Memleketin en önemli meselesi meğer ibadethane eksikliğiymiş. Bunu da öğrendik sonunda. Eğer günün birinde operaya gitmek isterseniz ve de gösteri başlamadan önce aniden namaz kılma gereksiniminiz olursa, gelişmiş devletimiz ve onun hükümeti bunu da düşündü, merak etmeyin. Müjdeler olsun artık her yerde mescit var. Dileyen dilediği kadar ibadet edecek. Hatta dilerseniz kaza namazlarınızı da oyun sırasında içerden taşan ilahi müzik eşliğinde kılabilirsiniz. Başka bir deyişle, ileri bir adımla karşı karşıyayız. Opera ile namaz bir arada!

AKP hükümetinin bu olağanüstü buluşunun kılıfı için kimi yazıcı arkadaşlar hemen gerekçe hazırladılar; ‘Çalışanların dini ihtiyaçlarını karşılamak devletin sorumluluğundadır.’ Öyle ya, memlekette seksen binden fazla cami yok zaten! Mahalle aralarına sızan mimarisi berbat, alt katları ticarethaneye döndürülmüşleri de cabası değil herhalde! Haliyle bu acil gereksinim karşısında önlem almak gerekiyordu da, alındı…

Da… Bu çalışanların sadece namaz, inanç gereksinimleri yok. Mesela THY çalışanlarının bir de ekmek gereksinimi var. Ya da bazılarının sendika, örgütlü toplum, grev, toplu sözleşme gereksinimi var. Veya öğretmenlerin iş gereksinimi var. Memurların çoğunlukla, şikesiz olarak toplu sözleşme masasına oturma talebi var. Sarı sendikalar olmadan örgüt olarak anılmak isteyenler var. Çoğaltabiliriz bunları…

DOKUZ YAŞINDA KIZ TUTSAKLAR

Yok illa da dini konularda konuşacağız derseniz, mesela Alevi’lerin Cemevi ihtiyacı olmuş olabilir! Hem de acil! Ya da insancıklar sizin dayattığınız din derslerine çocukları girsin istemeyebilirler. Memlekette imam olmak istemeyenler de var mesela. Kızı dokuz yaşında türban bağlasın istemeyenler de olabilir. Farklı dinden, inançtan kimseler de vardır belki. Üstelik bu kişiler opera salonlarına ibadethane falan da istemiyor. Sizin uygun gördüğünüz yerde korkmadan ibadetlerini yapmak istiyorlar. Nasıl masum değil mi?

Bir de… Mesela bilimsel bilgi isteyen kimseler de vardır bu ülkede. Söz gelimi yatak odasına özgür girmek, kaç çocuk yapacağına ve nasıl yetiştireceğine karar vermek isteyenler de çıkabilir karşınıza. Kin tutmayanlara da rastlayabilirsiniz. Sevgi sözlerine inanan birilerine! Ya da iktidar ve intikam hırsı olmayan sanatçılar, bilimciler bulunur belki. Bir kadın bedenini sizin iradenize bırakmak istemeyebilir. Ya da nikahsız oturmak ister kimi. İnsan düşününce türlü türlü gereksinimler çıkıyor ortaya.

Hayatın her alanına gaddar biçimde saldıran bir iktidarla karşı karşıyayız. Sürekli özgürlükten söz eden ama elde kalan şuncasına bile katlanamayan bir iktidar bu. Her şey çok büyük; sözler, binalar, toplantılar… Her şey sert ve zalimce! Emirler, tehditler, düşman tarifleri… korkutucu bir büyüklükten söz ediyorum. Bireyi ezen, özgürlüklerin üstünden acımasızca geçen… Yüksek perdeden çıkan bir ses! Tek bir ses! Nasıl yaşayacağımızı, düşüneceğimizi, hissedeceğimizi, giyineceğimizi, sevineceğimizi, sevişeceğimizi bilen bir ses.

OTORİTER DÜZENİN SİMGESİ DİYANET!

Gericiliğin simge kurumu paçaları sıvamış, bu iktidarın siyasal organı olarak avazı çıktığınca bağırıyor. Kadınların bedenleri üstüne ahkam kesiyor, erkek diliyle ve ideolojisiyle! Başka inançlar hakkında ahkam kesiyor. Tüm varlığıyla kuşatıyor yaşantımızı. Bir siyasal organ halinde saldırıyor. Dev bütçesiyle kafa tutuyor. İmam cumhuriyetinin temelleri atılırken, elbet en gözde kurum olmanın tadına varıyor. Yakın zamanda kız, erkek bir arada okuyamaz diyecek. Olmaz olmaz demeyin, olacak!

O diyanet ki, her gün kin, öfke, nefret söylemi içinde. Kadınlara karşı, Alevilere karşı, laiklere karşı, özgürlüğe karşı! Güç sarhoşluğu içinde sürekli ahkam kesiyor. Bilimsel verileri reddediyor. Öteki dünyada neler olacağını söylüyor. Bir de televizyon açıyor bu günlerde. Çocukları dindarlaştırmak, kendince yaptığı tariflere uydurmak için. Laikliğin can düşmanı olarak büyüyor da büyüyor!

MESELENİN ÖZÜ…

Gelinen nokta DİYANET ve CEHALET vesayetinin kol kola saldırmakta olduğunu ortaya koyuyor. Her meselesini dini değerler ve entelektüel birikimden uzak bir dille tartışan ülkede ne demokrasi olur, ne özgürlük!

Esas tartışma muhalefet ediyor gibi görünen, itirazı varmış gibi davrananların tutumudur.

Tehlikeli olan MIŞ gibi yapmaktır.