Attila Aşut

yazievi@yahoo.com

Öncesi ve sonrasıyla çok yorucu, soluk soluğa bir seçim sürecini geride bıraktık. İnsanlar alın teriyle kazandıkları bir seçimi masada yitirmemek için bir de sandık kurullarında uğraş vermek zorunda kaldılar. Siyasal iktidar özellikle İstanbul’da seçim yenilgisini içine sindiremedi. Sonucu kabul etmemek için ayak diredi. İpe sapa gelmez gerekçelerle süreci uzattı; sandıkları tekrar tekrar saydırarak Ekrem İmamoğlu’nun […]

Öncesi ve sonrasıyla çok yorucu, soluk soluğa bir seçim sürecini geride bıraktık. İnsanlar alın teriyle kazandıkları bir seçimi masada yitirmemek için bir de sandık kurullarında uğraş vermek zorunda kaldılar. Siyasal iktidar özellikle İstanbul’da seçim yenilgisini içine sindiremedi. Sonucu kabul etmemek için ayak diredi. İpe sapa gelmez gerekçelerle süreci uzattı; sandıkları tekrar tekrar saydırarak Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasını 17 gün geciktirdi… Hiçbiri sonuç vermeyince de seçimi “mundar” ilan etti!

Daha önce “beka” ve “mazbata” sözcüklerini çok tartışmıştık. AKP İstanbul Anakent Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım’ın “Bu seçim mundar olmuştur” demesiyle, bu kez de “mundar” sözünü konuşmaya başladık…

Nitelendirmenin yakışıksızlığı bir yana, kimi okurlar Yıldırım’ım bu sözcüğü yanlış seslendirdiğini söyleyerek, konuyu “Dilin Kemiği” açısından değerlendirmemizi istedi.

Dilimize Farsçadan girmiş olan bu sözcüğün aslı gerçekten de “murdar”dır. Ferit Devellioğlu’nun Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat’inde sözcüğün anlamı “kirli, pis” olarak açıklanmış. “İslami şeriat hükümlerine göre kesilmemiş hayvan” tanımı ise sözcüğün ikinci anlamını oluşturuyor. “Murdar hayvan”, İslam inancında “haram” sayılıyor. Nitekim Binali Yıldırım da “Bu seçim mundar olmuş bir seçimdir” dedikten sonra “Mundar etin kavurması olmaz” diye ekleyerek bu “şeriat hükmü”ne gönderme yapmıştır. “Murdar etmek” deyimi ise halk arasında “berbat etmek” anlamında kullanılır. Ömer Asım Aksoy’un Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü’nde bu anlamı pekiştiren “Bir çuval inciri berbat (murdar) etmek” deyimini görebilirsiniz.

İçinde “murdar” sözcüğünün geçtiği birkaç atasözümüz daha var. Bunların en bilineni, “Kedi, uzanamadığı ciğere murdar dermiş” biçiminde olanıdır. Zaten     Binali Yıldırım’ın “mundar seçim” çıkışından sonra kendisine en çok anımsatılan söz de bu oldu.    

Çok yaygın olmamakla birlikte, “murdar”lı bir başka atasözümüz de şöyledir:

“Kasabı çok olan kurban, murdar olur.”

***

Özetle söylemek gerekirse, sözcüğün aslı “murdar” olmakla birlikte, halk ağzında “mundar” olarak da yaygın biçimde kullanılıyor. O yüzden hem Dil Derneği’nin hem TDK’nin yazım kılavuzunda bu iki yazım biçimi de yer alıyor. Dolayısıyla “mundar” sözcüğünü de artık “galatımeşhur” olarak Türkçenin sözvarlığı içinde değerlendirmek gerekiyor.

***

HAFTANIN NOTU

Bu görüntü güzel değil!

Muhalefetin belediye başka nları, Saray’la nasıl uyum içinde çalışacaklarını anlatmak için günlerdir dil döküyorlar! Yadırgıyoruz!

Belediye başkanları Saray’ın memurları değildir, AKP’li Cumhurbaşkanı’yla ille de uyum içinde olmaları gerekmiyor. Halk onları Saray’a değil, kente hizmet etsinler diye seçti. Herkes yasalarla tanımlanmış görevlerini yapacak…

İBB Başkanlığı’na seçilen Ekrem İmamoğlu’nun, mazbatasını almak için Erdoğan ve Bahçeli’den “katkı” istemesi”, daha işin başında kendisini zayıflatan bir naiflikti. Nitekim Bahçeli’nin yanıtı gecikmedi: “İmamoğlu’ndan Belediye Başkanı olmaz!” (Daha önce de “Erdoğan’dan Cumhurbaşkanı olmaz!” demişti ya, neyse…)

İmamoğlu, iktidarla el sıkışmaya can atan bir görüntü sergiliyor. Mazbatasını aldıktan sonra da Binali Yıldırım ve Tayyip Erdoğan’la yan yana gelmek için adeta fırsat kolladı.

İmamoğlu’nun Erdoğan’la bir an önce kucaklaşmak için bu denli istekli olmasına bir anlam veremiyorum. İBB Başkanı, meşruiyetinin kaynağını AKP’de ya da Saray’da mı arıyor?

Kimseyle kavga edin demiyoruz. Elbette tüm yurttaşlara eşit davranmalısınız. Ama size oy vermiş milyonların duyarlıklarını ve beklentilerini de göz ardı edemezsiniz! Artık yerel iktidarsınız. Özgüvenle davranın ve kendinizi birilerine kabul ettirmeye çalışmayın! Bırakın, onlar sizi kabul etsin!