Rusya IŞİD’ci ailelerini geri aldı IŞİD aileleri de dönüş tartışması içinde. Rusya, cihatçı çocuklarının önemli kısmını geri aldı. Batı buna da isteksiz. Avusturya Yeşiller Partisi eski vekili, hukukçu ve Viyana Üniversitesi akademisyeni Berivan Aslan, istatistiklerle çözümlere değiniyor: Avusturya ve Almanya’da durum “Yükselen sağ popülizm çözüm üretmiyor, ‘Canları cehenneme’ diyor: “Kabaca 48 ülkede, 1500 IŞİD’çi tutuklu. […]

Rusya IŞİD’ci ailelerini geri aldı

IŞİD aileleri de dönüş tartışması içinde. Rusya, cihatçı çocuklarının önemli kısmını geri aldı. Batı buna da isteksiz. Avusturya Yeşiller Partisi eski vekili, hukukçu ve Viyana Üniversitesi akademisyeni Berivan Aslan, istatistiklerle çözümlere değiniyor:

Avusturya ve Almanya’da durum

“Yükselen sağ popülizm çözüm üretmiyor, ‘Canları cehenneme’ diyor: “Kabaca 48 ülkede, 1500 IŞİD’çi tutuklu. Resmi kayıtlarla Avusturya’da IŞİD’e 320 kişi katıldı. 60’ı öldü, 90-100’ü döndü, 50-60’ı ise Suriye’de hapiste. Almanya’daki sayılar da çarpıcı. En güncel veriler 2017’e ilişkin. İstihbarat, 11 bin 300 kişiyi Selefi olarak teyid etti. Ölenler var. Şimdi ortalama bin civarı. Çoğunluğu erkek, 30 yaş altı, 300’e yakın savaşçı farklı zamanlarda geri döndü.”

Fransa’da 421 IŞİD’ci hapiste

2016 Bakanlık verilerince, IŞİD’e katılan 689 Fransız’ın 275’i kadın, 17’si ise 18 yaş altı. 900’den fazla kişi de katılma girişiminde bulundu. 2016’nın son 6 ayında sadece 16 kişi IŞİD’e gitti. 2017’de ise sayı bıçak gibi kesildi. Aslan’a göre ülkede IŞİD’e katılımın yüksek olması Fransa’da radikalizmin eskilere gitmesi ile ilgili: “2017 verilerine göre Fransa’da 421 IŞİD’ci hapiste. Genellikle hemen hapsedildiler.”

Brüksel Avrupa’nın Rakkası gibiydi

Belçika’da radikalizm, 1967’ye dayanıyor. İşin içinde Suudiler var. O yıl Brüksel merkezi, INNO alışveriş merkezindeki yangında 300 kişi öldü. Dönemin Suudi Kralı, kurbanların ailelerine yardım etti. Karşılığında Belçika Kralı, Arabistan’a kentin doğusunda bir bina hediye etti. Burası kısa zamanda ülkedeki en büyük cami oldu: Büyük Brüksel Camisi. Yatırım ve örgütlenme arttı. Camideki tabela dikkat çekiciydi: Rabıta.

Faslı mahallelerinde hareketlilik daha Suriye savaşı öncesi başladı. Anderlecht ve Molenbeek’te örgütlenip Hatay’dan cihada giden sayısı yüksekti. 2016’ın sonlarındaki resmi rapora göre 632 kişi IŞİD’e katılmıştı. O tarihte hala 273 Belçikalı cihattaydı.

“Uçan Hollandalı”lar ve IŞİD sever Danimarkalılar

1 Şubat 2019 itibarıyla, Hollanda’dan IŞİD’e resmi katılım sayısı 315 olarak teyid edildi. 135’i halen Suriye’de. 85 kişi öldü. Kamplarda kalanlar ve farklı şekillerde bölgede olanlar 40, Hollanda’ya dönenler ise 55 olarak kayıtlara geçti.

IŞİD’e katılımda dikkat çeken Avrupa ülkelerinden biri ise Danimarka. Aslan; “Danimarka nüfusu ile karşılaştırıldığında, en çok IŞİD’cinin gittiği Avrupa ülkesi oldu” diyor: “150’den fazla kişinin gittiği biliniyor.”

Yargılama konusu

“Dönüş”, yargılama konusundan azade değil. Berivan Aslan hukuki olarak 3 çözümün olabileceğini belirtiyor:

“1- Suriye, Rojova’da yargılanmaları sağlıklı olurdu. Belgeler, tanıklar orada. Ancak burada çalışan bir yargı sistemi ve mahkeme yok.

2- Birleşmiş Milletler (BM), bir kararname ile ayrı mahkeme kurulabilir. Bu da yeni siyasi tartışmaları gündeme getirir. Rusya veto koyabilir. Ayrıca maliyeti çok yüksek olur.

3- Gerçekçi olan Avrupa ülkelerinin vatandaşlarını geri alıp kendisinin yargılaması.”

Sosyal zorluklar: Hapishaneler suç üretiyor

IŞİD’cileri cezaevinde tutmak çözüm mü? Kurucusu Zerkavi’nin geçmişine bakarsak cevap olumsuz. Aslan, Fransa örneğini veriyor: “Cezaevleri suç üretiyor, Selefiliği yaymaları mümkün. 13 Kasım 2016’da Paris’te 132 kişinin ölümüyle sonuçlanan IŞİD saldırganları Salah-Brahim Abdeslam cezaevinde radikalleşti.”

Aarhus Modeli 

İşin içinden çıkılır mı? Aslan yanıtlıyor: “Danimarka radikalleşme konusunda deney ve araştırmalar yapıp, modeller üretti. Ciddi devlet bütçesi ayırdılar. Bunlardan biri Aarhus Modeli.”

7 Temmuz 2005 İngiltere’nin Başkenti Londra’ya el Kaide tarafından yapılan ve 52 kişinin ölümü ile sonuçlanan seri saldırılar, İngiltere’nin 11 Eylül’ü olarak da adlandırılır. Kısaca 7/7 olarak bilinir. Danimarka’da Aarhus Modeli’nin öncü fikri, bu saldırıların ardından yaşanan endişelerle ortaya çıktı. Aslan; “Aarhus, bir rehberlik programı” diyor: “Grup toplantılarında eski bir radikal deneyimlerini anlatarak, cihaddan yeni dönen militanının fikirlerini değiştirmeye çalışıyor. Olumlu yansımaları oldu.”

Suriye savaşı başlarında, Avrupa siyasetindeki etkin fikir Esat’ı devirmekti. Belçika’dan örnek verelim. Dönemin liberal Belçika Dışişleri Bakanı Didier Reynders RTL radyosunda; ‘Suriye’ye gidenler anısına belki bir gün devrim anıtı dikeceğiz’ demişti. Sosyalist Başbakan Yardımcısı ve Sağlık Bakanı Laurette Onkelinks de cihatçıları, 1936-39’da İspanya’da ulusal tugaylara katılan devrimcilere benzetiyordu.

Avrupa şimdi dönüş endişesi taşıyor. Batı; iyi niyetli mi, önyargılı mı yoksa iki yüzlü mü? Sorular tartışmaya dahil edilmeli.