Çok kısa sürede yaşanan acayipliklere bakıp da, tüm bunları nasıl da kanıksıyoruz sorusunu sormamak mümkün mü?

Çok kısa sürede yaşanan acayipliklere bakıp da, tüm bunları nasıl da kanıksıyoruz sorusunu sormamak mümkün mü?
 
Günün birinde bir kaset çıkıyor ve gitmez denilen, toplumda pek karşılığı olmayan bir ana muhalefet lideri koltuğundan oluyor…

Apar topar bir kararla ardında büyük kitlesi olduğu umulan biri tarihi partinin başına geçiyor. Artık başlar dik biçimde en azından sosyal demokrasiden söz açılır diye umutlanıyor toplum…

Temel hak ve özgürlükleri bile referanduma götürmekten çekinmeyen bir Tek Adam’la yönetiliyor ülke…  günlerce tartışılması gerekenler, uzmanlık istenen konular ‘Evet’ ya da ‘Hayır’ demesi için halka soruluyor.

Halk bildiğini okuyor. Tek Adam haklılığını perçinliyor. Kendi dışında kimseyi tanımıyor. Yeniden sandık zamanı geliyor.

Ülkenin milliyetçi partisi sapır sapır dökülmeye başlıyor. Herkesin açık seçik görüntüleri pazara çıkıyor. Kimse şaşmıyor duruma. İstifalar geliyor. Yöntem tutuyor işte… Hal böyle olunca ardı arkası kesilmiyor.

Sosyal demokratlar, bolca piyasacı adayı sunuyor halka. Yeni lider şapkadan şapkan çıkarmaya çalışıyor. Milliyetçiler kaseti çıkınca sempati yaratıyor. Ama Tek Adam halkın yarısının oyunu alarak, padişahlığa terfi ediyor.

Ülkenin etnik söylemi baskın partisi barajları deliyor, büyük bir koalisyona dönüşüyor. Nokta vuruşları yapıyor. Okur yazar olmayan seçmene bile, o karınca duası gibi kağıdı okutuyor ve sandıktan çıkmayı başarıyor. Roller yeniden belirleniyor.

Ülke doğru dürüst sınav yapamıyor. Çocukları delleniyor, memurlar kuduruyor ama Tek Adam’ın adamı koltukta ısrarlı. Gitmiyor.

Yetmiyor, seçim kurulları, hakimler de giriyor devreye ve seçilenlere ‘dur’ diyor. Olmaz.

Yıllardır tutuklu olanlar zindanda çürümeye devam ediyor. Halk iradesi diyenler kendinden olana kuzu, muhalif olana kaplan kesiliyor.

Helalleşelim diyor Tek Adam. Herkes eyvallah ediyor. Seçilenlerin dokunulmazlığı var ama mapustan çıkamıyor. Çıt çıkmıyor. Tek Adam böyle helalleşmek istiyor.

Bağımsızlar arkadaşlarına sahip çıkıyor, ana muhalefet rozet takmakla meşgul bütün olamıyor. Vızıldayıp duruyor. Tek Adam’a ‘ALLAH VERDİKÇE VERİYOR’

Eh meclis açılacak ve yemin etmek gerekecek. Tartışılıyor. İnanmadığı yemini etmem diyen var, inanmasam da duruma göre vaziyet alırım deyip susan var, ama bir türlü yemin etmek saçmalıktır denemiyor.
 
Bir yemin ettik ki dostlar geri dönemeyiz. Vallahi de billahi de bu durumdan bir şeycikler anlaşılmıyor.

Atı alan Üsküdar’ı geçmiş.

Biri bize masal söylüyor.