Attila Aşut

yazievi@yahoo.com

Son zamanlarda bize yazan okurlar, yanlış buldukları ya da kendilerine itici gelen sözcük ve anlatımlarla ilgili düşüncelerini paylaşıyorlar. Emekli Eğitmen Yasin Çağırankaya da bu bağlamda “benzinlik” sözcüğüne takılmış. Mektubunda diyor ki:

“Sayın Attila Bey, her pazartesi köşenizi keyifle takip edip feyz alan okuyucularınızdanım. Ben de TV spikerlerinin haber sunumlarında kimi zaman ‘benzinlik’ terimini kullanmalarını garipsiyorum. ‘Akaryakıt istasyonu’ yerine neden ‘benzinlik’ denir ki? Üstelik bu istasyonlarda sadece benzin satılmıyor. Malum olduğu üzere mazot ve otogaz da satılıyor. Dahası, hemen her istasyonda mini marketler de var.”

“Benzinlik”, yanlış türetilmiş bir sözcük değil. Sözlüklerde de zaten “akaryakıt deposu” ve “benzin istasyonu” olarak tanımlanıyor. Yani hepsi eşanlamlı sözcükler. Nasıl ki eczanelerde çocuk mamasından kozmetik ürünlerine değin ilaç dışında pek çok şey satılması, bu işyerlerinin “eczane” olma niteliğini değiştirmiyorsa, benzin istasyonlarında market ürünlerinin satılması da o işletmelerin “benzinlik” sayılmasına engel değil. Sonuçta “benzinlik” ya da “akaryakıt istasyonu” denen yerler, temel olarak benzin ve mazot gibi petrol türevlerinin satış noktalarıdır.

* * *

DENİZDEKİ YARALI

Konya / Ereğli’den yazan Alper Birer ise bir haberde gördüğü “mantık yanlışı”na değiniyor:

“İyi günler Attila Bey. Son dönemlerde köşeyazılarınız dikkatimi çekti. Bunun için sizi takibe aldım. Türkçe ve yazım yanlışları konusunda epey bir duyarlık gösteriyorsunuz. Bazen doğrusunu merak ettiğimiz yanlışlar oluyor. Mesela bugün haber bültenindeki altyazıda, ‘Fethiye'de tur botu battı, 1 yaralı’ diye haber geçildi. Arada sırada bu türden haberlere rastlarım. Denize düşen kişi hayatını kaybeder ama yaralı nasıl çıkar? Mantığım kabul etmiyor bir türlü. Suda insan nasıl yaralanır? Bunun doğru ismi sizce ne olmalı? Saygılar ve selamlar.”

Habere konu olan kişinin denizde canını kurtarmaya çalışırken nasıl yaralandığını bilmediğimiz için kesin bir şey söyleyemiyoruz. Ancak kimi olasılıklardan söz edebiliriz. Sözgelimi o kişi, denize düşme sırasında botun metal bir aksamına çarparak yaralanmış olabileceği gibi, bacağını denizde balonbalığı ısırmış bile olabilir. Ben asıl “sağ kurtulmak” söylemini yadırgıyorum. Bir insan şu ya da bu kazadan yaralı kurtulabilir. Ama “sağ kurtulmak” sözü gerçekten anlamsızdır. Çünkü kurtulmuşsa zaten sağ demektir.

* * *

“A” SESİ İNCE Mİ KALIN MI?

Veysi Sağlam’ın mektubu, bir yazımızda geçen tanımla ilgili:

Attila Ağabey merhaba,

BirGün gazetesinde Dilin Kemiği adlı köşenizdeki ‘Türkçenin yabancı sözcükleri dönüştürme özelliği’ başlıklı yazınızı okudum. Dil ile ilgili yazılar uzun yıllardır dikkatimi çeker ve bir şekilde beni bulur. Ben de keyifle ve pürdikkat bu yazıları okurum. Yazınızı da aynı keyif ve dikkatle okudum.

Yazınızda geçen ‘/a/ ve /o/ ünlüleri, dilbilgisi bakımından geniş sesli harfler’dir. Ama başka açılardan ayrılırlar. ‘A’, ince sesli düz ünlüdür. ‘O’ ise kalın sesli yuvarlak ünlüdür’ cümlenizdeki ifadenin, ‘/A/, kalın sesli düz ünlüdür’ şeklinde olması gerekmez mi?

Ses-harf, ünlü-ünsüz, düz-yuvarlak, ince-kalın, geniş-dar gibi geniş bir yelpazeden örnekler verince işler bazen biraz karışabiliyor. Olsun varsın, siz yine de dille ilgili yazmaya devam edin lütfen. Selam ve saygılarımla.”

Veysi Sağlam arkadaşımıza yanıtımı özelden gönderdim ama başka okurların da bilgilenmesi için bir kez de burada yinelemek istiyorum.

Türkçemiz uçsuz bucaksız bir deniz. İçine girince çıkmak kolay olmuyor! Türkçeye altmış yıldır emek veriyorum. Ama inanın bu konuda her gün yeni bir şey öğreniyorum. En büyük korkum, okura yanlış ve yanıltıcı bilgi vermektir. Bu yüzden sürekli araştırıyor, kılı kırk yararak yazıyorum. Yine de dilde tartışmalı konular / sorunlar olduğunu biliyorum. Ne var ki okurumuzun sözünü ettiği /a/ harfinin kalın ünlü olduğu konusunda bir uyuşmazlık sözkonusu değil. Hem TDK’nin hem Dil Derneği’nin yazım kılavuzlarında Türkçenin ses özellikleri anlatılırken, a, ı, o, u harfleri "kalın ünlüler" olarak belirtiliyor. Daha ayrıntılı bilgi için TDK’nin şu bağlantı adresine bakılabilir: https://www.tdk.gov.tr/icerik/yazim-kurallari/unlulerin-nitelikleri/

* * *

NOT: Dil Derneği ödülleriyle ilgili geçen haftaki bir değinimiz, Dernek Başkanı tarafından, kurumun adıyla ilintili tüm ödüllere yönelik bir eleştiri olarak değerlendirilmiş ve bu yüzden bize sitem edilmiştir. Oysa o yazıda eleştiri konusu yaptığımız ödüller, çoğu zaman Türkçe kaygısı güdülmeden, amaç dışı verilen “Onur Ödülleri”ydi. Konuyu başka yönlere çekmeye gerek yok. Üyesi olduğum bir kurumun başkanıyla kamuoyu önünde tartışmayı doğru bulmam. Ömer Asım Aksoy ile Beşir Göğüs adına ailelerinin desteğiyle verilen, tanımlanmış ve ayrı seçici kurulları olan ödüller, yazımızın kapsamı dışındadır.