Attila Aşut

yazievi@yahoo.com

PEN Türkiye, 24 Ekim 2019 tarihinde Haydarpaşa ve Sirkeci garları ihalesiyle ilgili bir açıklama yaptı. Açıklama şöyle sona eriyordu:

“Haydarpaşa ve Sirkeci gardır, gar kalacaktır.

Gerisi…

Laf-ı güzaftır!”

“Laf-ı güzaf” yazımı yanlıştır. Doğru yazım biçimi “lafügüzaf”tır. Bu Farsça niteleme, “anlamsız, gereksiz, boş söz” anlamına geliyor. “Lakırdı” karşılığı olarak da kullanılır.
Ferit Devellioğlu’nun Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat’inde sözcüğün özgün yazımı “laf ü güzaf” biçimindedir. Birçok konuda anlaşamayan TDK ve Dil Derneği, bu kez ortak bir tutumla sözcüğün yazımını “lafügüzaf” olarak benimsemiştir.

Arapça ve Farsça tamlamaların yazımında çoğu zaman bu tür yanlışlar yapıyoruz. “Lafügüzaf” da yaygın biçimde “laf-ı güzaf” diye yazılıyor. Tabii bu durum, yanlışı savunmanın ve sürdürmenin gerekçesi olamaz. Hele uluslararası bir yazar örgütünün bunu hiç yapmaması gerekir.

Sevin Okyay da bu açıklamayı, “İçinden Tren Geçmeyen Gar” başlıklı yazısına olduğu gibi aktarmış. Doğal olarak aynı yazım yanlışıyla… (BirGün, 27 Ekim 2019)
Öz Türkçe “boş söz” dense hiç sorun çıkmayacak. Ama ille de Farsçasını kullanacağım diyorsanız, o zaman doğrusunu yazacak, “laf-ı güzaf” değil, “lafügüzaf” diyeceksiniz!

***

“Erkan”, devletin nesidir?

“Barış Pınarı” harekâtı, yandaş TV yorumcularını coşturdu! Hepsi askeri terminoloji ile konuşmaya başladı. Ama çoğunun dili bu Arapça sözcüklere dönmüyordu. Konuşurken ince sesleri kalın söylüyorlardı. “Devlet erkanı”, “askeri harekat”, “meskun mahal” deyişleri kulak tırmalıyordu. İçlerinde “meskûn mahal” yerine “mezkur mahal” diyenler bile vardı!

Beni en çok şaşırtan ise Habertürk kanalında sabahları “Para Gündem”i sunan Ebru Baki’nin sürekli olarak “erkan, erkan” demesi oldu. Stüdyo konukları arasında bu söylemi yadırgayanlar vardı kuşkusuz. Ama onlar da ayıp olmasın diye sunucuyu uyarmadılar. Sonuçta doğru Türkçe, nezakete kurban gitti!

İyi ki Jülide Gülizar duymuyor bu sunucuların konuşmalarını! Yoksa, “Dilinizi eşekarısı soksun!” diyerek fırçalardı hepsini…

***

OKURDAN

“Merhaba,

Dil konusundaki duyarlılığınızı bildiğim için size iletiyorum. Gazetenin bugünkü (6 Kasım 2019) baskısının 6. sayfasında ‘Albüm geliriyle müzik atölyesi’ başlıklı haber içeriğinde iki adet yazım ya da bilgi yanlışlığı bulunmakta. İçerikte yer alan saz (enstrüman), bütün çalgıları kapsamakta olup doğru kullanım ‘bağlama’ olmalı. Yine aynı haber içeriğinde yer alan ve ‘makaras’ olarak adlandırılan çalgının adı da ‘marakas’ olmalıydı. İyi çalışmalar diliyorum.”

Timur ZEREN (Müzik Eğitimcisi)

***

“Merhaba,

Sizin dikkatinizden kaçmaz ama 13 Kasım tarihli BirGün’ün ‘Sağlık gideri de yurttaşın cebinden’ haberinin ilk cümlesi evlere şenlik: "TÜİK'in verilerine göre yurttaşın, cebinden sağlığa ödediği pay yüzde 2018'de 19.4 artış göstererek 28 milyar 655 milyona çıktı."

Nasıl cümle ama? Yazabilmek için çok uğraşmak gerekiyor.

Selamlar, sevgiler.”

Saim TOKAÇOĞLU (Gazeteci)

HAFTANIN NOTU

Konutkent’te ring otobüsü çilesi

Melih Gökçek, “Metro yapacağım” diyerek Ankara halkını yıllarca oyaladı. Bu işi beceremeyeceği anlaşılınca metroyu Ulaştırma Bakanlığı tamamladı. Ancak beceriksiz Gökçek yönetimi, metro için gerekli ring otobüslerini bile doğru dürüst çalıştıramadı; insanlar duraklarda çile çekti.

Bu sorun henüz tam olarak çözülebilmiş değil. Sözgelimi Çayyolu metrosunun son durağı olan Koru’dan Konutkent’e tek otobüs verildiğinden, yolcular durakta hem çok bekliyor hem uzun kuyruklar oluşuyor. Çayyolu’ndan Kızılay’a metroyla yarım saatte gidilirken, durakta yarım saat, bazen kırk beş dakika otobüs beklemek, bu çağda kabul edilebilir bir şey değil!