Sedat Peker’in gündeme getirdiği Orhan Adıbelli cinayeti Kolombiya’da Türkiye’ye gönderilmek üzereyken yakalanan 4.9 ton kokain nedeniyle işlenmiş olabilir mi? Hatta bu nedenle öldürülen tek baronun Orhan Adıbelli olmadığı öne sürülüyor.

‘4.9 ton cinayetleri’
4.9 tonluk kokain Kolombiya’da 2020’de yakalanmıştı.

2020’ler karanlığındaki Türkiye’de iki gizemli olay:

Birincisi; Kolombiya’da yakalanan ve yaklaşık 2.5 yıldır karanlıkta bırakılan 4.9 ton kokain.

İkincisi; uyuşturucu baronları Cevat Bozdağ ile Orhan Adıbelli’nin öldürülmesi.

Önce 4.9 tonluk gizemi hatırlatalım:

Kolombiya Savunma Bakanı 9 Haziran 2020’de Türkiye’ye gönderilmek istenen iki konteynerde kokainin yakalandığını açıklamıştı. Aslında kokain Mart 2020’de yakalandı ama granül kauçuk içine yedirilmiş kokainin laboratuvar incelemesi 2 ay sürmüştü.


Kokainin yakalandığını Twitter hesabından açıklayan Kolombiya Savunma Bakanı Carlos HolmesTrujillo, 6 ay sonra koronavirüs nedeniyle öldü.


Bu dev sevkıyatla Türkiye’nin bir kokain rotasına dönüştürüldüğü ortaya çıktı. Bir yıl boyunca bunu anlattık ama İçişleri Bakanlığı’ndan bir açıklama gelmedi. Sedat Peker, Mayıs 2021’deki ifşalarında 4.9 ton kokain ile ilgili soruşturma açılmadığını anlatıp Mehmet Ağar ve eski Başbakan Binali Yıldırım’ın oğlu Erkam Yıldırım’ı suçlayınca konu ülke gündemine oturdu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kolombiya’nın bilgi taleplerine yanıt vermediğini savundu. Kolombiya’da dev kokain sevkıyatıyla ilgili bir kişi bile gözaltına alınmadı. Çıldırtıcı bir sessizlikle aylar geçti.

YERALTINDA DEFTERLER KAPANMADI

Ocak 2022’de Büyükçekmece Savcılığı’nın soruşturmasında konteynerlerin alıcısı olarak görünen bir iş insanı ile 14 kişinin tutuklandığı duyuruldu. Ama bu kadar önemli bir olay hakkında nedense 6 aydır hiç bilgi sızmadı.

Yani 4.9 ton kokain Kolombiya ve Türkiye’de karanlığa gömüldü.

Kolombiya’dan henüz yola çıkmamışken değeri 265 milyon dolar olan kokainden bahsediyoruz. Türkiye’ye ulaşsa değeri katbekat artacaktı. Bu para, devletler tüm soruşturmaları kapatsa bile yeraltı dünyasındaki defterlerin kapanmasına izin vermez.

İşte bu noktada cinayetleri anlatmaya başlayabiliriz.

4-9-ton-cinayetleri-1039351-1.
Cevat Bozdağ, uyuşturucu kaçakçılığından 3 yıl hapis yatmış ve tahliye olmuştu. Köpeğini gezdirirken kalaşnikof ile taranarak öldürüldü


Tarih: 5 Haziran 2020

Kolombiya’da kokainin yakalanmasının üzerinden 2 ay geçmiş ama henüz Kolombiya Savunma Bakanı açıklama yapmamıştı. 58 yaşındaki Cevat Bozdağ Hollanda’nın Rotterdam kentindeki evinden saat 22.00 sıralarında eşiyle birlikte çıktı. Köpeklerini gezdiriyorlardı. Onları takip eden beyaz otomobil yanlarında durdu ve içinden çıkan adam kalaşnikofun namlusunu Cevat Bozdağ’a doğrulttu. Tetikçinin taradığı Cevat Bozdağ olay yerinde öldü, eşi yara almamıştı.

