Tekel işçilerinin direnişi iki buçuk aya yaklaşırken işçilerin üyesi olduğu Tek Gıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel Türk-İş Genel

Tekel işçilerinin direnişi iki buçuk aya yaklaşırken işçilerin üyesi olduğu Tek Gıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel Türk-İş Genel Sekreterliği görevinden istifa etti. Bu yazı kaleme alındığında Türkel henüz istifa nedenine veya nedenlerine ilişkin bir açıklama yapmamıştı. Ancak gerekçesi ne olursa olsun bu istifa direniş açısından kritik bir eşiğe işaret ediyor.
Sıra dışı ve mücadeleci karakteriyle öne çıkan Türkel’in olası istifa nedenlerinden biri ısrarlarına rağmen direnişçi işçilerin Türk-İş Genel Başkanı aleyhinde slogan atmaları, öfkelerini Türk-İş Başkanına yöneltmeleri; diğeri ise direnişin diğer sendikalardan yeterli ve etkin bir destek görememesi olabilir. İki nedenin de istifa da payı olduğunu kestirmek güç değil. Türkel’in böylesine kritik bir uğrakta istifa etmesi ciddi bir feryadın ifadesi olarak da okunmalıdır.
İki buçuk ay boyunca kış ortasında çadırlarda sürdürülen bir direnişte çeşitli gerilimlerin ortaya çıkması kaçınılmazdır. Hükümetin geri adım atmamasının en önemli nedenlerinden biri zamana oynayıp işçilerin sinirlerini germek ve işçilerle sendikayı karşı karşıya getirmek olabilir. İşçi arasında tereddüt ve karamsarlık yaratıp, işçi-sendika geriliminin yükselmesini bekliyor olabilirler. Tekel işçisi ve Türkel bu tuzağa düşmemelidir.
Hükümet bir yandan direnişi dağıtmakla tehdit ederken öte yandan işçilerin ay sonuna kadar 4-C için başvurmalarını sağlamaya çalışmaktadır. Sendikaların etkin bir eylem takvimi ortaya koyamaması ise sorunun çözülmesini bekleyen işçilerin sinirlerini iyice germektedir.
Böyle durumlarda işçinin ruh hali çok ani değişebilmekte ve birden bire asıl hedef bir kenara bırakılarak sendika hedef tahtasına oturtulmaktadır. Direnişlerde örgütsel disiplinin ortadan kalktığı bu anlar son derece tehlikelidir. Başarılı bir eylemin kaderi böyle anlarda değişebilir.
2002 yılında Paşabahçe Beykoz fabrikasının kapatılmasına karşı yürütülen direniş sonucunda işçilerin başka fabrikalarda çalışmalarını, işgüvencelerini sağlayan bir anlaşmaya varıldığında bir grup işçi öfkeyle sendikayı basmış, sendika tabelasını krımıştı. Sendika eylemi örgütlemiş ve başarısı için elinden gelen yapmıştı. Ama işçiler şirket tabelasını değil sendika tabelasını kırmıştı. Sınıf hareketinde böylesine karmaşıklıklara her zaman rastlamak mümkündür.
Bugüne kadar büyük bir disiplinle devam eden tekel direnişinde kritik bir noktaya gelinmiştir. Etkin eylem kararları alınamamasına karşı işçinin tepkisi elbette haklıdır ancak bu tepkinin sendikal disiplin dışına çıkması ve eylemi başarısız kılacak noktaya gelmesi riskine karşı uyanık olunmalıdır. Eylemin kaderinin sendikal demokrasi ve sendikal disiplin altında belirlenmesi kritik önem taşımaktadır.
Türkel’in Türk-İş Genel Sekreterliği’nden istifası Türk-İş’i koruma kaygısından, Türk-İş’e ve sendikalara kızgınlıktan, işçilerin bazı sloganlarına tepkiden veya başka nedenlerden kaynaklanmış olabilir. Önemli olan Türk-İş Genel Sekreterliği makamı değil, direnişin başarısıdır. Direnişin kendi doğası ve disiplini içinde seyretmesidir. Önemli olan işçinin, direnişin kurda kuşa yem edilmemesidir. İstifaya yol açan sorunlar ne olursa olsun bunların direnişin sonrasına ertelenmesi zorunludur.
Türkel’i biraz tanıyorsak genel sekreterlikten istifa etse de direnişin başından ayrılmayacak ve Tekel işçisinin onurlu direnişinin bir yenilgiye dönüşmesine izin vermeyecektir. Deneyimli bir sendikacı olan Türkel dere geçerken at değiştirilmeyeceğini kuşkusuz çok iyi bilmektedir. Bu nedenle direnişin heba olmasına, kazanımlarının ortadan kalkmasına yol açacak bir tutum içinde olmayacaktır. Yoksa sadece Tekel direnişi değil, başka türlü bir sendikacılık ümidi de yara alacaktır.
Türkel’in yegane seçeneği vardır; direnişin başında olmak ve direnişi kurda kuşa yem etmemek, heba etmemek. Türkel’in bu sorumlulukla davranacağına inanmak ve bunu beklemek Tekel işçilerinin de direnişe başından bu yana destek veren demokratik kamuoyunun da hakkıdır.