Teşekkürler size, Bütün bir 2010 kışını Ankara’da geçirenler, 80 gün sonra

Teşekkürler size, Bütün bir 2010 kışını Ankara’da geçirenler,
80 gün sonra başları dik, gururla çadırlarını toplayanlar.
Siz sadece kendi meselenizi savunmadınız.
Siz sadece TEKEL işçisi değildiniz.
Siz Türkiye’nin dört bir yanında güvencesiz çalışanların, işçi cehennemlerinde sesi kısılanların, işsizlerin yoksulların sözcüsü oldunuz.
Bilinmeyen, görülmeyen, göz ardı edilen hatta unutulan, unutturulan bir meseleyi; Sınıf meselesini, sosyal meseleyi boylu boyunca ortaya koydunuz.
Teşekkürler size, moral verdiniz. Bundan böyle haksızlığa uğrayanların, hakları gasp edilenlerin seslerini daha cesur çıkacak.
Herkese bir kez daha gösterdiniz: Mücadele edenler hep kazanmaz ama kazananlar hep mücadele edenlerdir.
Mücadele edenlerin kendi hukuku yarattığını öğrettiniz. Bir parkta bile toplanmanıza tahammül edemeyenler 80 gün boyunca Ankara’nın merkezinde yarattığınız fiili durumu izlemekle yetindiler.
Yasallıkla meşruluğun çok farklı şeyler olduğunu öğrettiniz. Meşru olmayan yasaların bir hükmü olmadığını kanıtladınız.
Siz, tıpkı 1961 yılında Saraçhane Meydanı’nda toplanan 100 işçi gibi,
Siz, tıpkı 1963’te Kavel fabrikasındaki “kanunsuz” ama meşru grev gibi,
Siz, tıpkı 15-16 Haziran 1970’deki on binlerce işçi gibi,
Siz, tıpkı 1989 baharındaki kamu işçileri gibi Türkiye işçi sınıfı tarihinde bir kilometre taşı oldunuz.
Teşekkürler size, direnişinizden sonra sınıf hareketinde hiçbir şey artık eskisi gibi olamaz.
Siz çıtayı yükseltiniz, moralleri yükseltiniz.
Belki uyuyan sendikaların ve sendikacıların pek çoğunu uyandıramadınız ama sınıfın diri ve dinamik kesimine örnek oldunuz.
TEKEL bir simgeydi. TEKEL satıldı, peşkeş çekildi.
Ama siz öyle bir final yaptınız ki yıllarca unutulmayacak.
TEKEL’i bir mıh gibi toplumun bilincine çaktınız.
Az iş başarmadınız, sizin etrafınızda kocaman bir toplumsal ittifak oluştu.
Sizin etrafınızda emek silkindi, sizin etrafınızda derinden derine bir dayanışma yaratıldı.
Teşekkürler size,
Emeğin hakları için, toplumsal adalet ve eşitlik için ne yapmak gerektiğini gösterdiniz.
Teşekkürler size bağımsız bir yargının ne kadar önemli olduğunu gösterdiniz,
Toplumsal mücadeleyle hukuksal mücadelenin bağını ne güzel gösterdiniz.
Teşekkürler size,
2010 kişi boyunca Ankara’nın yüzünü, sendikal mücadelenin yüzünü değiştirenler.
Teşekkürler size bir sınıfın ayağa nasıl kalkabileceğini gösterenler.
Bütün bir ülkeye işçi sınıfının kararlı ve bir o kadar gülümseyen yüzünü gösterenler.
Teşekkürler size!