ÖMER LÜTFİ TOPAL’LA ÇALIŞMIŞTI

Cevat Bozdağ, Avrupa’da gençliğinden beri uyuşturucu kaçakçılığı yapmış ama karanlıkta kalmayı başarmıştı. İddiaya göre; Susurluk Çetesi’nce öldürülen Ömer Lütfi Topal, Sami Hoştan gibi isimlerle İspanya, Hollanda ve Almanya’da ortaklık yapmıştı. Uyuşturucu baronu Cemal Nayır ile hemşeriydi, Sivaslıydı. Birlikte Avrupa’ya tonlarca uyuşturucu sokmuşlardı.

Ama en yakınındaki isim Orhan Adıbelli’ydi. Hollanda Rotterdam’da birlikte büyümüşlerdi ve onu işine dahil etmişti.

Sivas’ta toprağa verilirken kalabalığın arasında Orhan Adıbelli vardı.

4-9-ton-cinayetleri-1039352-1.
Orhan Adıbelli, Kayseri’de şirketinin bahçesinde öldürüldü. Kısa süre önce Yozgat’ta fabrika yapacağı arsa bakıyordu.


Tarih: 4 Ağustos 2020

4.9 ton kokainin yakalanmasından 4 ay, Cevat Bozdağ’ın öldürülmesinden 2 ay sonra Orhan Adıbelli sahibi olduğu Kayseri Çimento AŞ.’nin bahçesinde oturuyordu. Kendisine doğru yürüyen 26 yaşındaki Emrah Yıldırım “Orhan Abi” diye seslendi, dönüp baktığında katil tabancasını doğrultmuştu. Defalarca tetiği çekti.

ARANAN ŞAHIS VALİ MAKAMINDA

Cevat Bozdağ ve Orhan Adıbelli, uyuşturucu ağlarını Hollanda’nın Rotterdam kentinden uzun yıllar birlikte yönetmişlerdi. Güney Amerika’dan getirilen kokaini Hollanda, Belçika ve Almanya’daki limanlardan Avrupa’ya sokuyorlardı. Orhan Adıbelli, 2013’te Avrupa’nın 2. büyük limanı Belçika Anvers’teki sistemleri bilgisayar korsanlarına hackletmiş ve tonlarca uyuşturucu kaçırmıştı. İki hafta önce marifetlerini yazmıştık:

Limanları hackleyen Orhan Adıbelli, Hollanda polisinin operasyonundan önce Türkiye’ye kaçmıştı. Hakkında kırmızı bülten çıkartılmasına karşın Türkiye’de yaşadığı 7 yıl boyunca elini kolunu sallayarak gezdi ve on milyonlarca avroluk yatırımlar yaptı. Çimento ve geri dönüşüm fabrikaları kurdu. Valilerin makamında ağırlanıyordu.


Interpol tarafından aranan Orhan Adıbelli, Yozgat Valisi Kemal Yurtnaç’ı makamında ziyaret etti. Bu ziyaretin haberi halen valiliğin internet sitesinde duruyor.

Halen Yozgat Valiliği’nin internet sitesinde Orhan Adıbelli’nin 2016’da yaptığı ziyaretin haberi duruyor. Habere göre; Vali Kemal Yurtnaç ziyaret sırasında şöyle diyor:

“Yatırımcı çekmek için tüm desteği vermeye hazırız. Yatırımın kurulması için herhangi bir bürokratik engel varsa da bunu biz ortadan kaldıracağız.”

Orhan Adıbelli’nin etrafındaki koruma duvarının büyüklüğünü anlamak için bu haber bile yeterli.

