Geçtiğimiz cumartesiden beri yurttaşlarımızda gözle görülür bir rahatlama var.

Sanki nefes almamızı engelleyen kara bulutlar birden dağıldı…

CHP’nin 38. Kurultayı’nda Özgür Özel’in Genel Başkan seçilmesi, partili partisiz yurttaşlarda siyaseten yenileşme umudu yarattı.  

Sanki 14-28 Mayıs seçimiyle kaybedilmiş hayallerin yeniden kurulabilme olanağına kavuşulacakmış gibi bir heyecan oluştu…

Yani CHP Kurultayı, ülkede iyimserlik rüzgârı estirmeye başladı…

Umarım bu heyecan ve umut coşkusu kısa sürmez!

∗∗∗

14 Mayıs seçimi öncesi yurttaşlara o kadar çok vaatlerde bulunuldu ki, insanlar ister istemez müthiş bir umut yoğunluğu içinde sokuldu…  

Öyle böyle değil, büyük hayaller kurmaya başladı...

Laik demokratik Cumhuriyet’in yeniden çağdaş yüzünü yaşayacağına inandı…

Huzurlu ve güvende olacağına, mutluluk ve refaha ulaşacağına, siyasilerin Türkiye’yi zengin ve modern bir ülke yapacağı masallarına kandı…

Öyle ki, kurulan ilişkilerle ülkenin destekleneceğini, bulunan milyar dolarla ülkede bolluk yaratılacağı, üreten ekonomi sayesinde işçilerin, gençlerin, emeklilerin, esnaf ve köylülerin yaşam standardının yükseltileceği söylevlerinin gerçekleşeceğini sandı…

∗∗∗

İlk defa toplumsal muhalefeti oluşturan tüm siyasi partiler, STK’ler ve sade yurttaşlar, 21 yıllık AKP iktidarının artık gitmesi gerektiğine inanarak oluşturulan birliğin uzlaşı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazanması için çaba gösterdiler…

CHP’nin Genel Başkanlığını yapan Kemal Kılıçdaroğlu seçimin arifesinde ve seçim sürecinde öyle büyük yanlış ve gaflar yaptı ki, sanki kazanmamak ve adeta Erdoğan’ın kazanmasını sağlamak için çaba gösterdi...

Sadece geçtiğimiz son seçimde değil, genel başkan olduğu 13 yılda yapılan tüm seçimlerde de AKP’nin payandası gibi davrandı, böylece “Laik düzenin yok edilmesinin” en etkili nedeni oldu…

Ülkeye ve CHP’ye sadece 13 yıl kaybettirmedi, Cumhuriyet’in tüm değerlerinin de işlevsiz hale getirilmesine müsaade etti…

∗∗∗

En önemlisi umutları yok etti.

AKP’nin baskıcı yönetimine karşı durmadı, güçlü ses çıkarmadı, rejimi değiştiren referandumda yapılan usulsüzlüğe bilerek göz yumdu…

Anayasaya aykırı olmasına rağmen dokunulmazlıkların kalkması için oy verdi. “Yanlıştır, hukuk devletine yakışmaz” diyenleri “Kulağınızdan tutar atarım” diyerek tehdit etti…

Demokrasinin varlık yeri olan alanları, sokakları kullanmadı.

“Kan dökülür” diyerek, partilileri ve toplumsal muhalefeti korkutup,” herkesi öğretilmiş çaresizliğin” içine soktu...

Nihayet parti tabanı, 38. kurultayda bu gidişata el koydu.

Özgür Özel’i seçerek aydınlığa yeni bir yol açtı…

Aslında bunları tartışma zamanı geçti ama bu süreçten ders çıkarılması gerektiği için unuttulmamalı!

Şimdi önümüze bakmalıyız…  

∗∗∗

CHP’nin yeni Genel Başkanı Özgür Özel’in kurultay konuşması son derece umut vericiydi.

Yeni seçilen PM ile uyumlu çalıştığı takdirde Türkiye’de hem siyaset yapma biçimi değişir hem de AKP umacısının varlık nedenleri ortadan kalkar…

∗∗∗

CHP’de yapılması gereken ilk iş, parti üyelerini ve örgütü saygın hale getirmektir.

Bilindiği gibi, bu kurultaya gidilirken il ve ilçe kongrelerinde Genel Merkezce belirlenen tek adayın çıkarılması için yapılan baskı, örgütleri parçaladı!

Bu yanlış yönlendirme, toplumda CHP’nin kavgalı görünmesine neden oldu.

Ayrıştırılan örgüt ve üyelerin bir an önce birlik ve beraberlik içinde yol yürüyebilmesi sağlanmalı.

Yapılması gereken ilk şey üyenin, partinin gerçek sahibi olarak söz ve karar hakkının kabul edilmesidir…

Üyelerin, seçimlerde partiyi temsil eden tüm adayları, ilçe ve il örgütlerini ve bundan böyle genel başkanı da seçmesinin bir zorunluluk olduğu tüzükte belirtilmelidir...

Yani parti, her kademedeki seçimi tüm üyelerle yapmalıdır.

Üyelerin oluşturduğu politikaları, kendi iradeleriyle belirlediği örgüt ve adaylarla yürütmelidir…  

Parti, Cumhuriyet ve halka geri dönmelidir.

∗∗∗

5 ay sonra yerel seçimler yapılacak.  

Bu seçim, Genel Başkan Özgür Özel’in ilk ve en önemli sınavı olacak.

İnanılırlığı ve güvenilirliği test edilecek… Başkanlık performansı gözlemlenecek!

Kurultayda “ÖN SEÇİMLE “Tüm adayları belirleyeceğiz” sözünü tutacak mı? Yoksa Kılıçdaroğlu gibi klasik bahanelerle bu sözünü yutacak mı?

Merakla beklenen konu bu…

Unutulmamalıdır ki, sol bir parti ideolojisi, örgütü ve üyesinin gücüyle var olur!

∗∗∗

Özgür Özel’e küçük bir öneride bulunmak isterim.

CHP vefalı insanlardan oluşur.

Örgütlü yaşam için "vefa" çok önem taşıyan bir değerdir.

Vefa olmadan birbirine güven duyulmaz.  

Koltuklar gelip geçicidir. Ama saygınlık ve itibar kalıcıdır.

Atatürk’ün öğretisi ve evrensel solun kuralı da budur…

Bu partiye emek vermiş insanlara siz nasıl davranırsanız, size de göreviniz bittikten sonra öyle davranırlar…

Solculuğun göstergesi, ahlak, nezaket, samimiyet, dürüstlük ve emeğe saygıdır...

∗∗∗

Solcuyum demekten ve kendini ifade etmekten korkmayan bir toplum, hak ve özgürlüklerin genişletilmesini isteyen CHP sayesinde oluşabilir…

Umarım Özgür Özel tüm umutlarımızın yeni ışığı olur.