Batı bloku; Ukrayna’da yarattığı pop-nazizmi dünyaya pazarlamaya devam ederken, Rusya Federasyonu’na açılan savaşın bedelleriyle yüzleştiği ölçüde acınası hallere düşüyor. Son ve en bariz tezahürleri AB’nin 7’nci yaptırım paketi ve İstanbul’da imzalanan tahıl koriodoru anlaşması oldu. BM onaylı Minsk anlaşmasını çöpe attırarak Ukrayna’nın ‘taammüden ölümünü’ tetiklemişlerdi. Şimdi de Rusya’ya açtıkları yaptırım savaşında mağlubiyeti tatmaktalar.

7. YAPTIRIM KOMEDİSİ

‘Değerler AB’sine vatandaşlarını çoluk çocuk ağaçlara bağlayan Ukronazizmi nasıl monte edecekleri konusunda kıvranan Avrupa Birliği, geçen hafta Rusya’ya karşı 7’nci yaptırım paketini onayladı. Komedi gibi fakat bitmeyen yaptırım listesine bir dizi isim ve kuruluşla birlikte ‘Gece Kurtları motorsıklet klübü Başkanını’ da koymuşlar. Ve şaşaalı biçimde Rusya menşeili altını yasakladılar. Küresel çapta altının patronu olarak canının istediğinin varlıklarına el koymasıyla tanıdığımız Britanya zaten yaptırım uygularken ne işe yaradığı meçhul. İşlevini ben söyleyeyim. AB’nin niteliksiz politikacıların mağlubiyetlerinin örtüsü...

Asıl olan şu: AB, 7’nci yaptırım paketiyle Rusya’ya havacılık alanında mal ve hizmet tedarikine dair yasakları kaldırmak zorunda kaldı. Rusya petrolünün üçüncü ülkelere arzı ile gıda ihracatının ödemeleri için mali işlemlere yönelik sınırlamaları iptal etti. Tıbbi ürün ve hammaddeler önündeki engelleri kaldırdı. En başta Airbus olmak üzere kendi havacılık sektörlerini vurduğu için Rusya’dan titanyum ithalatına yaptırım da getiremezken, enerji ve gıdada kendi yaptırımların altını oydular. Bumeranga dönüştüğü için.

Batılı liderler, Rusya gemilerinin sigortalanması ve limanlara erişimi kapatırken ‘tahıl ve gübreye yaptırım koymadık ki’ diyordu. Belarus’a gübre yaptırımı koyarken, ıslık çalarak gökyüzüne bakıyorlardı. Avrupa’da enflasyonist ortam ve gıda krizi patlayınca iş değişti.

Şimdi üçüncü ülkeler, en başta Hindistan, Çin ve Suudi Arabistan işlerini tıkır tıkır yürütecek. Batı da onlardan alacak. Mevzuyu kanırtmak için bu kez ‘petrolde tavan fiyat’ diye bir şey ortaya attılar ama onun da boşa çıkacağını anlamak için ABD Başkanı Biden’ın son Suudi Arabistan ziyaretine bakmak kafi.

‘GIDA KRİZİ’ MASALLARI

En iyi becerdikleri anlatılarının PR’ını yapmak. ‘Küresel gıda krizi’ diye başlık attılar, aylardır herkesi uğraştırdılar. Ukrayna tahılı bizzat Ukrayna’nın kendi limanlarını mayınlaması yüzünden çıkarılamazken, karadan ve Romanya üzerinden işler yürürken, dünyaya pop-nazizmle birlikte pazarlayacak malzeme çıktı. Şimdi İstanbul anlaşmasıyla bu da gitti.

Cuma günü İstanbul’da Ukrayna ve Rusya’nın ayrı ayrı imzaladığı anlaşma Rusya’nın yanı sıra hazzetmedikleri Türkiye yönetimi için de zafer. Rusya’nın BM ile anlaşmasına bizzat Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun imza koyması bile tek başına izah eder.