Sedat Peker iki hafta önce Orhan Adıbelli cinayetini gündeme getirdi. Mehmet Ağar’ın oğlu Tolga Ağar ile ortak olan Murat Boyracı’nın 50 milyon avroluk alacak-verecek meselesi nedeniyle Orhan Adıbelli’yi öldürttüğünü iddia etti. Mehmet Ağar’ın 50 milyon avro için aracı olduğunu ve cinayetin tetikçilerle sınırlı tutularak karanlıkta bırakıldığını iddia etti.

Baron cinayetinin ardındaki gerçekler bunlar mıydı? Ya da bu iddialarda bile eksik kalmış çok önemli bilgiler var mı? Maalesef ‘Yeni Türkiye’de siyasetin emrine girmiş yargı, hakikati ortaya çıkarmak için çalışmıyor. Yani biz gazetecilerin belgelerine ulaşabileceği soruşturmalar yapılmıyor.

‘4.9 TON KOKAİNİN ARKASINDA ONLAR VAR’

Cevat Bozdağ ile Orhan Adıbelli’yi yakından tanıyan kişilerle konuştum. Onların iddiasına göre; iki uyuşturucu baronu, Orhan Adıbelli Türkiye’ye yerleştikten sonra zehir ağlarını Türkiye’ye doğru genişletti. Sedat Peker’in gündeme getirdiği Murat Boyracı’nın da onlarla çalıştığını öne sürüyorlar. İddiaya göre; özellikle Ambarlı, Dilovası ve Mersin limanları üzerinden büyük sevkıyatlar yapıyorlardı. Kokainin Avrupa’dan çok daha pahalı olduğu Türkiye ve Ortadoğu pazarından büyük paralar kazandılar.

Ve çok çarpıcı, cinayet tarihlerine bakıldığında oldukça tutarlı görünen iddia:

Kolombiya’da yakalanan 4.9 ton kokainin organizatörleri de onlardı.

Elbette sadece onların işi değildi. ‘Mutfak’ denilen Kolombiya’daki kokain laboratuvarlarının sahibi uyuşturucu baronları malın yakalanmasına çok öfkelenmişti.

4.9 ton kokain yakalandıktan bir süre sonra İstanbul’da taraflar bir araya geldi. Amaç yüzlerce milyon dolarlık kaybın sorumlularını bulup parayı onlardan tahsil etmekti. Buna, yeraltı dünyasının jargonunda ‘masa kurmak’ ya da ‘cemaati toplamak’ deniliyor. O masada Cevat Bozdağ, Orhan Adıbelli, Murat Boyracı’nın yanı sıra arabulucu olarak bazı mafya gruplarının temsilcileri vardı. Bazı kaynaklar Mehmet Ağar’ın masada olduğunu iddia ederken bazıları Mehmet Ağar’ın orada olmadığını ama Orhan Adıbelli’yi bir süre koruması altına aldığını öne sürüyor.

İddiaya göre; o masada Orhan Adıbelli ile Cevat Bozdağ kavga etti ve 50 milyon avroluk alacak-verecek konusunda anlaşamadılar. Murat Boyracı, Cevat Bozdağ’a yakındı.

Bundan sonrası herkesin elinin tetikte ve namlunun ucunda olduğu bir süreçti. Cevat Bozdağ cinayetiyle ilgili biri Türk, diğeri Güney Amerika ülkesi Surinam uyruklu iki kişi yakalandı ama konuşmadılar. Orhan Adıbelli’nin tetikçisi ise cinayet için 2 milyon avroya anlaştıklarını anlattı. Kendisini azmettiren kişinin Sadık Onur Mert olduğunu anlatıp “Eğer yakalanırsam Cevdet Bozdağ’ın adını vermemi bana söylediler” dedi. Soruşturma Antep’teki bir suç örgütüyle sınırlı bırakıldı. Sedat Peker’in iddiasına göre cinayeti Murat Boyracı azmettirdi.

Sonuçta 4.9 ton kokain ile birlikte iki baron cinayeti şimdilik karanlık perdeler ardında. Umarım bir gün gerçek soruşturmalarla bu iddiaların doğru olup olmadığını öğreneceğiz.