İsminin karşısına “tiyatrocu, oyuncu, sunucu, seslendirme sanatçısı” gibi meslekler yazılsa da Metin Uca sahici bir gazetecidir! Ayrıca ona en yakışanı da “gazeteci Metin Uca” tanımıdır.

Mesleğe adımını attığı Anadolu Ajansı’ndan (AA) sosyal medya paylaşımlarına kadar yaptığı her işte gazetecilik yeteneğini konuşturuyordu.

Araştırıyordu, buluyordu sonra da sunuyordu. Gazetecilik onun her alanda attığı ilk adım oldu. 1991’de AA’nın genç bir muhabiri olarak Bülent Dikmener Haber Ödülünü aldığında heyecandan çok gülümseme yaratmıştı:

“Davul zurna ile bale yapılır mı?”

Bu çizgide yürüyerek kendi yolunu oluşturdu. İçinde mizahı olan vakalarla karşılaşınca insanlar, onun adıyla birlikte telaffuz ediyorlardı:

-Tam Metin Uca’lık bir olay!

Metin çok güzel gülerdi. Tıpkı güldürdüğü gibi… Ama onun kahkahaları zamanla acı bir tat da bırakırdı. En acı durumları bile kahkahalarıyla anlatabiliyordu.

10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü, sabıkalı ülkenin duyarlı kalemleri zehir zemberek yazılar kaleme alırken Metin Uca, tek cümle ile en fazla etkiyi yaratabiliyordu:

-İnsan hakları mı? Hah hah ha… İnsan hakları ha? Aha aha aha!

Bu mini gösteriyi instagram hesabından paylaşmıştı.

Tarık Minkâri Hocamızın şu saptaması Metin Uca’yı da fazlasıyla açıklıyor:

-Mizah zekânın zekâtıdır!

Metin hiç kızmazdı. Ama çok kızdırırdı! Ona kızanlar ikbal mevkilerindeyseler, o zaman Metin’in sesini kesmek için harekete geçerlerdi.  

Metin Uca’yı 17 Kasım 2023 günü kaybettik. Ani bir rahatsızlık ardından kısa bir tedavi dönemi ve taburcu olması beklenirken acı haberi geldi.

İşte o andan itibaren bütün ülkede öyle güçlü bir feryat yükseldi ki, Metin Uca’nın nasıl bir sevgi yumağı oluşturduğu daha net ortaya çıktı. İlk tepkiler “İnanmıyorum, olamaz” şeklindeydi. Çünkü Metin hastaneye giderken paylaştığı bilgi notunda “Korkmayın önemli bir şey yok” diyordu. Oysa şah damarında tıkanma tespiti yapılmıştı. Kendini değil sevenlerini düşünüyordu.

Ardından o kadar güzel şeyler yazılıp çizildi ki, “bir insan bu kadar mı sevilir?” dedirtti.

Nebil  Özgentürk “Gülümseyen, neşe saçan, hayata pozitif bakan, dost canlısı, dayanışmacı, her devrin muhalifi, can dost, can arkadaş bir yakınımızı, akrabamızı kaybettik” diye duyurdu acı kaybını.

Tuluhan Tekelioğlu onun arkasından şöyle yazdı:

“Dostluğu benzersizdi. Hakikiydi Metin Uca. Şöhret, tv yıldızı olmak onu hiç değiştirmedi, popülerliğine yenilmedi.

Çocuk ruhu, merakı ve hayalleri onu hep ileriye taşıdı.
İşsiz bırakıldı, yılmadı.

Zekâsı ve yeteneğiyle yeni bir ekmek kapısı açtı kendine. Artık gazeteci değildi ama kapalı gişe oynadığı stand up’ların yükselen yıldızıydı. Merkez medyanın kapıları ona kapandı belki ama o Türk halkının kalbini, tek kişilik oyunlarıyla kazandı.

Metin tek kişilik ordu gibiydi. Siyasi erkin kendisine açtığı dava sayısı zaman içinde artarken, omurgalı duruşundan hiçbir zaman taviz vermedi.”

Musa Kart kısacık notunda “Metin’ciğim, katıldığın toplantıda "Bir şiir okuyup gideceğim" demişsin. Şiir gibi yaşayıp gittin, canım kardeşim... Ne umudunu ne de neşeni kaybettin. Zamansız gidişin içimizi çok acıttı!” diyordu.

Sedef Kabaş’ın Metin acısı da şöyleydi:

“Tertemiz yüreğinle çok kalp fethettin… Keskin zekân ile haberciliğe renk getirdin… Ekran, sahne, saha nereye gitsen ışığını cömertçe ikram ettin… Naiftin ama bir o kadar da cesur… Tüm baskılara mizahın gücü ile direndin… Geride kocaman bir boşluk bırakıp gittin…”

Derya Özel “Kabullenebilmem için birkaç gün geçsin, öyle yazı yazarım dedim ama sanırım kabullenilecek gibi değil Metin’in gidişi…” diye yazdı.

Sevgili İlhan Selçuk Ağabeyimiz “her insan yaşarken kendi heykelini yontar” derdi. Metin Uca kendi heykelini yapanlar arasında son derece parlak bir yere sahip oldu yaşamıyla…

Uca için son paylaşım Kafa Dergisinden geldi:

"Metin Uca, dergiden aldığı telifin Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğine bağışlanmasını isterdi. Biz de Metin Uca’nın aldığı telifi Kafa Dergisi var olduğu sürece, eğitimlerine devam etmekte zorluk yaşayan öğrencilere burs desteği sağlamak amacıyla her ay Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne Metin Uca adına yatırmaya devam edeceğiz. Senin adın ve iyiliğin dalga dalga büyüyecek Metin Abi. Seni seviyoruz!" 

Ardından bu kadar çok şeyi yazdırabilmek her insana nasip değildir. İyi insan olmanın en üst hali ancak böyle izah edilebilir:

-Metin Uca olmak!