Ülkemizde 2019 Mart’ında yerel yönetimler seçimi var.

Yarış, çekişme, pazarlıklar şimdiden başladı.

Siyasi partiler uzlaşma adı altında belediye başkanlıklarını paylaşmak için masaya oturdular... Her biri kendine göre o il senin, bu il benim bölüşümü yapıyorlar…

Dahası, hiçbir yerel seçimde görülmeyen bir şekilde partiler mevcut başkanların transferi için çalışıyorlar. Diğerinin adayını kapmak için uğraşıyorlar!..

Kirli ve çirkin pazarlıklar!..

Kısaca kentlerin rantını paylaşmak bu seçime gölge düşürüyor!..

Yöneticilerde kalite düştükçe siyasi ahlak kokuşmaya başladı!..

•••

Yerel seçimler bir hizmet yarışı iken son yıllarda o anlayış kentin gelir ve rantını yağmalamaya dönüştü. Hemşerinin refahı, kentin gelişmesi hedeften çıkarıldı. Belediyeler siyasi yandaşlara çıkar sağlayan bir araç haline getirildi.

Bu toz duman arasında gözden kaçan en önemli mesele, birkaç büyük kent dışında diğer kentlerimizin tamamının ekonomik olarak ya küçülüyor ya da yerinde sayıyor olması!..

•••

TOKİ her tarafı betona çevirirken, yerleşim yerlerine giden yollar ve otoparklar unutuldu, kentin merkezindeki dar alanlara AVM’ler kurularak hayat zorlaştırıldı!..

Kentler arasındaki gelişim dengesizliği göçü tetikledi ve göç edenler gelişmiş kentlerde yeni yoksul bölgeler yarattı, bu durum da o kente yapılan yatırımların yetersiz kalmasına neden oldu...

Bugün için göç alan iller arasında Eskişehir dışında ayakta kalan ve gelişmesini sürdüren başka bir il sayamayız!..

•••

Birçok kentimiz nüfus, yaşam kalitesi ve ekonomik olarak çöküyor, eriyor, değer kaybediyor...

Sadece Doğu illerimiz değil, Karadeniz ve de Orta Anadolu bölgesinin illeri de sürekli kan kaybediyor. Yoksullaşıyor!..

Nüfus artışı, yeterli gelir olmayışı, altyapı işlemlerinin plansız yapılması, göz boyamak adına gereksiz üst yapı uygulamaları, kentte yaşayanların yaşam standardının yükseltilmesi yerine kentin ranta açılması, rantında yandaşa aktarılması şehirleri yaşanacak yerler olmaktan çıkarıyor...

Yoğun trafik, yetersiz toplu taşıma, sokak ve mahallerinin kirliliği, yaşam alanlarının daraltılması ve asıl önemlisi, üretmeyen kent ekonomisi şehirleri fakirleştirdi!..

•••

Yerel ekonomiler bir ülkenin can damarlarıdır.

Bugün ülkemiz ekonomisinin yapısal olarak gelişememesindeki en önemli faktörlerden biri yerel ekonomilerin gerilemesidir.

Her bölgenin kalkınma planları olmalıdır.

Turizm, madencilik, termal kaynaklar, endemik bitkilerin değerlendirilmesi, taşımacılık, teknolojik yatırım, sanat ve kültür potansiyeli ve benzeri konularda kentler için yapılacak ana planlar ekonominin hedefini ve gelişmesini sağlayacaktır.

Önemli olan bu kalkınma yollarının yerel yöneticiler tarafından görülebilmesi!..

Sadece görmek yeterli olmuyor. Aynı zamanda yöneticinin vizyonu, misyonu, duyguları, kentle özdeşleşebilmesi, kent ve kentliyi tanıması, yapabilirliği, arkasında bıraktığı izleri ve de karakteri kent ve kentli için önem taşıyor.

Yaşanılan şehrin değer kazanması ve de daha ileriye gidebilmesini sağlayacak projeleri gerçekleştirecek yetenek belediye başkanı için önem taşıyor...

Bir o kadar da dürüst ve namusluca hizmet erbabı olması gerekiyor.

Eşit bir yönetim sergileyecek güveni de vermesi, kentin geleceğini doğrudan etkiliyor…

•••

Kentlerin değer kazanmasında en belirgin özelliği kültürel gelişmenin sağlanmasıdır.

Göçle birlikte gelenlerle kentte yaşayanların kaynaşması, kucaklaşması, birbirleriyle tanış olması birlikte yaşam sevincini getirecektir.

İş ve aş bulmasını yani zenginleşmesini sağlayacaktır.

•••

Birlik ve dayanışma gelişmenin ön şartıdır. Birbiriyle tanış olanların, paylaşma kültürü de hızla gelişir…Kente saygı ve bağlılık artar!.. Kent kimliği oluşur!

Kent kimliğinin oluşmasının yanı sıra, birlikte yaşama kültürü bir bilinç olarak kente yerleşirse, o kent bütünüyle kalkınacaktır…

Çünkü kültürel gelişme olmadan, ne ekonomik kalkınma ne de demokratikleşme gerçekleşebilir…

Demokrasi kentte başlar.

Muhtarını doğrudan seçen köylü/mahalleli, demokratik kurallara bağlıdır.

Doğrudan nasıl yönetim istediğini belli eder. Ve seçimin sonucuyla oluşan hizmet bütününden de sorumludur!..

Aynı koşullar kentli içinde geçerlidir!..

Kentli yerel yönetimi seçme hakkına ve hizmet kalitesinin oluşması sorumluluğuna sahiptir!..

•••

Bugün yaşadığımız en büyük tehlike, iktidarı ve muhalefeti ile siyasi vesayetin her şeyi tekeline almasıdır.

Kentlerimiz, yerel ekonomilerimiz ve demokrasimiz giderek ölüyor!..

Yerel seçimler, bu nedenle yurttaşın kentini siyasi vesayetten kurtarması için en önemli fırsattır.

Haftalardır Mersin’de hemşerilerime bunu anlatıyorum, diyorum ki;

“Çağdaş bir yaşam ve demokratik bir seçim için bırakın kararı Mersin’de yaşayanlar versin! “

Ve tüm Türkiye’deki her bir yurttaşlarıma sesleniyorum; partinizin adayını öncelikle siz seçin! Başkaları değil!