Cumhuriyet’in 100. yılına girdiğimiz 2023’e gericilik kuşatması, sandık yenilgisi ve her alana yayılan krizlerle veda ettik. Her şeye rağmen emekçilerin direnişi, kadınların isyanı, öğrencilerin talepleri umudu yeniden var ediyor.

Baskı, gericilik, sömürü varsa direniş de var
Fotoğraflar: AA-BirGün-MA

Hazırlayanlar: Mehmet Emin KURNAZ - Öncü DURMUŞ

Cumhuriyet’in 100. Yılını kutladığımız 2023’e seçimler ve gerici kuşatma ve her alana yayılan krizler damga vurdu. İktidarın Cumhuriyet ve ilerici değerleriyle devam eden hesaplaşmasının en yoğun yaşandığı, HÜDA PAR ve Yeniden Refah Partisi’nin de dahil olmasıyla tarihin en gerici Meclis’inin seçildiği, İstanbul Sözleşmesi’nin ardından 6284’ün hedef alındığı, karma eğitimin hedef tahtasına konulduğu, okullara imamların atandığı, tarikatların baskısıyla konser ve festivallerin yasaklandığı bir yılı geride bıraktık.

2023’e seçim heyecanıyla girilmiş, 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde iktidarın değişeceğine olan inanç kuvvetlenmişti. Ekonomik kriz, siyasal çalkantılar, en tepeden en alta kurumların çürümesi, mafya, uyuşturucu baronları, rüşvet skandallarıyla ortalığa saçılan kirli ilişkiler, iktidarın seçimi kazanma şansının oldukça zayıfladığı fikrini öne çıkarmıştı. 2019 yerel seçimlerinde büyükşehirlerin muhalefetin eline geçmesinin de verdiği heyecan ve değişim rüzgarıyla Erdoğan iktidarının sona ereceği beklentisi kamuoyu araştırmalarında da kendisi göstermişti. Seçim günü geldiğinde ise aritmetik hesapların tutmadığı, sağcılık yarışının işe yaramadığı görüldü.

İktidarın yürüttüğü benzerine az rastlanacak türden kara propagandaya yeterli yanıt da üretilemedi. Adaylık bilmecesinin de uzun süre çözülememesi, muhalefetin havanda su dövdüğü algısı yarattı. Büyükşehirler başta olmak üzere milyonların katıldığı mitinglerdeki rüzgar da sandık sonucunu değiştirmeye yetmedi. Seçim sonrası muhalefette değişim ve yenilenme tartışmaları başladı.

2023, aynı zamanda krizler yılı olarak tarihe geçti. Hatay Milletvekili Can Atalay, AYM’nin iki kez hak ihlali kararı vermesine rağmen serbest bırakılmadı. Bir başka kriz de futbolda yaşandı. Ankaragücü Başkanı AKP’li Faruk Koca’nın Hakem Halil Umut Meler’i yumruklamasının ardından yaşananlar, son olarak da Arabistan’da oynanacak süper kupa finalinde yetkililerin Atatürk’e ambargo koyması krizin derinliğini gösterdi. Antalya Film Festivali’nin iptal edilmesine kadar giden olaylar da aynı krizin bir yansımasıydı.

Türkiye, 2024’e de 31 Mart’ta gerçekleşecek yerel seçim atmosferinde giriyor. Kimin hangi belediyede aday olacağına yönelik tartışmalar devam ederken muhalefet partilerinin acil çözmesi gereken meseleler seçimin gölgesinde kalacak gibi görünüyor.

