“Cizre’de bir can daha yitirildi. Henüz 10 yaşındaki çocuk damlara yerleştirilen keskin nişancılar tarafından vuruldu…”

Artık hikâyeler anlatmak manasız.
Hayatın gerçeği, en sert hikâyelerden daha gerçek çünkü…
• • •
Uygarlığın doğduğu yer. Mezopotamya’nın kadim başkenti… Dicle nehri etrafını sarıyor… Bir ada gibi ortada kalıyor. ‘El Ceziri’ Arapça’da ada demek zaten. Cizre ismi de buradan geliyor!
Cizre’yi biliyoruz… Arkadaşlarımız, dostlarımız, kaynaklarımız var…
• • •
“Siyasal, dinsel ya da ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla sivillere; resmî, yerel ve genel yönetimlere yönelik baskı, yıldırma ve her türlü şiddet içeren yolun kullanımıdır. Terör uygulayan organize gruplara terör örgütü; terör uygulayan şahıslara ise terörist deniyor.”
Terör ve terörizmin kısa yoldan tanımı bu!
• • •
Cizre’de arkadaşlarımız, dostlarımız… Ellerine hiç silah almamıştır. Şiddet yoluna sapmamıştır. Ama onlar ‘bu çocuklar’, hiç kıvırmadan söyleyelim, devleti sevmiyorlar… Zaten niye sevsinler ki?
• • •
Cumhuriyet Meydanı’nda iki Akrep’ten boş sokaklara periyodik olarak atılan biber gazı kapsülleri, yok yere kırılan dükkân camları geçen kışa ait bir fotoğraftır. Esnafın söylediği zihnimizde hâlâ canlıdır: “Eğleniyorlar işte, ne edelim. Varsın kırsınlar, mala gelsin yeter ki!”
• • •
Cizre pilot bölgedir…
Yakın zamanda, Diyadin, Roboski, Suruç hatta Fenerbahçe otobüsüne yapılan saldırılardan devşirilmek istenen neyse onun daha kapsamlı halidir. Cizre; Kürtlere, “Neyiniz eksik?” sorusuyla başlanan kronolojinin son noktasıdır. Cizre; “Millet kaosu seçti” itirafının başkentidir! Dahası ve artık Cizre, “Camiler ahır oldu” deyip din mağduriyetinden bıkmayanların, minarelere keskin nişancılar yerleştirdikleri için ezanın okunmadığı yerdir! Çelişkinin ve ikiyüzlülüğün simge ilçesidir!

• • •

Cizrespor’a gönül vermiştir, derdi budur… Künefesini yer antrenman seyreder eve döner… ‘Ortalama bir teröristtir’ yalanim-varsa-tum-cizre-nin-enkazini-goreyim-70606-1.yani… Anlattıkları ilişiktedir:
“Abi, evde mahsur kalmışız. Sokakta başını çıkaran olursa, keskin nişancılar anında indiriyor. Ekmek yok, aş yok! Hastane yok, eczane yok. Yaralı vatandaşlarımızı hastaneye götüremiyoruz. Evimizde kendi imkânlarımızla tedavi ediyoruz. Kimisi de ölüyor. Ölsen defnedilmek yok. Sesimizi duyan da yok! Bazı wi-fi şifrelerini kullanıyoruz. Bu yüzden ancak ara sıra arkadaşlarımızla yazışabiliyoruz. Bak yine silah, bomba sesleri… Sık sık böyle çatışmanın ortasında kalıyoruz. Binanın merdiven boşluğuna saklanıyoruz. Ağır silahlarla saldırı oluyor. Allah sonumuzu hayır etsin. Yaşlıları, kadınları, çocukları başka memleketlere göndermek istiyoruz ama izin vermiyorlar!”

• • •

Devam ediyor… Yemini bile ruh halini gösteriyor. “İnanın” diye yalvarıyor!
“Allah belamı versin, tüm Cizre’nin enkazını göreyim yalan söylüyorsam! Cizre’nin etrafı günlerdir tanklarla dolu, top atıyorlar. Bir anne çocuğu ile oyun oynuyor. Çocuk Kurşun seslerinden korkmasın diye ellerini birleştirip silah şekline koyuyor, ‘Korkma ben yapıyorum’ diyor. Çocuğunu böyle avutuyor. Ama o çocuk bilmiyor ki; üzerine her an büyük bir mermi düşebilir! Valilik ‘Tüm gıda ihtiyacı karşılanıyor’ açıklaması yapıyor. Abi, bunlar resmen bizi salak zannediyor. Eğer valilik böyle bir şey yapmışsa, o. çocuğuyum! Yalan söylüyorlar, yalan!”

• • •

Artık hikâyeler anlatmak manasız.
Hayatın gerçeği, en sert hikâyelerden daha gerçek çünkü…
Cizre’deki dostumuz sürdürüyor:
“Bir engelli vatandaşımız var. Tek tedavisi bulunuyor. Sürekli dışarıda olması lazım! Kapalı alanlar ona kesinlikle yasak, kötü geliyor! Annesi 8 gündür odaya kapatmış. Sürekli ve ölümüne bağırıyor. Zırhlı araçlar evin önün
den geçmeye başlıyor. Annesi, ‘sesi polislere gitmesin’ diye ağzını bantla yapıştırıyor. Çok üzülüyoruz!”

• • •

21 ölü 70 yaralı…

Derin dondurucuda çocuk cenazesi…
AKP terörizmin tanımını artık net yapıyor: “Bizden olanlar ve olmayanlar!”

• • •

Uygarlığın doğduğu coğrafya! Mezopotamya’nın kadim başkenti… Cizre; Türkiye’de güneşin en önce battığı yer!
Cenazeler sıcakta evde bekletiliyor
Karanlıkta silah, çatışma, zılgıt sesleri… Ara sıra geceyi aydınlatan mermiler…
Bir kadının sesi karanlığa düşüyor:
“Sayın Erdoğan, Sayın Cumhurbaşkanı yeter!”

• • •

Basit tanımları var… “Siyasal, dinsel ya da ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla sivillere; resmî, yerel ve genel yönetimlere yönelik baskı, yıldırma ve her türlü şiddet içeren yolun kullanımına terör, bunu uygulayan organize gruplara terör örgütü; terör uygulayan şahıslara ise terörist deniyor.”