Türkiye’de her şey değişti...

Önce tüm kurumlar bozuldu. Sonra AKP ülkenin değerlerini yok etti...

Çünkü laik, demokratik, sosyal hukuk devletine düşman olan bir anlayış, uyduruk bir sistemle ülkeyi yönetiyor!

Ve biliyoruz ki bu ucube sistem hileyle oluşturuldu...

∗∗

Demokratik parlamenter rejim, müdahalesiz, kansız(!), hukuk dışı ve sahtekârlıkla siyasal İslamcılar tarafından değiştirildi. Ahlaksız bir yöntemle yapılan ve yurttaşa da sanki seçim hakkı verilmiş gibi uygulanan referandum, dünyada benzeri olmayan ucube bir yönetim tarzını ortaya çıkardı...

Yargı, yürütme ve yasama bir kişinin elinde. Onun bilgisi, duyguları, deneyimleri ve vizyonu ile 5 yıl boyunca yaşadık.

∗∗

Başta dedim ya! Tüm kurum ve kuruluşlar bozuldu.

Aslında devlet bir partinin, o partide de bir kişinin iki dudağından çıkan sözlere kaldı. “Yani bizzat siyasal İslamcı yöneticileri tarafından varlığı üzerinden tartışma yaratılan dünyada tek ülke konuma geldik!

Vahim olan; ”toplumsal yaşamın ahlak ve etik değerleri” yok edildi!

∗∗

Bu durumda olmamızın tek nedeni gerçek anlamda siyasal muhalefetin olmaması!

Ana muhalefet partisi olan 100 yıllık CHP’nin maalesef, 14 yıllık yöneticileri aracılıyla genleri değiştirildi. Vizyonu ve misyonu unutturuldu!

İlkelerinden vaz geçen, AKP’nin “gizli desteğiymişcesine” siyaset yapan bir konuma getirildi... CHP artık, “Laik, demokratik, sosyal hukuk devletine sahip çıkanların sığınacağı liman olmaktan” vazgeçti.

Sol ve Sosyal demokrasinin ilkelerini uygulamadı...

Emeğin en yüce değer olduğunu ıskaladı. Sendikalar ve STK’larla ilişkisini kesti...

Daha önemlisi CHP, Sol kültürün gereğine inanmadığını belli eden bir duruşla yol yürüdü...

∗∗

14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanı seçimine hata üzerine hatalar yaparak girildi!

Oysa İlk kez tüm muhalefet partileri, farklılıklarını bir kenara bırakarak CHP’nin adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklediler, yanında durdular.

Bunlara rağmen 28 Mayıstaki seçim de kaybedilince, partide değişim istekleri daha güçlü duyulmaya başlandı...

Yenileşme ve ilkelerine dönme tartışmaları içindeki CHP, Kasım ayındaki 38. Kurultayında

13 yıllık iktidarı “değiştirdi”. Yeni Genel Başkanını seçti...

Genel Başkan Özgür Özel kurultayda “namus ve şerefim” üzerine diyerek önseçimle adayların belirleneceğine söz verdi.

Bu söz üzerine heyecanlanan, umutlanan Kurultayın desteğini aldı!

∗∗

Peki şimdi neyi tartışıyoruz? Şeref ve namus sözünü hatırlatıyoruz...

Genel Başkanın yeminle verdiği sözü tutmamasının parti içi kargaşasını yaşıyoruz!

∗∗

“Ön seçim” sözüne inanarak yerel yönetim seçimlerine rekor sayıda aday adayı CHP’ye başvuru yaptı!

Ön seçim ya da tüm üyelerle yapılacak bir aday yoklaması CHP’yi başarıya götüreceğini 40 yıldır söyleye gelen bir siyasetçiyim.

Partideki tüm görevlerimi ön seçimle kazandım...

Kurultayı çok dikkatle izledim. O Konuşmalar kayıtta...

∗∗

Mersin adayları açıklandığında neden ön seçim yapılmadığı sorgulamıştım.

Yaptığım kısa açıklama üzerine önceki Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, bu soruyu Genel Başkana sormuş! Neden ön seçim yapmadınız?

∗∗

Aldığı cevap gerçeğe uymamakla birlikte bir o kadar da ilginç!

 Başkan Özel’in Ali Rıza Öztürk’e gönderdiği WhatsApp mesajını aynen paylaşıyorum. ”Ön seçim sözünün milletvekilliği için olduğunu bilmeniz gerekiyor. Diğer taraftan da tüzük komisyonunu toplamak üzere gerekli yazıyı bile yazamamışlar, ilanı verememişler mecburen kaldı. En iyi tüzüğü eylülde birlikte yapacağız.”

Demek ki binlerce insan, Kurultay konuşmasını yanlış anlamış?

∗∗

Mersin’de bilbordlara; “Bırakın Mersinliler ön seçimle kendi adayı niye belirlesin!” Afişleri asmıştım. Bu talebe, benim gibi düşünen binlerce Mersinli katıldı. Mezitli ve Silifke örgütleri ön seçim isteklerini genel merkeze duyurdu.

Büyükşehir adaylarından biri hariç ki, o da 5 yıldır Mersin BB Başkanı olan kişi , tüm adaylar ön seçim istediler. Genel Başkana bu dileklerini ilettiler.

Kamuoyu araştırması yolunun yanlış ve manipüle edilmeye açık olabileceği gerekçesiyle en doğru yolun üyelerle seçim olduğunu defalarca belirttim.

Ayrıca Mersin Milletvekilleri Ufuk Çakır, Talat Dinçer ve Ali Mahir Başarır’da ön seçim taleplerini GN:BŞ: ilettiler.

Ancak Başarır nedense (?)alınan ortak karardan vazgeçti... Mersin’in iki ilçesi hariç, başkan adaylarının tümü genel merkezce atandı...

Şimdi kent çalkalanıyor. Şaibeler ve iddialardan geçilmiyor...

Halen görevde olan başarılı Tarsus belediye başkanı Dr. Haluk Bozdoğan, hakkı yenildiği için bağımsız adaylığını açıkladı.

Mezitli İlçesi, başarısını bildikleri Başkan Neşet Tarhan için ön seçim istedi.

İlçe üyelerinin binlerce imzayla başvuru yapmasına rağmen Tarhan aday yapılmadı...

∗∗

Her zaman söylediğim bir şeyi son defa tekrarlıyorum.

Mersin’de Büyük şehir Belediye Başkan adayı tüm üyelerin katılımıyla ön seçim ya da eğilim yoklamasıyla belirlenmeli. Mersinliler başkanlarını seçmeliler.

Sandık konulsun. 5 yıldır başkanlık yapanla birlikte bende sandığa gireceğim.

Kim kazanırsa onu sırtımızda taşıyalım... Hodri meydan!

∗∗

Şayet Mersin’deki Belediyeler kaybedilirse tek sorumlusu verilen sözleri tutmayan Özgür Özel ve yerelde yanlış yol gösterenler olacaktır... Ve bilin ki Mersinliler hesap soracaktır...