Öte yandan tüm örgütsüzlüğüne karşın tabandan yükselen itirazlar 2024 için umut anlamına geliyor. Geride bıraktığımız yılda, Ankara’da emekliler maaşları için, İstanbul’da binlerce yurttaş laikliğe sahip çıkmak için sokakları doldurdu. Cumhuriyet’e sahip çıkanlar, Arabistan’da yaşanan skandala müdahale ederek iktidara geri adım attırdı. Veliler ÇEDES Projesine karşı itirazlarını yükseltti. Kadınlar yaşam hakları için meydanlarda yürürken, öğrenciler KYK yurtlarını protesto etti. İşçiler fabrikalarda direnişini sürdürdü. Halk, Cumhuriyet’in 100. Yılında tüm baskılara rağmen emeği, geleceği, özgürlüğü, adalet arayışı için mücadeleden vazgeçmedi.

BİR BAKIŞTA 2023 GENEL SEÇİMLERİ

Altılı Masa

Seçim öncesi eski CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu,  İYİ Parti Lideri Meral Akşener, Saadet Partisi Lideri Temel Karamolloğlu, Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi Lideri Ali Babacan ve Demokrat Parti Lideri Gültekin Uysal pek çok kez Altılı Masa olarak bir araya geldi. Toplantılar ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ ve Cumhurbaşkanı adaylığına yoğunlaştı. 

Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı Adayı

Uzun süren Altılı Masa toplantılarının ardından eski CHP Lideri Kılıçdaroğlu adaylığını duyurdu. Seçilecek aday tartışmaları yaşanırken İYİ Parti Lideri Akşener Kılıçdaroğlu’nun adaylığına itiraz ederek 3 Mart günü masadan ayrıldı. Akşener’in ayrılması, muhalif tabanda büyük tepkiye neden oldu. CHP’li belediye başkanları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’a Cumhurbaşkanı adaylığı teklifi götüren Akşener, bu iki ismin ‘Cumhurbaşkanı Yardımcısı’ olacağı bir formülle masaya döndü. Kılıçdaroğlu’na Altılı Masa’nın yanı sıra HDP de destek verdiğini açıkladı.  

Cumhur İttifakı

AKP, MHP ve BBP’den oluşan ittifak, seçim öncesi en geniş çepere ulaşmak için Yeniden Refah Partisi’ni de ittifaka dahil etmeye çalıştı. YRP Lideri Fatih Erbakan, önce kendi adaylarıyla gireceklerini söyledi, daha sonraki görüşme ve pazarlıkların ardından Cumhur İttifakı’na katıldıklarını ve Erdoğan’ı desteklediklerini duyurdu. Önemli bir diğer gelişme de Hizbullah’a yakınlığı ile bilinen ve Erdoğan’ı destekleyen Hüda-Par ise seçime AKP listelerinden girme kararı aldı. İttifaka DSP de katıldı.  

ATA İttifakı

Bir diğer seçim ittifakı 1 Mart 2023’te Zafer Partisi, Adalet Partisi, Ülkem Partisi ve Türkiye İttifakı Partisi tarafından kurulan ATA İttifakı oldu.  Seçim için belirledikleri aday, eski MHP Milletvekili Sinan Oğan oldu.

Memleket Partisi

Liderliğini Millet İttifakı’nın 2018’de Cumhurbaşkanı Adayı olan eski CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin yaptığı parti seçimlerde Genel Başkanları İnce’yi aday gösterdi. İnce, ülke turuna çıkarak yurttaşlardan oy istedi. Ancak halk buluşmalarında istediği desteği göremedi. Buna rağmen adaylıkta ısrar eden İnce, muhalefeti de eleştirerek seçimden üç gün önce adaylıktan çekildiğini duyurdu.  

Emek ve Özgürlük İttifakı

Seçim öncesi kurulan bir diğer ittifak ise HDP, TİP, EMEP, Demokratik Bölgeler Partisi, EHP, TÖP, YSP, Sosyalist Meclisler Federasyonu’ndan oluşan Emek ve Özgürlük İttifakı oldu. Meclis seçimlerinde kendi listesinden girmek isteyen TİP ile ittifakın ana omurgasını oluşturan HDP arasında gerilimler yaşandı. HDP’nin kapatılması ihtimaline karşı HDP seçimlere Yeşil Sol Parti ismiyle girdi.

