Attila Aşut

yazievi@yahoo.com

İzmir’de yayımlanan Yeni Bakış gazetesinden gönderilen iletide şöyle deniyor:

Attila Bey iyi çalışmalar. BirGün’deki yazılarınızı ilgiyle okuyoruz. Bir yazınızı da yabancı kelimelerin Türkçedeki yazılışına ayırırsanız hepimiz çok yararlanırız. Örneğin ‘konteyner’ mi ‘konteynır’ mı yazacağız? ‘Drone’ mi diyeceğiz, ‘dron’ mu? Bu tür yabancı kelimelere nasıl çözüm bulacağız? Gazetedeki arkadaşlarla tartışıp duruyoruz. Aydınlatırsanız seviniriz. İlginize teşekkürler.

***

Bu ileti bana Doğan Tılıç’la yıllar önceki bir yazışmamızı anımsattı. 29 Mart 2015 tarihli Cumhuriyet gazetesinin 1. sayfasında, “Dışişleri Bakanı Kerry’e gönderilen mektup…” diye başlayan bir haber okumuştum. Washington muhabiri İlhan Tanır imzalı haberde, ABD’li 5 milletvekilinin, “Dışişleri Bakanı John Kerry’e mektup gönderdiği” belirtiliyordu.

Haber metninde yinelenen “John Kerry’e…” yazımı kafamı karıştırmıştı. Çünkü Amerikalı Bakanın soyadına kesme iminden sonra “-ye” yerine “-e” eki takılmıştı.

Bana yanlış gelse de “bir bilen”e sormanın yararlı olacağını düşünerek Doğan Tılıç’ı aramıştım. Çoğunuz bilmeyebilir, gazetemizin kurucularından sevgili Tılıç, toplumbilim ve iletişim profesörüdür. Meğer aradığımda dersteymiş. Sorumu hızlıca sorup telefonu kapatmıştım. Akşama doğru şu iletiyi göndermişti bana:

Attila Abi,

Sayende dersi kaynattı çocuklar! Bir saat senin sorunu tartıştık. Uzlaşma yok ama çoğunluk var. Ben de çoğunluğa dahilim.

Soru şu: Yabancı bir isme ek getirirken onun yazılışı üzerinden mi okunuşu üzerinden mi düşüneceğiz? Ben okunuşu diyorum, sınıfın çoğu da öyle. Kerry yazılıyor ama Keri okunuyor. Bu durumda ek olarak ‘-ye’ gelmeli. Yani Kery’e değil Kerry’ye diye yazılmalı... Benden senin ödevine bu kadar… İster geçer not ver ister çaktır!”

Doğan’la bu konuda tam oydaşma sağlamışken, daha sonra karşılaştığı başka bir örnek, bu kez onun kafasını karıştırmış ve ikinci iletisinde şöyle yazmıştı:

“Uzlaştığımız kurala göre Fransız yazar Alexsandre Dumas’nın soyadını Düma diye okuyacağız değil mi? Öyleyse “Dumas’a yazılan mektuplar” değil, “Dumas’ya yazılan mektuplar” dememiz gerekiyor. Lakin ‘Edebiyat Defteri’ diye bir site gördüm. Oradaki bir yazıda şöyle ifadeler vardı:

‘(…) Dedesinden de zenci kanı almış olması, Dumas’ın zaman zaman tenkitlere uğramasına, alaylara maruz kalmasına yol açıyordu ama Dumas’ın kızma adeti yoktu. Bir gün, ailesinin soyluluğuyla övünmekten hoşlanan bir şımarık delikanlı Dumas’a şeceresini sordu…’

Nasıl ki “Albert Camus’a” ya da “Albert Camus’un” diye yazmak yanlışsa, “Dumas’a”, “Dumas’ın” gibi yazımlar da yanlıştır. Türkçe okunuşlarından dolayı (Kamü ve Düma) bu iki Fransızca sözcüğe takılacak ekler sırasıyla “-ye /-nün” ve “-nın /-ya” olmalıdır.

***

Alıntı sözcüklerin kaynak dildeki yazılışlarına göre değil Türkçenin sesbilgisel (fonetik) yapısına uygun biçimde seslendirilmesi gerektiğini daha önce belirtmiştik. Örneğin İngilizce “tweet” sözcüğünü “twit” diye Türkçeleştirenler var. Oysa Türk abecesinde “w” harfi yoktur. Alıntı sözcüklerin yazımıyla ilgili genel kurala göre bu sözcüğün Türkçede “tvit” diye yazılması beklenir. Sözlüklere henüz girmediği için dilciler ne karar verecek bilmiyorum. Ama ben sözcüğün başındaki çift ünsüzün arasına “i” ünlüsü koyarak “tivit” diye yazmayı yeğliyorum şimdilik.

Gelelim baştaki okur sorusuna…

TDK Sözlüğü’nde “taşımalık” için “konteyner” denirken Dil Derneği Sözlüğü’nde aynı sözcük “konteynır” diye yazılmış. Sözcüğün kökeni konusunda da iki kurumun açıklaması uyuşmuyor. Biri Fransızca, öteki İngilizce demiş. Bana göre bu sözcüğün “konteynır” diye yazılması daha doğru. Çünkü öyle okuyoruz.

Güncel Türkçede “insansız hava aracı” karşılığı kullanılan “drone” sözcüğü, İngilizcede “erkek arı” anlamına geliyormuş. “Uçan araç” anlamı yeni olduğundan, ölçünlü dilin sözlüklerine geçmemiş henüz. Ama onu da aynı kurala uygun olarak “dron” diye yazıp okumamız gerekiyor.