Ne ki PR elbette bitmiyor. Örneğin İstanbul anlaşması ile Ukrayna’nın 20 milyon ton tahılının Rusya ablukasından kurtulacağını söylüyorlar. Hakiki rakam yaklaşık 13 milyon ton civarı. Ukrayna’nın küresel buğday ihracatındaki payı yüzde 8.5 iken Rusya’nın yüzde 13.1. Batı asıl Rusya’dan yapılan ihracatı, bankacılık, nakliye sigortası ve liman erişimini engelleyen yaptırımlarla engellediği için kriz yaşanıyordu.

İSTANBUL MAĞLUBİYETİ

İstanbul’da anlaşmasının tam metni elimizde yok. Hatta ‘gizli maddelerden’ söz edenler var. Ama bildiklerimizle durum şu:

Ukrayna;

•Ukrayna Odessa, Çernomorsk ve Yujniy limanlarından, belirli bir bölgede kendi ordularının döşediği deniz mayınlarını temizleyerek tahılını çıkaracak.

•Ukrayna’nın anlaşması 120 günle, yani sadece 4 ay için geçerli. Kiev ayda 3 milyon tahıl çıkarabileceğini söylüyor. Bu da yaklaşık 12-13 milyon ton anlamına geliyor.

Rusya Federasyonu

•BM ile imzaladığı anlaşmayla Ukrayna’dan çok daha fazla olan tahıl ve gübre dahil gıda ürünlerini dünya pazarlarına 3 yıl süreyle rahatça ulaştıracak. Geliri Ukrayna’dan neredeyse 10 kat fazla olacak.

•Ukrayna’yı kendi mayınlarını temizleme yükümlülüğü altına sokarken, sorumluluk Türkiye’deki komisyona havale.

•Gemilerin denetimi Türkiye’deki limanlarda Rusya temsilcisi bulunacak şekilde sağlanacak. NATO ve özellikle Britanya’nın Karadeniz’e ‘sızma’ arzuları başarısız oldu. Anlaşmada, yük gemilerine hiçbir savaş gemisinin eşlik etmeyeceği doğrudan belirtiliyor.

•Rusya’nın askeri hedefleri vurmaya devam etme konusunda elini bağlayan bir madde de yok. Anlaşma tahıl yüklü gemiler ve depolarla sınırlı.

•Rusya için Ukrayna’nın 4 ayının sonunda askeri strateji bağlamında her seçenek açık. Şimdiden Donetsk ve Lugansk güçleriyle birlikte Zaporoje ve Herson’dan gönüllülerden ‘Odesa tugayı’ oluşturulmakta.

Hal böyleyken İstanbul anlaşmasının ertesi günü Rusya Odesa’da askeri altyapının vurduğunu duyurdu. Sivil limanda tahıl dışında askeri malzeme bulundurmanın maliyetini hatırlatma mesajı olarak yorumlanabilir. İronik olanı Moskova’nın tahılla bağlantılı saldırı yapmadığını ilk duyuranın Türkiye yönetimi olması.

Aşama aşama çark eden bir Batı ile karşı karşıyayız. Ve bunun daha doğalgaz cephesi var. Kuzey Akım-1 için Kanada’dan trübin gönderilmesi için ricacı olmak zorunda kalan Almanya yıl sonuna kadar Rusya doğalgazından tümden vazgeçeceğini söylüyor. Nasıl yapılacağı meçhul. "Rusya’dan enerji almazsak Ukrayna’ya yardım edemeyiz" diyebilen Annalena Baerbock gibi bir akılla yönetilmekteler.

Ez cümle... Neoliberal nizamları icabı uyguladıkları ekonomi-politikaları salt küresel Güney’i vursa, bunların hiçbiri olmazdı. Ama kendi çıkarlarını vuruyor. Küresel hegemonyalarının devamı için akıldışı politikalar uygulayan Batı elitlerinin çıkarları mevzu olunca nasıl ilkesizliklerine, nasıl kıvırdıkları ve sahip oldukları iddia edilen değerlerini taşıyacak cüsseleri bulunmadığına kanlı canlı tanıklık ediyoruz.