Attila Aşut

yazievi@yahoo.com

Kıbrıslı Türklerin Türkçesi, Türkiye Türkçesinden kimi farklılıklar gösteriyor. Sözgelimi onların “şapka” sorunu yok! Türkçeyi Arapçanın etkisinden arındırmak istercesine, heceleri ince-kalın diye ayırmadan seslendiriyorlar. Örneğin “adil” gibi ilk hecesi uzun söylenmesi gereken sözcükleri uzatmadan, dümdüz okuyorlar. Ayrıca ünsüz harflerin sertlerini yumuşatıp yumuşaklarını sert söylüyorlar. Ülkenin adı bile konuşma dilinde “Kıbrıs” değil “Kıprıs”. Papuca “babuç”, taşa “daş” […]

Kıbrıslı Türklerin Türkçesi, Türkiye Türkçesinden kimi farklılıklar gösteriyor. Sözgelimi onların “şapka” sorunu yok! Türkçeyi Arapçanın etkisinden arındırmak istercesine, heceleri ince-kalın diye ayırmadan seslendiriyorlar. Örneğin “adil” gibi ilk hecesi uzun söylenmesi gereken sözcükleri uzatmadan, dümdüz okuyorlar. Ayrıca ünsüz harflerin sertlerini yumuşatıp yumuşaklarını sert söylüyorlar. Ülkenin adı bile konuşma dilinde “Kıbrıs” değil “Kıprıs”. Papuca “babuç”, taşa “daş” diyorlar. Bir şeyin güzelliğinden yararlanılmasını isterken, “dadını çıkaralım” diye konuşuyorlar…

Kıbrıs ağzında “k” harfinin yerini “g” almış. Örneğin “kavlamak” sözcüğü “gavlamak” olmuş. Kalbura “galbur”, kalına “galın”, kaşığa “gaşık”, kalabalığa “galabalık”, komşuya “gomşu”, sıskaya “sısga” diyorlar. “St” ünsüzleriyle başlayan “statü”, “stat”, “strateji” gibi Batı kaynaklı kimi sözcüklerin başına “ı” ünlüsünü getirip “ıstatü”, “ıstad”, “ıstrateji” diye seslendiriyorlar. Bizdeki küçültme eki de Kıbrıs Türkçesinde biraz değişikliğe uğramış. Küçük eve “evcik”, küçük kıza “kızcık” diyorlar. Yufka hamuruyla yapılan ve içinde tereyağı ile bal bulunan Kıbrıs tatlısının adı ise “katmercik”…

Kıbrıs Türkçesinde “ile” bağlacının kullanımı da bir hoş! Yenilerde yayımlanmış bir kitabın adını okurken gülümsemeden edemedim: “Nenemin Deyişiynan”.

Kıbrıs ağzında soru eki kullanılmıyor; soru tümceleri vurgu ile oluşturuluyor.

***

Sami Özuslu, Kıbrıslı bir gazeteci. Sol eğilimli SİM TV’de “Sabah Kahvesi”ni hazırlayıp sunuyor. Biraz bizdeki sabah izlencelerine benzese de onlardan daha nitelikli. Sami Özuslu; şamatasız, ağırbaşlı, serinkanlı, eleştirel sunumuyla dikkat çekiyor. Gazete haberlerini özetlerken espri de yapıyor. Eleştiri oklarından KKTC yönetimi kadar Türkiye de payını alıyor. Ama hamasetten ve popülizmden uzak duruyor. Mizah yaparken bile ciddiyetini koruyor, düzeyi düşürmüyor.

Sami Özuslu’nun sunduğu izlence içinde bir de “Günün Sorusu” var ki, benim ilgimi en çok o bölüm çekiyor. Her sabah bir sözcük ya da deyim soruluyor izleyicilere. Bu sözcük oyunu bizdekilerden hayli farklı. Sunucu, günün sorusunu yöneltirken, “Anlamını biliyorsanız yazın, bilmiyorsanız atın! Atmak serbest!” diyor.

Sözcüklere duyduğum derin ilgiden olacak, hem sorular hem bunlara verilen yanıtlar ekrana bağlıyor beni. Sorulara genellikle alaysı karşılıklar veriyor izleyiciler. Bazıları da sözcüklerin anlamını açıklarken sözü ille de hükümet uygulamalarına getirip siyasal göndermeler yapıyor. Hatta “günün sözcüğü”nden yola çıkarak taşlama türünde şiir gönderenler bile oluyor!

Birkaç gün üst üste “endek göndek”, “impitüf”, “cırlamak” gibi sözcüklerin anlamları soruldu. Kıbrıs ağzında kimi sözcüklerin hem söylenişi hem anlamı değişiklik gösteriyor. Örneğin Türkiye Türkçesinde “endek göndek” diye bir deyim duymadım. KKTC’de “saçma sapan”, “dandik”, “boş”, “değersiz” anlamında kullanılıyor. Dinleyicilerden biri soruyu yanıtlarken taşı gediğine koyuyor; tanımlamayı, KKTC’nin bugünkü durumuna benzetiyor!

“İmtipüf” dedikleri de bizim “enti püften” diye bildiğimiz sözcük. “Cırlamak” ise Türkiye Türkçesinde “ince sesle bağırmak” iken Kıbrıs ağzında “caymak”, “vazgeçmek”, “sözünden dönmek”, “oyunbozanlık” anlamlarına geliyor…

KKTC televizyonlarında hem Türkiye Türkçesiyle hem Kıbrıs ağzıyla konuşan sunucular var. Sami Özuslu, Kıbrıs ağzıyla konuşanlardan. Azeri Türkçesinden sonra Kıbrıs ağzını da sevmeye başladım. Biraz daha çaba gösterirsem Kıbrıs Türkçesini sökeceğim galiba!