Sosyalist Güç Birliği

2022’nin Ağustos ayında kurulan birlikte SOL Parti, TKP, TKH, TSİP ve Devrim Hareketi yer aldı. Birlik 14 Mayıs seçimlerine ittifak olarak girdi. Türkiye’de sosyalist sol için düzen dışında bağımsız bir hat oluşturmak iddiasıyla kurulan birlik seçim sonrası sona erdi.

∗∗∗

Seçim öncesi miting meydanları gövde gösterisine dönüştü. Bilhassa Millet İttifakı mitinglerine on binlerce yurttaş katıldı. Ankara, İstanbul, İzmir, Mersin, Adana, Denizli gibi kentlerde büyük kalabalıklar bir araya geldi. Bu mitinglerde 6’lı Masa liderlerinin yanı sıra Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı olan Mansur Yavaş ile Ekrem İmamoğlu da yer aldı.

Erzurum Provokasyonu

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı Ekrem İmamoğlu, Erzurum’da provokasyonla karşılaştı. İmamoğlu’nun konuşması sırasında otobüse taş atıldı. Bazı vatandaşlar yaralandı. İmamoğlu “Seyreden polisler, biz de sizi seyrediyoruz. Seyreden Emniyet Müdürü, Vali, biz de sizi seyrediyoruz” dedi. Erdoğan 2 gün önce Erzurum mitinginde, “Benim Hınıslı kardeşim imanlıdır, inançlıdır, Hınıslı kardeşim bu imansızlara, bu kitapsızlara, bu ezansızlara artık ‘Haydi buradan’ demeyecek mi?” ifadelerini kullanmıştı.

Seçim

14 Mayıs seçimlerinde anketlerin yanıldığı görüldü. Millet İttifakı Adayı Kılıçdaroğlu yüzde 44,90, Cumhur İttifakı Adayı Erdoğan ise yüzde 49,50 oranında oy aldı. Ata İttifakı Adayı Sinan Oğan yüzde 5,20 oy alırken adaylıktan çekine İnce yüzde 0.40 oy aldı. İlk turda yüzde  50 barajını geçen olmayınca Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kaldı. Seçimde Cumhur İttifakı yüzde 49,50 oranında oy alırken Millet İttifakı yüzde 35,4 oranında oy aldı. Emek ve Özgürlük İttifakı 10,56, ATA İttifakı yüzde 2,43, Sosyalist Güç Birliği yüzde 0,29 oranında oy aldı. AKP önceki seçimlere göre oy kaybederken yüzde 36,30, CHP ise yüzde 25,80 oranında oy aldı. MHP, yüzde 10,30, İYİ Parti 9,90, YSP yüzde 9, YRP 2,90 oranında oy aldı. Buna göre AKP 268, CHP 169, HDP 61, MHP 50, İYİP 43, YRP 5, TİP 4 milletvekili çıkardı. DEVA, Gelecek, Saadet ve Demokrat Parti’den toplam 35 vekil CHP listelerinden Meclis’e girmeye hak kazandı. AKP listesinden Meclis’e 4 Hüda Par, 1 de DSP’li isim Meclis’e girdi. Saadet ve Gelecek Partisi Meclis’te ortak grup oluşturdu.

Protokoller

28 Mayıs’ta yapılan ikinci tur seçimi öncesi gözler ATA İttifakı’na çevrildi. Uzun pazarlıkların ardından ittifakın Cumhurbaşkanı Adayı Sinan Oğan Erdoğan’ı destekleyeceğini duyurdu. İttifakta yer alan Adalet Partisi Kılıçdaoğlu’na desteğini açıkladı. Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ ile Kılıçdaroğlu arasında yapılan gizli protokol sonrası Özdağ da Kılıçdaroğlu’na destek açıklaması yaptı. Seçim sonrası Özdağ’ın kamuoyu ile paylaştığı protokolde yer alan maddelere göre Özdağ’a 3 bakanlık verildiği görüldü. Protokol kamuoyunun büyük tepkisine neden oldu.

