Önce başkent Stockholm’de, geçen hafta pazar günü bitmez bir yağmurun altında toplandılar. Bu hafta içinde salı günü de Göteborg’ta, kentin göbeğinde 10 bin kişilik bir gösteri yapıldı. Stockholm’deki toplantıya İsveç’in başbakanı Stefan Löfven de şemsiyesiyle birlikte katıldı. Pazar sabahı, yağmur altında bir başbakan, meydandaki diğer yetişkinlerin yaptığı gibi kendi şemsiyesini kendi taşıyarak konuşma sırasının ona gelmesini ayakta bekledi. Başbakan Löfven’i 15 bin kişi dinledi. Birçoğunun elinde bir pankart; pankartlarda da 3 yaşındaki Alan’ın Bodrum’da sahile vurmuş ölü bedeninin fotoğrafı vardı. Meydandakiler, Avrupa’daki Suriyeli göçmenlere desteklerini göstermek için toplanmışlardı. Bu resim Avrupa’nın körüklediği göç ayıbının sembolü oldu. Löfven de sözlerine Alan’la başladı. “Dayanışmadan konuşabilmemiz için küçük bir çocuğun ölümü çok trajik. Avrupai işbirliği İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra başladı ve insanlar arasında duvarlar örmek istemiyordu” dedi. Löfven kesin bir dille Avrupa’nın göç alımlarındaki kontenjanını gözden geçirip Avrupa Birliği’nin toplam sayıyı birlik içinde 100 bine çıkarmasını istedi.

Avrupa Birliği’nin bu yaz kabul ettiği sayı, 22 bin göçmene Avrupa’da yer bulacağı olmuştu. 22 bin göçmen kontenjanını, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliğine kabul ettirdi. Birlik, Dünya’nın çeşitli bölgelerinde acil durumda olan insanların Avrupa’ya taşınması için bu kontenjanı duyurdu. Birleşmiş Milletler kanalıyla gelen göçmenler, AB ülkeleri arasında dengeli bir şekilde dağıtılıyor. Avrupa Birliği, ülkelerin büyüklüğüne, işsizlik oranına, ekonomik göstergelere göre, üyelerine göçmenleri pay ediyor. İsveç, Birleşmiş Milletler ile yaptığı ek anlaşmaya göre bin 900 kişiye acil durum sığınma güvencesi sözü vermiş durumda.

Son bir haftada İsveç’in Danimarka’yla sınır ili olan Malmö’de, İsveç’e ulaşmayı başaran 738 Suriyeli göçmen, Göçmenlik Kurumu’na göre sığınma talebinde bulundu. Avrupa’da yol alan içi Suriyeli göçmenlerle dolu trenler, “Benim Avrupa’m duvarlar örmez” diyen İsveç Başbakanı Stefan Lövfen’le Danimarka Başbakanı Lars Lokke Rasmussen’i perşembe günü karşı karşıya getirdi. Anlaşılan “Sarsılıyor mu?” diye sorulan Avrupa Birliği’ni ve kuzeyli ülkelerin komşu sevgisini göçmenlere karşı işlenen bu ayıplar bitirecek.

Geçen hafta pazar gününden itibaren 3 bin göçmenin ulaştığı Danimarka’da, Avrupa Birliği kurallarına uymadıkları için Başbakan Rasmussen polisini kutladı. Dublin önermelerine göre Avrupa Birliği’ne üye ülkeler, kendi ülkelerine ulaşan göçenleri kayıt altına alıyor. Danimarka’da Padborg ve Rödby’e ulaşan Suriyeli göçmenlerin trenlerden inmesine izin verilmeden silahlı polislerce İsveç’e yönlendiriliyor. Göçmenleri kayıt altına almadan trende kalmaya zorlayan Danimarka polisinin uygulamasına Rasmussen’dan “Polise benim tam desteğim var” açıklaması geldi. Danimarka Adalet Bakanlığı, son bir haftada 400 göçmenin sığınma talebi olduğunu duyurdu.

Avrupa Birliği’nin “yol kenarındaki” ülkeleri ayrı ayrı insanlık sınavından kalırken İsveç’te lise öğrencileri, “Her öğrenciden bir kron, milyon kron” yardım kampanyası başlattılar. Toplanan yardımlar, savaş yorgunu göçmen çocuklara aktarılmak üzere bir yardım derneğine devrediliyor. Çarşamba günü tabloid basılan Metro gazetesi de birinci sayfasını ve arka sayfasını kapak yapıp bir İsveç Bayrağı’nın içine Suriyeli göçmenlere atfen “İsveç’e hoş geldiniz” diye başlık atarak çıktı. Duyarlılık artınca büyük bir süper market zinciri müşterilerine bir SMS mesajı gönderdi. “Bu hafta sonu üyelik kartınızı veya aplikasyon ekranımızı okutarak yaptığınız her alışverişin yüzde 10’unu savaş mağduru çocuklara yardım olarak bağışlıyorsunuz.” İnsanlığı harcıyoruz.