>> TRT için yeni heşteg önerilerim var. Hazır TRT #EdenBulur heştegini kullanmaya başlamışken, gelin TRT’nin yapabileceği yeni sosyal medya ve program hamleleri önerilerine bir göz atalım...


>> Mesela TRT, bandrolleri hatırlatmak amaçlı #bandrolübandırıyoruz gibi bir heşteg açabilir. #EdenBulur’un etkisini artırmak için mesela #NasılPaketledik gibi bir heştege ya da #BütçemizleEzeriz gibi daha bilinçaltı mesajlar verebilen bir yaklaşıma yönelebilir. Daha da kucaklayıcı bir dil kullanmak isterse #MilliiradeHareketYapanHareketinKralınıGörür gibi, “Hareket” hareketine de şık bir hareketle cevap verebilir. Sonuçta TRT’nin yıllık bütçesini bir kenara koyalım, bir de BBC’nin bütçesine bakalım. Sonra da iki kanalda yayınlanan belgesellere ve programlara bakalım. Bence TRT tüm programlarında aslında dekorda çok fazla altın varak kullandığı için bu derece kaliteli işler yapıyor. Mega Amir’in de dediği gibi kalitenin bir bedeli olmalı. Mesela VIP tavaf hizmeti. Bazılarının daha ayrıcalıklı bir inanç deneyimi yaşaması için düşünülmüş büyük bir kolaylık değil mi? Sonuçta her şeyin VİP’i var, inancın neden olmasın? Böyle olmasa Vatikan’daki psikoposlar borsada spekülasyon yaptıkları için paketlenmezdi. Sonuçta adamlar kalitenin farkını yaşayabilmek için para kazanmak zorunda. Ayrıca da ağlamayana meme yok. Ha meme zaten TRT’de yoktu. Artık hiçbir yerde de yok çok şükür. Yahu ne memesi? Pikasso’nun bile kadın heykelini mozaikleyen, Adile Naşitli hamam sahnesinde hallenen, kadının omuzu göründü diye reklamı fotoşoplayan o güzel insanlar hep en doğru yerlerde en doğru işleri yapıyorlar.

>> Yeni Türkiye’de yalnış yok. Eğer varsa siz yanlışsınız.

>> Bizde zaten yanlış olmaz. Bakın mesela neyimiz yanlış? Birdenbire söyleyemediniz değil mi? Mesela hırsız mı diyecektiniz? İftira, yalan, diyemezsiniz. Zaten bizim hırsız olup olmadığımız haberini bile okuyamazsınız. Ama mesela o değil. Mesela sen şimdi “hırsız” diye bana iftira atıyorsun ama diyaneti bağladık, “Yolsuzluk yapmak” hakkında açıklama yaptırırım gerekirse, onlar da der ki “Yolsuzluk aslında hırsızlık sayılmaz”… İsterse demesin. Benden doğru mu bilecek yani iki üç adam?

>> Dünya 5’ten büyüktür ama o 5 ülke gibi güçlü ülke olmaya çalışmak için hiçbir şey yapmamamız da bizim asaletimizdendir. Asil bir yanlışlık yaşıyoruz. Yalnızız dostlarım. Bak, o 5 ülke dünyadaki ekonominin ne kadarını sırtlıyor, bir gün de “Gelin gençler Türkiye’de bir teknoloji geliştirelim, Ar-Ge bütçeleri ayıralım okullara, şirketlere, bir şeyler üretelim demedik. Biz kaliteli ara eleman yetiştirmek istiyoruz. Dindar olsun da ne olursa olsun temelli bir eğitim şart. Çünkü çocuk büyüyor, kafası çalışmaya başlıyor bi noktada, o zaman da kafa karışıyor. Okudukça bazı şeyleri düşünmeye, sorgulamaya başlıyor. Mesela, “Ya bu adamın evinde koliyle para bulunmuş, hem de sadece bankalarda bulunan 500 yuroluk banknotlar halinde, ne iş?” diyebilir. O yüzden ilk baştan suyunu ilacını iyi vereceksin çocukların. En az 3 çocuk demiştim, şimdi ekonomi biraz daha sıkıştı, o yüzden en az 5 çocuk. Kadınlarımız da kadınlıklarını yaşasınlar biraz, değil mi?
n Diyorlar ki polis gözaltına alırken vatandaşın ağzına kanca yapmış. Kesinlikle yalan. Fotoğrafları ben de gördüm, orada memur bey vatandaşın implantlık bir durumu var mı yok mu ona bakıyor. Ağız sağlığı önemli. Ben sigara içmiyorum, sen de içmeyeceksin. Cezai müeyyidesi var!

Güneş hâlâ bedava, gölgesi parayla. (Baş kısımını ben yazdım, devamı Tivitır’dan @nakah_z’den geldi. Koletif zekâ, zekâların en güzeli. Yapay zekâlar da bu sistemi kullanıyor)