Bostancı Gösteri Merkezi’nin tribünleri daha konser başlamadan doluyor. Oysa bu türden etkinliklerin başlama saati hiçbir zaman 18.30 olmaz,

Bostancı Gösteri Merkezi’nin tribünleri daha konser başlamadan doluyor. Oysa bu türden etkinliklerin başlama saati hiçbir zaman 18.30 olmaz, insanlar ancak 20.30’da gelmeye başlar...
Ama 30 Ekim akşamı yapılacak gösteri, her hangi bir konser değil. Rengârenk çiçek buketini andıran farklı güzelliklere sahip çok sayıda sanatçı sahneye çıkacak. O yüzden etkinliğin erken başlaması zorunluluğu var.
Esas önemli özellik ise konserin amacında: Geliriyle Hakkâri’deki Zap Suyu üzerine bir asma köprü yapılacak!
Tıpkı eski dayanışma günlerindeki gibi… Zaten köprü de yeni değil eski. Ta 1969’da üniversite öğrencileri tarafından inşa edilmiş. Ülkesinin her yerini seven gençlerin başında da Deniz Gezmiş yer alıyordu. 1972’nin 6 Mayıs’ında arkadaşları Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan ile birlikte ve onlardan bir saat önce idam edilen Deniz Gezmiş… Bu yüzden Hakkârili vefalı köylüler üzerinden gelip geçtikleri köprüye “Denizlerin Köprüsü” adını vermiş. O acılı mayıs sabahından beri bu adla anılıyor. Denizlerin Köprüsü terörün mücadele biçimi olarak devam ettiği yıllarda “güvenliği sağlamak” için top ateşiyle yıkılıyor.
CEZMİ ERSÖZ ÇAĞIRINCA
İmza günlerinde kitapları önünde uzun kuyruklar oluşturan yazar Cezmi Ersöz, Hakkâri’ye gittiğinde dost sohbetleri esnasında köprünün akıbetini öğrenince, kendine yeni bir iş ediniyor:
Denizlerin Köprüsünü yeniden yapmak!
İstanbul’a dönünce orada konuşulup, burada unutulan sözlerin aksine hemen telefonun başına çöküyor. Herkesi tek tek arıyor:
- Köprü işine var mısın?
Kabul edenler cuma akşamı Bostancı Gösteri Merkezi’ndeydi… Hem çoktular, hem de çok güzeldiler… Bulutsuzluk Özlemi, Vedat Sakman, Onur Akın, İlkay Akaya, Melike Demirağ, Cahit Berkay, Diyar, Emir İgüs, Ferhat Tunç, Muzaffer Özdemir, Haluk Çetin, Çiçek Yeşilbaş, Yasemin Göksu, Mazlum Çimen, Rojda ve Edip Akbayram hiçbir ücret almadan sadece dayanışma amaçlı olarak sahneye çıktılar. Salonu kiralama işiniyse Beşiktaş Kültür Merkezi üstlenmişti. Ses düzenlerini de BKM’ciler vermişti.
2008 KUŞAĞI GELDİ
Programı Denizlerle aynı kuşaktan olan tiyatro sanatçısı Gülsen Tuncer sunuyordu. Tuncer, dayanışma konserine gelen binlerce genci görünce heyecanlanmıştı:
- Biz 1968 kuşağı, arkamızdan gelen 78 kuşağını biliyorduk. Sonra araya uzun yıllar girdi, galiba şimdi 2008 kuşağı geldi, hoş geldiniz!
Sahneye ilk olarak güçlü sesini kadife yumuşaklığıyla da dinleyicilerine ulaştıran Haluk Çetin çıktı. Haluk biri yeni CD’si “şiiriçi şarkılardan olmak üzere üç şarkı seslendirdi.
Haluk’tan sonrası Zap Suyu’nun en deli aktığı bahar aylarındaki coşkuyla geldi. Çetin’in ardından Emin İgüs’ün olağanüstü bağlamasını Melike Demirağ’ın “Arkadaş”ı takip etti. Mazlum Çimen kısılmış sesini bu konser için riske ederek gürledi. Dayanışma konseri ilerledikçe, katılanlar artıyordu. Sahnenin önündeki boş alan bozkırda açan çiçekler misali gençlerle doluyordu.
12 Eylül’ün üzerinden silindir gibi geçtiği üniversite gençliği Denizlerin Köprüsü için boy gösterdiğinde anlaşılıyordu ki, sahnedeki şarkılar, türküler boşuna değildi:
- Tükenmeyiz, biçmek ilen…
Köprü konserinde gençlik tükenmediğini gösterdi. Salonu dolduran 5000’i aşkın biletli genç insan Hakkâri’ye yapılacak köprü kadar umut verdiler. Cuma akşamı Bostancı’da bir araya gelenler daha yolundan başında başardılar:
İstanbul’dan Hakkâri’ye dostluk köprüsünü kurdular!