Tarık Akan’nın Sol yanı

Geçtiğimiz Cuma günü (16 Eylül 2016) kaybettiğimiz Tarık Akan’ın arkasından yazılan yazılar onun nasıl bir iz bıraktığını çok iyi gösterdi. Kalbi, beyni solda olanların tamamına yakını Tarık Akan için saygı dolu sevgi yazıları kaleme aldılar. Akan’ın yelpazesi Sol’un 12 Eylül 1980’deki genişliğini yansıtıyordu. Cenaze töreni de öyleydi. Artık birbirlerini yok sayan siyasi pozisyonlarda olanlar bile aynı safta toplandılar:

-Tarık Akan’ın cenaze namazında!

Onun cenazesinde Kürtlerin demokratik haklar mücadelesini destekleyenler de vardı, Balyoz-Ergenekon Davasının mağdurları ve onların yanında olanlar da…

Bu birlikteliğin en önemli özelliği Tarık Akan’ın tartışılmaz kişiliği olmalı. Arkasında bıraktığı yol ışıl ışıl parlıyor. O ise yıldızlara doğru yürüyor. Pazar günkü veda törenleri şu gösterdi ki:

-Tarık Akan’ın Sol yanı çok güçlü!

***

AKP ve talihsiz kont!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri Musa Cam ve Gürsel Tekin Adalet ve Kalkınma Partisi’nin icraatlarına karşı eleştiriler yaptılar.

DİSK’in eski genel sekreteri ve İzmir milletvekili Musa Çam, OHAL’i fırsata çevrilmesinin doğrudan anayasal suç olduğunu söylüyordu:

-11 bin 301 öğretmen açığa alındı! Bunların 9 bin 843’ü Eğitim-Sen’lidir!

Bilindiği üzere Eğitim-Sen “sol” yanı güçlü bir eğitim emekçileri sendikasıdır. Darbeyi dinciler tezgahladı, öteki dinciler faturayı solculara çıkartıyorlar.

Gürsel Tekin ise İstanbul milletvekili olarak Üçüncü köprünün yarattığı rantın dizginlenebilmesi için 3. Köprü ve yol güzergahlarının birinci derecede SİT alanı ilan edilmesini istiyordu.

Hep deniliyor ki, muhalefet ne yapıyor?

Muhalefet ne yapacak ki, uyarılar da bulunuyor işte… Bu da CHP’nin haklı yanıtı… Peki bu uyarılar etkili oluyor mu?

Durum talihsiz kont fıkrasındakine benziyor.

Çok eski yıllarda kapitalizm öncesi İngiltere’de yaşı 70’i aşmış bir kont kendine çok güzel genç bir eş bulmuş ve evlenmiş. Ancak genç kız soylu bir aile künyesine sahip değil. Yaşlı kontun soyadını alarak bu eksikliğini gidermeyi önceden planlamış, hesapçı bir kişiliğe sahip genç kadının hal ve gidişi yaşlı kontu kuşkulandırıyor.

Bir sadakat testi gerektiğini düşünen kont, “sevgilim” diyor genç karısına:

-Ben bir dünya turuna çıkıyorum. Uzun bir süre burada olmayacağım. Şatonun işlerini benim yokluğumda sen yürüteceksin!

Ve kont çıkıp gidiyor. Aradan bir hafta geçiyor. Kont gizlice şatoya dönüyor. Sessizce karısının yatak odasına yöneliyor ki, ne görsün? Yakışıklı binicilerden biri ile ateşli bir sevişmenin ortasında zevkten inliyor. Kont kapıyı sertçe açıp, bastonunu iki kez yere vurup konuşmaya başlıyor:

-Yazıklar olsun!.. Seni yoksul bir köyden alıp, görkemli şatoma getirdim. Ailemin soylu soyağacına adını ekledim, sana kendi soyadımı verdim. Hayatın boyunca göremeyeceğin servete kavuşturdum. Ama sen ne yaptın? Benim ilk ayrılığımda bir sevgili bularak beni aldattın. Bundan sonra seninle aramızdaki her şey bitmiştir. Bütün verdiklerimi burada şatomda bırakarak, derhal köyüne eski ve yoksul hayatına defol git!..

Talihsiz kont karısına karşı uzun nutkunu bitirince nefesleniyor “sana gelince delikanlı” diyor:

-Hiç olmazsa ben konuşurken durabilirdin!