Beşiktaş Belediyesi’nin Akatlar Kültür Merkezi’nde dört yıldır aksatmadan yürüttüğü “Ustalara Saygı” etkinliğinin pazartesi akşamki bölümünde Vedat Sakman vardı....

Beşiktaş Belediyesi’nin Akatlar Kültür Merkezi’nde dört yıldır aksatmadan yürüttüğü “Ustalara Saygı” etkinliğinin pazartesi akşamki bölümünde Vedat Sakman vardı. Kendisine en kısa yoldan ulaşacağımız adresiyle “Edebiyat Emekçisi” Faruk Şuyun’un düzenlediği “Vedat Sakman’a Saygı Gecesi”nde birbirinden değerli o kadar çok insan vardı ki, bu yıl 60. yaşına girecek olan ünlü sanatçımıza bir yaşam bilançosu çıkarmak gerekseydi, şöyle denilebilirdi:

-Vedat Sakman ne kadar çok insan biriktirmiş!

Kıskanılacak bir yaşam çizgisiydi…

Vedat’ı özetle anlatmak gerekseydi “Sessiz Direniş” ona çok yakışırdı.

Önceki akşam mikrofona gelip Vedat Sakman ile ilgili anılarını paylaşan dostları birbirinden güzel pek çok ortak anı, aktardılar. Vedat için güzel sözler söylediler. Ama bunlar içinde en çok iz bırakanı onun yakın arkadaşı, dostu Kaportacı Bahri Usta’dan geldi:

-Bütün insanlar Vedat Bey gibi olsaydı, hayat çok güzel olurdu!

Vedat Sakman’ın eski otomobillerine hayat veren Bahri Usta, bir gün birliktelerken çekicinin üzerine yüklenmiş eskilikten dökülen Amerikan otomobilini görüyorlar. Vedat bakımsız otomobile hayranlıkla baktıktan sonra iç geçirerek şöyle diyor:

-Bu arabayla amma da uğraşılır değil mi, Bahri Usta?

Moğollar’ın birincisi Cahit Berkay, “Vedat’la dostluğumuz çok eskilere dayanıyor” dedi:

-Birbirimize ön isimlerimizle hitap ederdik, artık karşılaştığımızda ‘nasılsın Morukçuğum’ diyoruz.

Ataol Behramoğlu, “bu çaktırmadan kutlanan 60. doğum günü galiba” diyerek Vedat’ın büyüklüğünü de işaret etti.

Cezmi Ersöz ise bir başka büyüklüğünün altını çizdi:

-Vedat Abi Galatasaraylıdır, ama bir Fenerli kendisini büyük hayranlık duyarım. Fenerbahçe’nin cimbomu yendiği her maçtan sonra yatak döşek hasta olsa da telefonu açıp bizim takımı kutlar!

Güven Erkin Ersoy ise centilmen sporcu Vedat’ı çok özel bir yere koydu:

-Vedat Abi, bir FB’li için Metin Oktay’dan sonra en sevilen Galatasaraylıdır!

Ersoy, müzikal bir apolet daha taktı:

-En beyefendi metalcidir!

Gündoğarken Grubu’ndan Gökhan ve Burhan Şeşen de oradaydılar:

-Vedat Sakman’dan Türkçeyi güzel kullanmayı öğrendik!

Salondaki en eski arkadaşı Leman Sam, bunca yılın dostluktaki sihrini bir cümleyle anlatıverdi:

-Birbirimizi hiç kırmadık!

Sam, bir başka özelliğini de şöyle dile getirdi:

-Vedat yüzüne karşı övülmeyi hiç sevmez!

Ama bu gece artık ok yaydan çıkmıştı. Onun için hiçbir cümle kuliste kalmamalıydı. Leman Sam da her şeyi olduğu gibi anlattı:

-Vedat kadınları sever, ama hep kendisini üzecek olanları seçer… Ki, böyle güzel aşk şarkıları besteleyebilsin!

Sam, ayrıca onun sıkı bir 68’li ve disiplinli bir aktivist olduğunu da sözlerine ekleyerek şöyle bitirdi:

-Onun arkadaşı olmaktan gurur duyuyorum!

Benim de Vedat Sakman ve Leman Sam ile ilgili aklımda olanlar vardı:

-Düşünce özgürlüğü, insan hakları, demokrasi gibi Türkiye’nin fazlaca ilgisini çekmeyen meseleler üzerine çalışmalar yapan bir grup gazeteci, sanatçı, aktivist kendimizinden başka dostlarımızın da başını belaya sokacak etkinlikler yapıyorduk. Vedat Sakman ve Leman Sam’ı ne zaman çağırsak hiç çekincesiz “evet” yanıtını verirlerdi.

Bir gün Ortaköy Meydanı’nda her iki vefalı dostumuz yakalarında İsmail Beşikçi, Eşber Yağmurdereli, Haluk Gerger ve Ragıp Duran’ın fotoğraflarının yer aldığı rozetle sahneye çıkmışlardı.

O yıllarda İsmail Beşikçi, düşünce özgürlüğü gazileri arasında daha siyah(!) bir yere sahipti, Kürt meselesi üzerine söyleyip yazdıkları yüzünden hapisteydi.

Vedat ve Leman en ufak bir duraksama göstermeden “içerdekiler için” en içten tavırlarıyla sahneye çıktılar ve dim dik şarkılarını söylediler.

Onlara o yıllardan kalan bir borcumuz vardı:

-Teşekkürler Vedat, teşekkürler Leman!

Konuşmasında “Hayat Vedat Bey gibi olsa” diyen Kaportacı Bahri Usta’ya katılıyorum. Bir de ekleme yapıyorum:

-Hayat Vedat olsun, bir de yanında Leman Sam dursun!