Attila Aşut

yazievi@yahoo.com

Son zamanlarda siyasal partilerin seçim çalışmalarında bir “manifesto” sözüdür gidiyor! AKP’den sonra CHP de aynı modaya uymuş. Seçim işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, geçenlerde basına bilgi verirken, “Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, aday tanıtım toplantısında seçim manifestosunu açıklayacak” dedi. “Manifesto” sözcüğü Türkçeye İtalyancadan girmiştir. Önceleri ticaret terimi olarak kullanılıyordu. Karl Marx’ın ünlü “Komünist Manifesto”suyla […]

Son zamanlarda siyasal partilerin seçim çalışmalarında bir “manifesto” sözüdür gidiyor!

AKP’den sonra CHP de aynı modaya uymuş. Seçim işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, geçenlerde basına bilgi verirken, “Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, aday tanıtım toplantısında seçim manifestosunu açıklayacak” dedi.

“Manifesto” sözcüğü Türkçeye İtalyancadan girmiştir. Önceleri ticaret terimi olarak kullanılıyordu. Karl Marx’ın ünlü “Komünist Manifesto”suyla birlikte bu sözcük tüm dünyada “siyasal içerik” kazandı. Günümüzdeki “Şiir Manifestoları” ile de yazın dünyasına girmiş oldu.

“Manifesto”nun Türkçe karşılığı “bildiri”dir. Daha geniş anlamıyla, “siyasal savlar içeren bütünlüklü düşünceler dizisi” de diyebiliriz.

“Manifesto”yu sıradan bildirilerden ayırmak için son zamanlarda “bildirge” sözcüğü de kullanılıyor. “Bildirge”nin eski karşılığı ise Arapça-Farsça karışımı melez bir sözcük olan “beyanname”dir.

Partilerin seçimlerde kamuoyuna açıkladıkları siyasal izlencelerin adı yıllar önce “Seçim Bildirisi” idi, şimdi “Manifesto” olmuş! Böyle söyleyince daha havalı mı oluyor acaba?

Ama unutulmasın: “Manifesto”, genellikle “komünist” sözcüğü ile anılır. Bu da düzen partileri açısından hayli sakıncalıdır!

AKP’nin hepten İslamcı-milliyetçi kulvara girdiği, CHP’nin iyice sağa kaydığı bir dönemde, bu partilerin komünizm çağrışımı yapan bir kavramı seçim çalışmalarında böyle uluorta kullanmaları anlaşılır gibi değil.

“Siyasal bildiri” neyinize yetmiyor? “Manifesto”, size birkaç gömlek bol gelir!

***

HAFTANIN NOTU

AKP’nin adaleti!

Cezaevlerinde 300 dolayında insan açlık grevinde, haberiniz var mı?

“Haberin var mı taş duvar? / Demir kapı, kör pencere…”
HDP Hakkâri Milletvekili Selma Güven, yüzüncü gününü doldurdu açlık grevinde. Bu satırlar yazıldığı sırada hastaneye kaldırılmıştı. Sağlık durumu ciddiyetini koruyor.

Eski CHP Milletvekili Eren Erdem, “gizli tanık” kurbanı olarak aylardır içerde. Mahkeme tahliyesine karar verdiği halde inatla cezaevinde tutuluyor. Sesini duyurmak için “Adalet Orucu”na başladı. Ailesinin ve sevenlerinin çağrısına uyarak şimdilik erteledi eylemini.

Selahattin Demirtaş, HDP’nin Genel Başkanı ve milletvekili iken, Anayasa ayaklar altına alınarak tutuklandı. 4 Kasım 2016 tarihinden beri Edirne F Tipi Cezaevi’ndedir. AİHM’nin “tahliye edilmeli” kararı yok sayılarak tutukluluğu jet hızıyla mahkûmiyete dönüştürüldü.

Osman Kavala, eşi görülmemiş bir hukuksuzlukla, hakkında iddianame bile düzenlenmeden 475 gündür hapishane hücresinde çile dolduruyor. Bu zulüm, yargı tarihimizin utanç sayfalarından biri olarak anılacaktır.

Selçuk Kozağaçlı… KHK ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı. Ezilenlerin, haksızlığa uğrayanların yürekli savunmanı. Aylardır cezaevinde. Bir süre önce babası öldü. Gömütlükte de çözmediler kelepçesini. Acımasızlık tavan yapmış ülkemizde. 12 Eylül’de bile böylesi görülmedi.

Gülten Kışanak, Sebahat Tuncel, Sırrı Süreyya Önder ve daha başkaları… Altı milyon oy almış ve Meclis’te temsil edilen bir partinin üyeleri, eski milletvekilleri, siyasal kimliklerinden dolayı tutsak edilmişler.

Adlarını yazdıklarım, kamuoyunca tanınan, bilinen kişiler… Cezaevlerinde daha binlercesi var. Gazeteciler, öğrenciler, KHK mağduru akademisyenler, “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten yatanlar… RTE’ye ve hınk deyicilerine bakarsanız, “bunların alayı terörist ve vatan haini”!

Adında “Adalet” olan bir partinin iktidarında oluyor bütün bunlar! Başka söze gerek var mı?