Bilindiği üzere, 2005 yılından bu yana her yıl 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu gereğince üç yıllık dönemi kapsayan makroekonomik göstergelerin ve politikaların...

Bilindiği üzere, 2005 yılından bu yana her yıl 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu gereğince üç yıllık dönemi kapsayan makroekonomik göstergelerin ve politikaların öngörüldüğü Orta Vadeli Program (OVP) olarak adlandırılan bir program DPT Müsteşarlığı tarafından hazırlanıyor ve Bakanlar Kurulu kararı olarak Resmi Gazete’de yayımlanıyor.

Bunlardan 2009-2011 dönemini kapsayan dördüncüsü, 28 Haziran’da yayımlanarak yürürlüğe girmiş bulunuyor. Bu yılki OVP’yi ilginç kılan en önemli özelliği, Türkiye’nin IMF ile ilişkilerinin ne yönde seyredeceğinin belirsiz olduğu bir döneme denk gelmiş olmasıdır. Gerçi bu belirsizlik iki bakan tarafından daha öncesinde açıklanan Orta Vadeli Mali Çerçeve (OVMÇ): 2008-2012 ile bir ölçüde giderilmişti. Hatırlanacaktır, bu bakanlar bu çerçeve programı olası bir ihtiyari stand-by’ın (kredinin zorunlu olmadığı, kullanılıp kullanılmaması tercihinin programı uygulayan ülkeye bırakıldığı stand-by anlaşması) altyapısını oluşturmaya yönelik bir çerçeve olarak sunmuşlardı. Belirsizlik giderilmesine giderilmişti ama ortada ciddi bir sorun bulunuyordu. Çünkü sözü edilen belge ne mevzuatta yer arılıyor, ne de resmi nitelik taşıyordu (Hatırlanacaktır, bu konuya daha önceki bir yazımızda değinmiştik).

İşte OVP ile OVP’nin Bakanlar Kurulu kararı olması nedeniyle hem bu eksiklik gideriliyor hem de OVMÇ açıklanırken kamuoyu ile paylaşılmayan OVMÇ’nin dayandığı çok sayıdaki makroekonomik büyüklükler ve politikalar kamuoyunun bilgisine sunuluyor. Böylece bir taşla iki kuş vurulmuş oluyor: OVP ile OVMÇ, OVP’ye dönüştürülürken, eş anlı olarak olası bir ihtiyari stand-by tüm yönleriyle şekillendiriliyor.

Bu yargıya nasıl ulaştığımızı açıklamadan önce, geliniz OVP’yi ayrıntılı bir şekilde incelemeye çalışalım. OVP, giriş hariç üç ana bölüm ve bir ekten (makroekonomik büyüklükler dört tablo halinde ekte veriliyor) oluşuyor.

Girişte OVPM’nin Dokuzuncu Kalkınma Planı ile iç ve dış ekonomik koşulların gerekleri doğrultusunda hazırlandığı ifade edilerek öncelikler saptanıyor. Söz konusu öncelikler şöyle sıralanıyor:

•İstikrarla büyümeden büyümeyle istikrara geçişin makroekonomik çerçevesi oluşturulacaktır.

•Reel sektör, büyüme ve istihdam odaklılık ön planda tutulacaktır.

•Orta vadeli mali çerçeve ile enflasyon hedeflemesi, Programın önemli parametrik bileşenlerinden olacaktır.

Mali kurala ilişkin teknik çalışma tamamlanacak, kalıcılığı sağlanacaktır.

•Uygun para politikasına ve enflasyonu düşürme mekanizmalarına devam edilecektir.

•Kamu kesimi dengesinin ve kamu borç stokunun GSYH’ye oranları ile enflasyon ve faiz oranlarını daha iyi konumlara getirici politikalara öncelik verilecektir. Piyasa ekonomisinin yapısı ve kurumsallaşma kalitesi ile ekonominin küresel rekabete dayanma kapasitesi artırılacaktır.

•Bir yandan kamu personel reformu, ticaret kanunu, devlet yardımları çerçevesi, mali reformlar, enerjide maliyet bazlı otomatik fiyatlama, kamu ve özel sektör işbirliği düzenlemesi gibi reform sürecinde yeni açılımlar oluşturulacak, diğer yandan gerçekleştirilen reformların uygulama süreci güçlendirilecektir.

•Dokuzuncu Kalkınma Planı, AB Müktesebatına Uyum Programı ve 60. Hükümet Programı Eylem Planı’ndan oluşan ve Yıllık Programda gelişme eksenleri çerçevesinde ifade edilen politika öncelikleri ve tedbirler etkin şekilde uygulamaya konulmaya devam edilecektir.

•Özelleştirme sürecinin ve yatırım ortamının iyileştirilmesine devam edilecektir.

•Mahalli idarelerin ve KİT’lerin kurumsal yönetişim, mali disiplin, saydamlık, istatistik kalitesi artırılacaktır.

Ardından OVP’nin ortaya koyduğu temel amaç, öncelik ve makro hedeflerle tutarlı olmak üzere 5018 sayılı Kanun gereğince Orta Vadeli Mali Plan hazırlanacağı (bu plan 8 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayımlanmıştır, değerlendirmesini bir başka yazıya bırakıyoruz) taahhüdünde bulunuluyor.

OVP’nin ana bölümleri ve ekinin neleri içerdiğinin ayrıntısını ise gelecek haftaya bırakalım.