Geçen hafta kaldığımız yerden devam ediyoruz: İsa Gök (Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı) imzalı, ‘Şekerde Özelleştirme Gerçeği’ raporunda özelleştirmeye...

Geçen hafta kaldığımız yerden devam ediyoruz:
İsa Gök (Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı) imzalı, ‘Şekerde Özelleştirme Gerçeği’ raporunda özelleştirmeye seçenek olarak özerkleştirilme öneriliyor. Ayrıntısı ise yine satır başları ile şöyle sıralanıyor:
•Türkşeker’in varlığını sürdürmesi için; tüm fabrikaların modernize edilerek özel şeker fabrikaları ile rekabet edebilir duruma getirilmeleri gerekmektedir. Bunun yanı sıra maliyetlerin düşürülmesi için de gayret gösterilmeli, bu konuda tüm kesimler üzerlerine düşen görevi yerine getirmelidir. Ayrıca şeker kaçakçılığının önlenmesi ve NBŞ kotalarının AB ülkelerindeki gibi yüzde 2 seviyesine çekilmesi ve sektörün kendi kendini finanse edebileceği şekilde AB ülkelerindeki gibi bir Şeker Fonu kurulması şarttır.

•Ancak bu önlemler; sektörün sosyal boyutunun tam olarak tespit edilmesi, gerekli bölgelerde pancara alternatif bitki yetiştiriciliğinin geliştirilmesi, göçün ve terörün önlenmesi amacıyla diğer yatırımların teşviki ve riskli bölgelerde istihdam olanaklarının arttırılması yönünde alınacak diğer önlemlerle desteklenmelidir.
•Bütün bunların gerçekleştirilmesinin ardından yine pancar şekeri üretimi korunarak ve Türkiye’nin pazar olmasını engelleyecek tedbirler alınarak, sektöre ulusal ve uluslararası piyasalarda rekabet gücü kazandırılmış olarak yeniden masaya yatırılmalı ve ilgili kesimleri mağdur etmeyecek, ülke menfaatlerine ve dünyadaki gelişmelere aykırı düşmeyecek yeni bir şeker rejimi oluşturulmalıdır. AB’deki gibi sektörün kendi kendini idamesini sağlamak üzere bir Şeker Fonu oluşturulmalı, bu fon yoluyla oluşturulacak otofinansman sistemi yeni şeker rejiminin temellerinden biri haline getirilmelidir.

•Türkiye şeker sektörünü kaybetmek istemiyorsa; AB şeker rejimi reformunun tamamlanacağı yıl olan 2014 yılını beklemek, reformun sonuçlarını ve dünya piyasalarına etkilerini görmek, ondan sonra kendi şeker sektörüne yön vermek zorundadır. Bu tarihe kadar sektörün yaşatılması için de sektöre devlet desteğinin ve korumasının sağlanması şarttır.
Bu gerçekler ışığına bizlere düşen görev, özelleştirme sonucunda kaybedeceklerin sadece işçiler değil, tüm halkımız ve ekonomimiz olduğu gerçeğinin kavranmasına yardımcı olmaktır.