Geçtiğimiz hafta Ankara’da oynanan MKE Ankaragücü ile Çaykur Rizespor maçı sonunda hakem Halil Umut Meler, Ankaragücü başkanı, eski AKP milletvekili, iş adamı Faruk Koca tarafından yumruklu saldırıya uğradı.

Koca’nın arkadaşları da herkesin gözü önünde Meler’i yerde yatarken tekmelediler…

Güvenlik güçlerinin bakışları arasında yapılan saldırı tam bir rezaletti…

Hastane yetkilileri Meler’in, “Elmacık kemiğinin kırıldığı ve beyin kanamasına karşı tedbiren hastanede gözlem altına alındığı” açıklandı.

Bu vahşi olayı baştan telin etmek herkesin üzerine düşen önemli bir görev!

FIFA Hakem Komitesi Başkanı Pierluigi Collina, bu saldırı için bir açıklama yaptı. Collina “Halil Umut Meler'in saldırganlar tarafından tekmelendiği sırada yerde yatarken kafasını korumaya çalışması ve gözünün altındaki morluk görüntüleri korkunçtu. Hakemlere yönelik şiddet, sözlü ve fiziksel taciz, futbolun geleceğine mal olabilecek bir kanserdir” dedi ve "çok geç olmadan ve bu kanser futbolu öldürmeden, hemen harekete geçilmeli” çağrısında bulundu…

Bu arada dünyaya rezil olduk! Bu da bilinmeli…

Bakın Batı basını ne diyor!

Daily Mail: Türkiye’de hakeme vahşi saldırı.

MARCA: Alışılmadık, utanç verici ve üzücü.

TELEGRAPH: Türk hakem, kulüp başkanı tarafından yumrukla yere serildi, daha sonra kafası tekmelendi.

BILD: Türkiye’de skandal. Kulüp patronu hakemi dövdü.

EUROFOOT: hakem defalarda tekmelendi ve gözünden ağır yaralandı

L’EQUIPE: Ankaragücü’nün başkanı hakemi ağır şekilde dövdü.

∗∗∗

Medyanın büyük ilgi gösterdiği bu şiddet olayı, sadece “Futbol oyunu” içinde olduğu için çok büyütülmüyor. Sporun anlamı ve önemini yok ettiği için feveran ediliyor.

Futbol, kitlelere keyif veren, dostluk ve barışı güçlendiren bir oyundur. İnsanların sosyal yaşantısında önemli yer tutar. Toplumun heyecanını ve duygularını temiz tutan, sevilen, aidiyet duygusunu geliştiren, fiziki gelişmeye örnek olan bir gösteriyi, karanlık emelleri için kin ve nefret noktasına taşıyarak şiddet gösterisinde bulunmak, insan ilişkisine ve toplumsal barışa düşmanlık etmek demektir. Sporun büyüsünü bozarak, kontrolsüz gücün felaketini hazırlamak ülkelere de dünyaya da yarar getirmez! Dünya basını ve FİFA, kitlesel spor faaliyetlerinin güvenliğini ve de geleceğini düşünerek, Meler olayına gerektiği önemi vermektedir. Üstelik bir FİFA kokartlı mensubuna da sahip çıkıyor!

Ülkemiz bugünkü AKP iktidarı marifetiyle, şiddete izin veren, şiddeti kabullenen bir konuma getirildi. Çünkü AKP, “yandaş ve karşıt” olarak toplumu keskin çizgilerle böldü. 21 yıldır yandaşlar, yalnızca ülke kaynaklarını soymuyor ve emeği sömürmüyorlar, aynı zamanda karşıt yurttaşa pervasızca ve suç korkusu duymadan saldırıyor, şiddet kullanıyor, yaralıyor hatta ölümüne bile neden olabiliyor. Güvenlik güçleri de yargı da yurttaşın anayasal haklarını “yok sayarak” AKP yandaşının yanında durmaktan çekinmiyor. Bu nedenle Türkiye’de hak, hukuk ve adalet oluşmuyor. Otokratik bir rejim, baskı, yıldırma ve korkutmayla sürüyor.

Düşünün Saray’ın mutemet hukukçusu Mehmet Uçum, yumruk atanı korumaktan geri durmuyor. Utanmasa “Oh olsun. Hakem hak etmişti “diyecek! AKP yandaşında kibir, ego, argo, pervasızlık, haksızlık, küçümseme hak getire! 

Ankaragücü Başkanı Faruk Koca, 2 dönem AKP milletvekili olmuş. Recep Erdoğan kiracısı. Varlıklı İş adamı. Ankara’da rantı bol belediye başkanlarını tayin ettirmekle ünlü. Daha birçok ayrıcalıklı hakka sahip. Bu nedenle maçın sonucunu beğenmeyen Başkan Koca, bu duygusunu hakem Meler’e sert bir yumrukla anlatıyor. Bu hakkı kendinde görebiliyor. Ve TV’lerde herkesin gördüğü şiddetli yumruğu da ahlak dışı bir şekilde “Tokat attım” yalanıyla savunabiliyor! Çünkü dayısının gücüne güveniyor. Nitekim zavallı gençler, aydınlar, gazeteciler kelepçeyle teşhir edilirken bu zat gülerek adliyeden ayrılıyor.

Bu olay AKP karşıtı, kişilikli ya da onların istediklerini yerine getirmeyen yurttaşlara yapılan ilk saldırı değil. Bazı örnekleri paylaşmak isterim. Anımsarsanız, Soma’da yakınını kaybeden maden işçisine Erdoğan’ın danışmanı yerde tekme atmıştı. Taltif edildi. Şimdi yurtdışında kamu görevlisi ve bizim vergilerden oluşan maaşını afiyetle yiyor. CHP önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na 2014’teTBMM’in koridorunda yumruk atılmıştı. Fail ne oldu? Sonra 2019’da Kılıçdaroğlu’nu Çubuk’ta linç etmeye kalkışmışlardı. Gazetelerde yumruk atarken resmiyle belgelenen Osman Sarıgün AKP’nin kahramanı olarak şimdi serbest dolaşıyor. Muğla Milletvekili Selçuk Özdağ’a evinin önünde saldırı düzenlenmişti. Özdağ ölümden dönmüştü.

Saldırganlar ne oldu? Taltif mi edildi? Mahkeme türlü zorluklarla devam ediyor. Hemen aklımıza gelen bu soruların cevabı yok gibi görünür ama var! Çünkü Anayasal devletin varlığı, AKP iktidarıyla birlikte askıya alındı! Cevaplar burada saklı!

Bu kez ben size soruyorum. Bundan böyle ne yapmalıyız?