28 Mayıs Seçimi

Türkiye Cumhurbaşkanını belirlemek için ikinci kez sandık başına gitti. Erdoğan yüzde 52,18 ile yeniden Cumhurbaşkanı seçildi. Kılıçdaroğlu ise yüzde 47,82’de kaldı. İstanbul ve Ankara’da Kılıçdaroğlu önde bitirdi. Karadeniz ve İç Anadolu’da Erdoğan’ın fark attığı, Doğu illerinde Kılıçdaroğlu’nun fark attığı görüldü.

Seçim Sonrası Krizler

Seçim sonrası 6’lı masa dağıldı. CHP, İYİ Parti VE HDP’de krizler ortaya çıktı. Hemen hemen her parti değişim talebiyle isimler üzerine odaklanan tartışmalara gömüldü. CHP’de İBB Başkanı İmamoğlu değişim talebiyle manifesto yayımladı. Partinin kasımda gerçekleşen gerçekleşen büyük kongresinde Özgür Özel, Kılıçdaroğlu karşısında kazanarak CHP’nin yeni Genel Başkanı oldu. İYİ Parti Lideri Akşener, ittifak siyasetini hedef aldı, Millet İttifakı’ndan ayrıldıklarını duyurdu. 81 ilde aday çıkarma kararı alan partide krizler derinleşti. Merkez sağ olma iddiasıyla yola çıkan partinin önde gelen isimleri istifa etti ya da partiden atıldı. HDP/YSP ise kongre öncesi tartışma süreci yürüttü. Parti ismini Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) olarak değiştirdi. Ancak Yargıtay bu ismi kabul etmeyince parti kısaltmasını DEM Parti olarak yeniden değiştirdi.

∗∗∗

TESLİM OLMAYACAĞIZ

SOL Parti de 14-28 Mayıs süreci boyunca Siyasal İslamcı rejime karşı bir cephe siyaseti izledi. AKP iktidarının geriletilmesi için muhalefet güçleri ile birlikte yer aldı.

Halkın sorunları ve talepleri etrafında eylemsellikler ortaya koyan SOL Parti, 6 Şubat Maraş merkezli depremlerinden başından beri dayanışma faaliyetlerini sürdürdüğü Hatay’da halk yürüyüşü düzenledi. Hatay’ın ancak halkın katılımıyla beraber ayağa kalkabileceğinin vurgulandığı yürüyüşte AKP iktidarının hesap vermesi gerektiği kaydedildi. Yürüyüşte sık sık “Unutmak yok, affetmek yok, helalleşmek yok” sloganları dikkat çekti.

 SOL Parti, Artvin’in Şavşat ilçesi ve Erdine’nin Enez ilçelerinde de zamlara, pahalılığa, doğa talanına karşı mini mitingler düzenledi. İstanbul, Ankara, Ordu, Zonguldak, Antalya, Uşak gibi şehirler başta olmak üzere ülkenin birçok noktasında da çeşitli eylem ve etkinlikler düzenlendi.

İsrail’in Filistin’e saldırılarının ardından da ülkenin hemen hemen her yerinde sokağa çıkan SOL Parti, emperyalizme ve AKP’nin ortadoğudaki savaş politikalarına karşı direnme çağrısı gerçekleştirdi.

AKP iktidarının ülkede hakim kılmaya çalıştığı gerici politikalara karşı da sokaklara çıkan SOL Parti, laiklik eylemleri düzenlerken, ÇEDES gibi gerici uygulamalar protesto edildi.

18-19 Kasım tarihinde ise Ankara’da toplanan SOL Parti, Program-Tüzük Konferansını gerçekleştirdi. Açıklanan sonuç bildirgesinde “Mücadelemiz gericiliğin ve sömürünün karşısında laik, bağımsız, demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü bir temel üzerinde yükselecek” denildi.

