“Neoliberalizmin Gerçek 100’ü” başlıklı kitap, Hayri Kozanoğlu, Barış A. Özden ve Nurullah Gür tarafından kaleme alınmış.Kitapta, Türkiye dahil olmak üzere...

“Neoliberalizmin Gerçek 100’ü” başlıklı kitap, Hayri Kozanoğlu, Barış A. Özden ve Nurullah Gür tarafından kaleme alınmış.Kitapta, Türkiye dahil olmak üzere dünyanın birçok ülkesini kasıp kavuran neo-liberalizim, simge olarak seçilen 10 ana temada incelenerek eleştirel bir şekilde masaya yatırılıyor. Ayrıca her bir tema, o temaya uygun 10 ayrı unsurla tanımlanarak ayrıntılı bir şekilde inceleniyor. Zekice tasarlanmış bu mimari sayesinde, hem neo-liberalizmi simgeleyen ve sayısı 100’ü bulan unsurlardan oluşan mozaiği bir bütün olarak görebilmek hem de her bir unsuru kendi içinde, tek başına izleyebilmek mümkün oluyor. Bu yönüyle kitap, neo-liberalizmi tüm özellikleri ve ayrıntısıyla öğrenmek isteyenler için tam bir başvuru kitabı (rehber) niteliğinde.

Kitabı değerli kılan en önemli özelliği, neo-liberalizm hakkında bilmediklerinizi öğrenmekte ya da bildiğiniz ancak ideolojik bombardıman sonucu unutmak zorunda kaldıklarınızı hatırlamakta zengin bir kaynak olmasıdır.
Kitabı değerli kılan bir diğer özelliği, en güncel tartışmaları ve en son rakamları içermesi, tarihsel perspektifi hiçbir zaman kaybetmemesi ve sıradan okuyucuya teorik göndermeleri ihmal etmeden ulaşabilmesidir.

Ayrıca, kitabın benzer konuyu işleyen diğer kitaplardan çok ayırt edici bir özelliği bulunuyor. Söz konusu kitaplar genellikle konuya tek bir disiplin açısından yaklaşıyorlar. Örneğin neo-liberalizm ya iktisat ya da sosyoloji, tarih veya siyaset bilimi disiplini açısından inceleniyor ve çözümleniyor. Oysa bu çalışmada çok disiplinli bir yaklaşım sergileniyor. Kitap bu yaklaşımıyla, böylece farklı disiplin dillerine aşina okuyuculara da ulaşma potansiyeline sahip.
Kitabın 10 teması arasında yer alan “Ekonomi Politikası’’ ile “İbret Veren Sonucu’’ başlıklı temalarda ise, özellikle iktisatçı okuyucularının ilgisini çekecek son derece çarpıcı ve özgün gözlem ve teorik çözümlemelere yer veriliyor. Bilindiği üzere, küreselleşme sürecinin öngördüğü yeni birikim modeli gereği devletin görevleri de yeniden tanımlanmıştır. Geçmişte piyasalar tökezlediğinde, kamunun müdahalesini gerektiren bazı durumlar ve alanlar mevcuttu. Bu doğrultuda devlet tarafından üç tür müdahale geliştiriliyordu; birincisi devletin bütçeler yoluyla müdahalesi, ikincisi bizzat mal üreterek müdahalesi, üçüncüsü de krizin olduğu konjonktürde destekleme alımları, asgari ücret gibi çalışma koşulları ile ilgili olarak sistemin vahşi yönünü törpüleyen düzenlemelerle yapılan müdahaleler.

Bütün bu müdahaleler yeni birikim modeli içinde gereksizleşmiştir. Bu nedenle de bütün kurallar tasfiye edilmiş, destekleme alımlarının kaldırılması, işgücü piyasalarının esnekleştirilmesi gibi kuralsızlıklar yaşanmaya başlanmıştır. Bu düzenlemelerle devlete bir yerde hakem rolü verilmiş, devletin üretici gücünün tasfiyesine gidilmiştir. Bu gelişmeler sonucunda dünya düzeyinde gelir dağılımı daha da bozulmaya başlamış, yoksulluk ve işsizlik dayanılamaz boyutlara ulaşmış, refah devleti can çekişir bir noktaya gelmiş ve kapitalizmin güvencesi olan orta sınıflar kaybolmaya başlamıştır. İşte tüm bu gelişmeler, kitabın yukarıda sözünü ettiğimiz iki ana temasında çok zengin gözlem ve çözümlemelerle ayrıntılı bir şekilde inceleniyor.
Çok ilginçtir, bunları izlerken aynı zamanda Türkiye’nin 80’lerde başlayan, 1998 IMF gözetim anlaşmasıyla perçinleşen ve ardından IMF ile imzalanan stand-by anlaşmalarıyla bugüne kadar sürdürülen neoliberal poltikaların uygulama öyküsünü de öğrenmiş oluyorsunuz. Çünkü kitapta devletin yeniden yapılandırılması süreci ve küreselleşmenin yarattığı tahribatlar Türkiye dahil ülke ekonomileri örnekleri verilerek çözümlenmekte.
Alternatif iktisat politikası arayışında olanların durum tespiti yaparken, sevgili dostum Kozanoğlu ve iki genç araştırmacı arkadaşının kaleme aldığı bu değerli çalışmadan çok önemli dersler çıkaracağını umuyorum. Bu değerli katkılarından dolayı kendilerini kutluyorum.