Seçim yakın!
Uzun zamandır iktidar, halkı aldatan sözler söylüyor. Koltuğu kaybetmemek için akla ziyan kılıflar uyduruyor. Attığı her adım, siyasi etiğe de ahlaka da uymuyor. Mutlu ve zengin olduğumuz algısını yayıyor. Heyhat, millet açlıktan ölüyor. Devletin her kurumu, zorlamayla halka yalan ve yanlış bilgiler veriyor. Ama gerçek ortada… Türkiye’nin ekonomisi de ahlakı da çağdaş yaşam özlemi de bilimselliği de çöktü. “Hak, hukuk, adalet” yok edildi, demokrasi askıya alındı çünkü tüm bu temel kavramların varlık nedeni ve özgürlüğün teminatı olan laiklik, muhalefetin de katkısıyla kaldırıldı. Fakirliği yaşayan halkın gözünün içine bakarak yalan söylüyorlar. Çünkü psikolojileri bozuk, dağılmışlar, yok olmaya doğru koşar adımlarla gidiyorlar. Bu nedenle iktidar iflas eden ekonomiyi, yoksulluğu, hayat pahalılığını, zamları, enflasyonu, TL’nin değer kaybetmesini, işsizliği ve açlığın nedenini, yeni bir bahaneyle, Rusya/Ukrayna savaşına bağlıyor. Yine dış güçler! Yani aklımızla alay ediliyor!
****
Kin ve nefret dolu, yurttaşları yargı sopasıyla, olmadı, eli silahlı çeteleriyle korkutarak sindiren, devleti soyan, emeği sömüren, ülkeyi başkalarına peşkeş çekebilecek tiniyette olan bir siyasal iktidarla ilgili daha ne yazabilirim diye düşündüm. Öfkem ve memleketimin düştüğü duruma olan üzüntüm başka şeyler yazdırmadı. Sonra attığım tweetler aklıma geldi. Hatırlatmak için sizlerle bir kez daha paylaşıyorum:
• Dün dolar 14.80 TL idi. Merkez Bankası net döviz rezervi: 42.9 milyar $. Enflasyon yüzde 54,44 (TÜİK) İşsizlik yüzde 22,9, işsiz 8,5 milyon (DİSK-AR). Dış borç 454 milyar $, milli gelire oranı yüzde 57. 5 yıllık CDS risk primi 677. İcra dosya sayısı 23,5 milyondu. İktidara soralım, Hangi ekonomiyi kurtardınız?
• AKP, ekonomide cumhuriyet tarihinin açık ara en başarısız iktidarıdır. Tüm cumhuriyet hükümetleri 79 yılda (1923-2002) toplam 779 milyar $ para harcadı. AKP ise son 20 yılda yaklaşık 4,5 trilyon $ harcadı ve buna rağmen ekonomi batmış durumda. Şirket CEO'su olsaydı, şimdiye kadar işine son verilmişti!
• Millete manda yoğurdu, Medine hurması, kestane balı ve yulafla sağlıklı beslenme tarifi verildi! Bunları kaç kişi alıp yiyebilir diye hiç düşünmüyorlar! "Ben ekonomistim" diyerek batırılan ekonomi yüzünden millet kuru ekmeğe muhtaç, haberleri yok!
• Yıl 2000, nüfus 63 milyon, buğday üretimi 21 milyon ton. Yıl 2020, nüfus 83 milyon, buğday üretimi 20,5 milyon ton. Nüfus 20 milyon arttı ama buğday üretimi düştü. Son 20 yılda, 70 milyon ton buğday ithalatına 20 milyar $ ödendi. Böylece tek kuru ekmek de yurttaşın elinden alınmış oldu! Şu da bilinmeli ki; buğday 12 bin yıl önce Anadolu'dan dünyaya yayılmıştı.
• 1915 Çanakkale Köprüsü maliyeti: 2.545 milyar €. Araç garantisi: 45 bin/gün. Feribot geçişi: 12 bin/gün. Garanti ücret: 17,7 €/Araç (290 TL) Geçiş Ücreti: 200 TL, süre: 16 yıl, 2 ay, 12 gün. Hazine garantisi: Yaklaşık 6 Milyar €. Geçen araca 90 TL, geçmeyen araca 290 TL'yi millet ödeyecek. Buna ne denir? Yap-soy-devret!
• Araç başı 17,7 € alınan Çanakkale Köprüsü’nden günlük 45 bin araç geçişi hesaplanmış. Yani köprüden 1,9 saniyede 1 aracın geçeceği garantisi verilmiş. Geçiş garantisinin 100 günlük bedeliyle, 75 milyon €'ya (1,2 milyar TL) mal olan ve Hazine’den ödenen Tokat Havalimanı yapılabiliyor.
• İktidar enflasyonla mücadele etmiyor. Aksine yanlış kararlarıyla Türkiye’yi hiper enflasyona götürüyor. Gerçek böyleyken “Her yerde enflasyon var” bahanesine sığınmak sorunu halı altına süpürmektir. Türkiye ENAG’a göre yüzde 142,63 enflasyonla 195 ülke içinde dünyada 4. sırada. Haberiniz var mı?
• Bakan Nebati, "Türkiye ekonomisini kurtardık" diyor. Millet geçmediği köprü için yandaş müteahhide para ödüyor. Yetmedi, şimdi de zenginin parası için kur korumalı mevduata 24 milyar TL faiz ödeyecek. AKP, Türkiye'nin değil, bir avuç yandaşın ve zenginin ekonomisini kurtarıyor!
• Çok partili düzene geçildiği 1950'den beri gelen her sağ iktidar, muhalefetteyken demokrasi, insan hakları, özgürlük ve halkın refahı söylemini kullandı. Sonra yandaşa devletin kaynaklarını peşkeş çekti… Halk hep unutuldu!
• Maalesef gelişmemiş demokrasiler plütokrasiye evirildikçe, toplum çözüm için "büyük kurtarıcı" beklemekte ve otokratik eğilim artmakta… Bu durumun nedeni örgütlü toplumu yaratmayan, toplumsal muhalefete önderlik yapamayan muhalefet partileridir!
• Önümüzdeki seçimde 1 numaralı konu sandık güvenliğidir. Öyle bir sistem kurulmalı ki, 81 il, 973 ilçede bu sistem hatasız ve saat gibi işlemeli. Yaklaşık 195 bin sandığın sonuçları, yayın yasağı kalkar kalkmaz ilan edilebilecek şekilde muhalefet partilerine ulaşmış olmalıdır. Geçen sefer ki gibi bilgisayarlar çökmemeli!
***
Bu tweetlere onbinlerce beğeni ve destekleyen görüş geldi. Seçim yakın… “Yeni yasa çıktı, 1 sene bekleyeceğiz” sözü de bir aldatmaca! 2023’ün nisan ayı da bu yasayla erken seçim yapılır. Çünkü Erdoğan’ın Anayasa’ya göre tekrar aday olabilmesi Haziran 2023’den önce yapılacak seçimle mümkündür. Şayet muhalefet seçimin daha da önce yapılmasını zorlar ve başarabilirse, Türkiye aydınlık ve çağdaş geleceğine yeniden kavuşabilir.