Asgari ücret eylemleri de gerçekleştiren SOL Partililer iktidarın krizin olanca faturasını halka kesmesini protesto etti.

AKP iktidarının karşısında bir mücadele hattını izleyen SOL Parti sene boyunca da iktidarın baskısı ile mücadele etti. Kocaeli’de Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan resmini paylaşan partililere dava açılırken Gebze’de SOL Parti ilçe yöneticisi iki kişi sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek gözaltına alındı. Baskılar bununla da bitmedi. 14 Mayıs seçimlerinde dağıttıkları bildiriden dolayı da Bolu’da 4 partiliye ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ suçlamasıyla soruşturma açıldı. İstanbul’da ise Maraş depremlerinin ardından İstanbul’da düzenlenen ve 77 kişinin gözaltına alındığı eylemde ‘Hükümet istifa’ sloganı atan partililere toplu dava açıldı.

∗∗∗

YARGIDA KRİZ DERİNLEŞTİ

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay AYM’nin hak ihlali kararına rağmen serbest bırakılmadı. Bunun üzerine avukatları dosyanın görüşülmesi için yeniden AYM’ye başvurdu. Kararı tekrar görüşen AYM bir kez daha hak ihlali olduğuna kanaat getirdi. Ancak 13. Ağır Ceza Mahkemesi, AYM verdiği hak ihlali kararını yine tanımadı ve dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdi.  İktidar temsilcileri AYM’yi hedef tahtasına koyarken, ‘teröre hizmet etmek’le suçladı. Yargıtay’ın AYM’yi tanımaması ile tırmanan süreçte ise iktidar bloğu içerisindeki krizin yargı üzerindeki boyutları da daha görünür hale geldi. Öte yandan Anayasa tartışmaları devam ederken Erdoğan bu kez de Cumhurbaşkanlığı seçim sistemini işaret etti. 50+1 kuralına değinen Erdoğan, “Mevcuttaki 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara savuruyor” dedi. Bu tartışmalar saray rejiminin yaşadığı krizi gözler önüne sererken Erdoğan’ın ilk fırsatta MHP’yi sırtından atacağı değerlendirmelerine yol açtı.  Konuya ilişkin konuşan MHP Lideri Bahçeli ise ‘muhtar değil Cumhurbaşkanı seçiyoruz’ diyerek sistemin devam etmesi gerektiğini savundu.

∗∗∗

DIŞ POLİTİKADAKİ ‘U DÖNÜŞLERİ’

• 21 yıllık AKP iktidarının emperyalist politikalara bağı dış politikada da kendini gösterdi. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan daha önceki yıllarda bebek katili, katliamcı dediği İsrail Başbakanı Netanyahu ile temasa geçti. Başta enerji olmak üzere bir çok anlaşma iktidarın gündemine alındı. İsrail’in Gazze’ye saldırıları bu ilişkileri yavaşlatsa da Erdoğan bölge de arabuluculuk rolüne soyundu. Ancak gelen tepkiler üzerine Erdoğan kürsü konuşmalarından Filistin’in yanında olduklarını bildirdi. Türkiye İsrail ilişkileri olduğu gibi devam ederken bütün ticari anlaşmalar da devam etti.

• Erdoğan yıllarca “katil” diyerek iç politika malzemesi yaptığı Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile görüştü. Ekonomik krizi çözemeyen ve dışarıda sıcak para arayışına devam eden Erdoğan,  Mısır ile ilişkilerini ilerletti. ‘Katil Sisi’ gitti ‘Dost Sisi’ geldi.

• Yunanistan ile süren gerilimde de Erdoğan geri adım attı. Doğu Akdeniz meselesi, göç, ve adaların durumu Yunanistan Başbakanı Miçotakis’i Erdoğan’ın hedefi haline getirmişti. Bu politikadan da vazgeçen Erdoğan Yunanistan ile yeni bir sayfa açtıklarını duyurdu.

