildiği” belirtiliyor.

***

“Kripto para piyasasının da büyük ölçüde denetlenmediğini ve ABD'deki siber dolandırıcılıktan elde edilen yasadışı kazancın varış noktalarından birinin Türkiye olduğu” da raporda ayrıca belirtiliyor. “Türkiye, Kuzey Kıbrıs'la bağlantılı kumarhaneler üzerinden para aklanmasıyla etkin mücadele için gerekli olan yasalara veya yöntemlere sahip değil” diyerek, Peker’in açıklamalarını güçlendiriyor. Aslında bu rapor bildiklerimizi tekrarlıyor! İktidar ve yargının yapmadığını bir başka ülke dile getiriyor. Bu durum Türkiye için züldür. Karapara aklayan ülkeler listesi olan “gri liste”ye Türkiye’yi aldıran AKP iktidarı, artık gitmelidir. Türkiye’nin saygınlığı bu iktidarla geri alınamaz.