‘Önce ekmekler bozuldu’ diye yazar Oktay Akbal. Ülkenin ve dünyanın halini görmüştür. Gerçekten hırsızlık halkın kutsalı sayılan ekmekte başlar. Önce malzeme azalır, kalitesizleşir, ardından gramı düşer. Yoksul sofrasından çalmaktan utanmazlar.

Okullara ücretsiz süt dağıtımı başlayınca fakir fukara sevindi. Hayatı boyunca bir bardak süt içmemiş evladı, devlet güvencesinde sebeplenecekti! Çoluk çocuk bayram ettiler. Okullarda dağıtılmaya başlandı süt. Ardından karında sancı, kusma…

Yüzlerindeki korkuyu gördünüz mü çocukların? Hastanede uzanmış, kollarında serum, derin kaygı, acı. Memleketin evlatları süt içti. Bir baba; ‘Bu çocukların kılına zarar gelirse, affetmem’ diyor. Kibarlığından değil, korkusundan bu kadar diyebilmiş. Gönül koyarım demek istiyor. Eğer evladının acısıyla daha fazlasını söylese dayak var, mapus var… Garibim ihtiyatlı! Sanki çocuğuma süt verin diye o yalvarmış!

Ardı arkası kesilmiyor açıklamaların. Ya da saçmalamanın!

‘Ömründe hiç süt içmemiş çocukta bu tür belirtiler olur!’

‘Süt iyi, okul görevlileri kötü!’

‘Tüm bu olup biten psikolojik!’

‘Sütü sağlam gönderdik, okulda saklayamadılar, bozdular!’

Sadaka kültürü üzerine kurulu bir düzenin çocukları böyle süt içer. Hak değildir söz konusu olan. Başbakan buyurmuştur, bakanlar şipşak halletmiştir. Hangi ara ihale yapıldı, kim girdi, nasıl kazandı, bu soruları geçtim. Sağlık bakanlığı ne tür denetim yaptı, okulların saklama koşulları uygun mu, hizmetliler bu konu hakkında bilgilendirildi mi önemi yok! Başbakan emretti, çocuklar süt içecek! İçtiler ve kustular…

Bünye bu süte razı değil. Dilenci millet yaratıldı zaten. Ama çocuklar henüz bu düzeni sindirememiş belli. Tepeden bakan, insanları ‘şükür’ anlayışına indirgeyen bir tutumun sütü de böyle olur zaten! Psikolojiktir rahatsızlık….

Önce ekmekler bozuldu, şimdi de sütler!