İkizköy Çevre Komitesi, Birleşmiş Milletler(BM) Kalkınma Programı’na(UNDP) bir mektup yazarak Limak Holding ile yürüttüğü sosyal sorumluluk çalışmalarını sonlandırmasını talep etti.

Akbelen’den BM’ye çağrı: Limak iş birliğini sonlandır

BİRGÜN EGE 

Limak İçtaş ortak iştirakı YK Enerji, 24 Temmuz 2023 tarihinde  Milas’a bağlı İkizköy’deki Akbelen Ormanı’nın kömür madeni açılmak için kesilmesine karşı mücadele sürüyor.  

İkizköy Çevre Komitesi, Limak Holding’in Birleşmiş Milletler(BM) Kalkınma Programı(UNDP) ile yürüttüğü kız çocuklarına yönelik kurumsal sosyal sorumluluk projesini gündeme getirerek, Birleşmiş Milletler’e mektup yazdı.

Mektupta Limak Holding’in sebep olduğu hak ihlallerini sıraladı ve bu şartlar altında iş birliğinin devam etmemesi gerektiğine dikkat çekti. Mektupta ayrıca, şirketin hem BM Küresel İlkeleri’ni hem de BM İş Dünyası ve İnsan Hakları Rehber İlkeleri’ni gözetmediği öne sürüldü. 

Komite, UNDP’nin özel sektör iş birliklerinde insan hakları ve çevresel ihlalleri “dışlayıcı kriterler” olarak tanımladığını, üstelik madencilik sektörünü de riskli sektörler arasında kabul ettiğini de hatırlattı. Öte yandan bu işbirliğinin Limak’a haksız itibar sağlanmasına ve sicilinin temizlemesine yol açtığının altını çizen İkizköy Çevre Komitesi, UNDP’nin bu aklamaya ortak olmaması çağrısında bulundu.

İkizköy Çevre Komitesinin yazdığı mektupta şu konulara dikkat çekildi: 

  • Yerinden etmelere ve yoksullaştırmaya (Sürekli genişleyen ve yenileri açılan linyit maden ocakları için Milas ve Yatağan’da bugüne kadar toplam 7.800 futbol sahası büyüklüğünde (5 bin hektar) alan yok edilirken bu süreçte 10 köy ise yerinden edilmiştir.
  • Halkın madene karşı duruşunun yok sayılmasına (Akbelen nöbeti 2021 yılından bu yana aralıksız devam etti. Ağustos 2023’de ormanın büyük bölümü kömür madeni için yok edildi. 150 binden fazla kişi Akbelen Ormanı’nın kesilmemesi için açılan imza kampanyasına katılırken, muhalefet partileri tatilde olan meclisi Akbelen ormanı için acil toplantıya çağırdı.
  • Geçim kaynaklarının kaybına (Santraller ve madenlerden çıkan kül, tozlar ve içerdikleri ağır metaller ve arsenik gibi tehlikeli maddeler Türkiye’de arıcılığın en yoğun olduğu Milas’ta arıların zehirlenmesine, üretilen balda yüksek seviyede ağır metale rastlanmasına neden olmaktadır. Bu kül ve tozlarla kaplanan zeytin ağaçları ise kurumakta ve verimini kaybetmektedir.
  • Kadın, çocuk ve yaşlıların daha zorlu hayat şartlarına maruz kalmasına; tarım arazilerinin ellerinden alınması ile kadınlar erkeklere daha bağımlı hâle gelmektedir. Yerinden edilmeler sonucunda kent merkezlerine gitmek zorunda kalan kadın, çocuk ve yaşlılar kentteki evlerde erkeğe muhtaç yaşamaya mahkûm bırakılmaktadır.
  • Çevresel etki değerlendirme (ÇED) sürecinin ihlaline santrallar ve madenler ÇED yönetmeliğinin onlara tanıdığı istisnalar nedeniyle güncel kapasite artışları ve proje değişikliklerine rağmen hiçbir şekilde ÇED’e tabi tutulmamıştır. Yani termik santral ve madenin doğaya ve yöreye etkileri incelenememiştir.
  • Uluslararası sözleşmelerin ihlali ve doğanın yaşam hakkının elinden alınmasına, BERN Biyoçeşitlilik Sözleşmesi’ne taraf olan Türkiye, Akbelen Ormanı’nda bulunan 10 farklı endemik türü ve yaşam ortamını korumakla yükümlüdür. Maden ocaklarının ortadan kaldırdığı toplam alanın 5 bin hektar olduğu tahmin edilmektedir.
  • Sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının ve sağlıklı suya erişim hakkının ihlaline İşletme baca filtresi yatırımlarını beş üniteden sadece ikisinde tamamlamıştır. Üç ünite çevre yatırımlarını tamamlamadan çalışmaya, zehir saçmaya devam etmektedir. Ayrıca santrallerin ve maden işletmesinin suları zehirlediği yapılan incelemelerle ortaya konmuştur.
  • Hukuksal süreçlerin ihlaline neden olmaktadır.