∗∗∗

LAİKLİĞİ SAVUNACAĞIZ

AKP iktidarının adım adım ördüğü siyasal İslamcı rejim sene boyunca laik ve seküler değerleri hedef haline getirirken hayatın her alanına gerici uygulamalar ve politikalar yayılmak istendi.

Gerici yapılar A Milli Voleybol takımından sokakta yürüyen çiftlere kadar hedef aldı. Konser ve festivaller yasaklanırken İstanbul Valiliği kamusal alanda içki içme yasağı getirdi. 

Okullara imamların atanmasının önünü açan ÇEDES uygulaması hayata geçirildi. Gerici Hüdar Par  Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu “Karma eğitimin devam ettiği okullarda gençler birbirini taciz ediyor” sözleriyle karma eğitimi hedef gösterdi, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin de gericiliğe destek çıktı. Tekin, "Veli isterse çocuğunu kız okullarına gönderebilmeli, isterse erkeklerin gittiği okullara gönderebilmeli" dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bir skandala daha imza atıldı. Okul öncesi eğitimde okullara mescit zorunluluğu getirildi. Okullara cuma namazı talimatı gönderildi.

Tebliğler Dergisi’nde yayımlanan karar ile din dersi saatinin 8’e kadar çıkarılmasının önü açıldı. Tügva, İHH, AGD gibi gerici yapılara kamu kaynakları peşkeş çekildi. Milli Eğitim Bakanı Tekin Meclis’te yaptığı bütçe görüşmeleri sırasında ise bu yapılara sahip çıktı. Eğitimde yapılan protokolleri hatırlatan Tekin “Sizin cemaat ve tarikat dediğiniz yapılar bizim STK’larımızdır. Protokollerimiz devam edecektir” dedi.

Laikliği hedef alan uygulamalar ise demokratik kitle örgütleri, siyasi partiler, meslek odaları ülkenin her yerinde protesto edildi. İzmir’de laiklik mitingi düzenlendi. İstanbul’da Alevi örgütlerinin öncülüğünde İstanbul’da da laik, bilimsel, demokratik eğitim mitingi düzenlendi.

∗∗∗

2024 YEREL SEÇİM GÜNDEMİ

• 14-28 Mayıs seçimlerinin ardından partiler iç tartışmalara döndü. Ülke gündemini uzun bir süre meşgul eden tartışmalar, halkın gerçek sorunları görünmez kıldı. 

• Cumhur İttifakı cephesinde Erdoğan, AKP-MHP ortaklığının önemini vurguladı. MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız tarafından 30 büyükşehir ve 29 ilde ittifakın süreceği geri kalan illerde her iki partinin de kendi adaylarıyla saha da olacağı açıklandı.

• Öte yandan Yeniden Refah ve Hüda Par gibi gerici partileri Meclis’e sokan AKP iktidarının yerel seçimlerde de bu partilerle dirsek teması sürüyor. Erdoğan birbirine benzemeyen bu yapıları tutmakta zorlansa da masa da pazarlıklar devam ediyor. 

• Millet İttifakı tarafında ise süreç daha farklı işledi. İttifakın dağılmasının ardından CHP Lideri Özgür Özel tarafından iş birliği mesajları öne çıktı. İYİ Parti bu teklifi reddederken 81 ilde kendi adaylarını çıkaracaklarını açıkladı. 

• CHP de ise aday adaylık başvurularında yoğun talep görüldü. Parti Meclis’i kararıyla istisna yerler dışında adayların ön seçim usulü ve parti örgütünün görüşleri doğrultusunda kararlaştırılacağı açıklandı. İstanbul’da Ekrem İmamoğlu ve Ankara’da Mansur Yavaş doğrudan açıklanan isimlerden oldu.

• DEM Parti de yerel seçimlere dair politikalarını halk toplantıları ile belirledi. PM kararında başta kayyum belediyeler olmak üzere güçlü aday vurguları yapıldı. Batı’da yer alan bölgeler için ise kent uzlaşısı fikri ön planda yer aldı.