Attila Aşut

yazievi@yahoo.com

Ülkemiz, işbirlikçi-gerici AKP iktidarı eliyle açık bir faşizme gidiyor. Demokratik hak arama yolları birer birer yok ediliyor. Meclis’teki yeni “İç Güvenlik Paketi” yasalaşırsa, artık sokakta basın açıklaması yapmak bile suç sayılacak!

AKP politikalarında “eğitim”, toplumu dönüştürmenin temel araçlarından biri olarak görülüyor. “Dindar ve kindar nesil” yetiştirme inadı, bu iktidarın varlık nedenine dönüşmüş durumda. Art arda toplanan “Milli Eğitim” ve “Din” şûralarıyla eğitimi gericileştirme yolunda somut adımlar atıldı. Zorunlu din dersleri anaokullarına kadar indirildi. Şimdi “Değerler Eğitimi” adı altında bilimdışı saçmalıklar müfredat programlarına sokulmaya, her kademedeki okullar imam hatipleştirilmeye, Osmanlıca dersleri zorunlu kılınmaya çalışılıyor. Özetle söylemek gerekirse, yaşamın tüm alanları hızla dinselleştiriliyor…

Bu karanlık gidişin önü mutlaka kesilmeliydi…
İşte on binler dün bunun için sokağa çıktı. Halkımız, toplumsal yaşamın dinselleştirilmesine karşı ayaktaydı! “Bilimsel, Laik Eğitim ve Demokratik Yaşam Hakkı”nı savunan kitleler, Kadıköy Meydanı’ndaki görkemli kardeşlik şöleninde buluştular. Alevi kuruluşlarının ortak çağrısıyla gerçekleşen mitinge, başta Eğitim Sen ve Birleşik Haziran Hareketi olmak üzere çok sayıda sol-sosyalist örgüt, kurum, oluşum ve dergi çevresi katıldı…  

Ülkemizdeki çakma liberallerin uzun süre alaya alıp değersizleştirmeye çalıştıkları “laiklik” ilkesi, tüm inanç öbekleri ve inanmayanlar için evrensel bir güvencedir. Türkiye’de barış içinde bir arada yaşamamız, bu ilkenin yeniden yaşama geçirilmesine bağlıdır. Halkımız için yeni bir umut ışığı olan Birleşik Haziran Hareketi’nin, Türkiye çapındaki ilk eylemine 11 Ocak’ta “Bilimsel ve Laik Eğitim” belgisiyle başlaması bu açıdan çok önemlidir.

Dünkü miting, bu dizinin ikinci ayağıydı. 13 Şubat’ta ise bir günlük “Eğitim Boykotu” var. AKP iktidarının bize dayattığı gerici eğitim dizgesini kabul etmeyeceğimizi dosta düşmana göstereceğiz!

BHH’nin öncülük edeceği eylemler bundan sonra da sürecek. Çağdaşlığı ve laik yaşam biçimini içselleştiren halkımız, ülkeyi gericiliğe, dinciliğe, El Kaide ve IŞİD özlemcilerine teslim etmeyecek!

Bilindiği gibi, Ege Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Rennan Pekünlü, Anayasa Mahkemesi’nin türban konusundaki bağlayıcı kararlarını uyguladığı için hapis cezasına çarptırıldı! Bu değerli bilim insanı, “İleri Demokrasi” çığırtkanlığının tavan yaptığı günümüzde, “Türkiye’nin ilk laiklik mahkûmu” olarak, 27 Kasım 2014’ten beri İzmir-Foça Yarıaçık Cezaevi’nde yatıyor…

Rennan Hoca’ya hapis cezası veren yargıcın “Cemaatçi” olduğu sonradan anlaşıldı. Ama bu “kasıtlı hata”yı düzeltmek için kimse parmağını oynatmadı. Kendilerine dokunan herkese “Paralelci” yaftası yapıştıran AKP’den bir Allah’ın kulu, laikliği savunmaktan başka “suçu” olmayan Prof. Pekünlü’ye sahip çıkmadı. Çünkü “laiklik karşıtlığı”, AKP ile Fethullah’çıların kesişme noktasıdır.

Rennan Pekünlü’nün hapis cezasının kaldırılması için, 18 Kasım’da kitle örgütleri temsilcileriyle Adalet Bakanlığı önünde basın açıklaması yapmıştık. Sesimizi duyan olmadı. Rennan Hoca, bir hafta sonra içeri tıkıldı. O, bir aydınlanma kahramanı olarak toplumsal ilerleme tarihimizdeki onurlu yerini çoktan aldı. Peki, ya Başbakan Davutoğlu? O da tarihin tozlu sayfalarında kendine bir yer bulacaktır herhalde. Tabii, üniversiteleri medreseleştirme yolunda “külliyeci” Erdoğan’la yarışan bir akademisyen olarak…

•  •  •

Birleşik Haziran Hareketi, 13 Şubat’taki “Laik ve Bilimsel Eğitim Boykotu” için bir çağrı yaptı. Bu çağrıya kulak verelim:

“13 Şubat günü iktidarı uyarmak için çocuklarımızı okula göndermeyeceğiz, okullarımızda ders yapmayacağız. Öğretmenler, eğitimciler olarak derslere girmeyeceğiz. O gün alternatif dersler, çocuk oyunları ve şenliklerle özgür bir geleceğe olan umudumuzu güçlendireceğiz. AKP’nin kitaplardan attığı, yok saymaya çalıştığı güzellikleri çocuklarımızla paylaşacağız. Bilimsel eğitimin örneklerini vereceğiz. Laik ve bilimsel eğitimin yerini dinselleştirilmiş bir eğitimin; ortaokul ve liselerin yerini imam-hatiplerin aldığı bir ülke gerilemeye mahkûmdur. Böyle bir gidişin sonunda insanca bir yaşam da, adalet ve eşitlik de, kardeşlik de hayal olur.”

Soluduğumuz hava, içtiğimiz su gibi yaşamsal bir gereksinimdir laiklik. 13 Şubat’taki eğitim boykotuna bu bilinçle omuz vermeliyiz…

Çocuklarımızın geleceği ve daha aydınlık bir Türkiye için…