Ezber ediyoruz. İsveç’te, Sosyal Demokrat Parti’nin, önceki hafta, başkanlık koltuğuna oturan yeni lideri Stefan Löfven’e çalışıyoruz. Nasıl bir çocukluk geçirdi? Bir yaşındayken evlatlık olarak verildiği ailesiyle ilişkileri nasıldı? Okul yılları, erken gençlik dönemindeki futbol aşkı. Demir-çelik işçisi Stefan Löfven, sendikacı Stefan Löfven, siyasetçi Löfven… 54 yaşında, partinin merkez yürütme komitesi tarafından, başkanlığa atanan bu adama kilitlendik. Onun hakkında konuşmayan kimse kalmadı. Bugün 82 yaşında olan koruyucu annesi Iris, zamanında birlikte top koşturduğu futbol takımından arkadaşları, koçu, demir- çelik fabrikalarında birlikte çalıştığı işçi arkadaşları, herkes tanıdığı Löfven’i anlatıyor. İsveç medyasının, solun en büyük partisine tepeden inme lider seçilen bu adama gösterdiği ilgi normal. Basın şiddetle görevini yapıyor.

Parti başkanlığı koltuğundan bir yılı tamamlayamadan kalkmak zorunda kalan, önceki başkan Håkan Juholt, ilk göreve geldiği gün, ”Gazeteler yazmadan ben söyleyeyim, Sosyal Demokrat Parti’ye başkan olmadan önce, hayatımda üç defa hız sınırını aşmaktan trafik cezası yedim” açıklamasını yapmıştı. Onun da geçmişini mercek altına alan İsveç basını, eski başkanı geçmişindeki bir hatadan değil, daha aktüel bir yanlıştan yakalıyıverdi. Meclis’e fazla kira bedeli ödettiği ortaya çıkan Håkan Juholt, parti yönetiminin tüm desteğine rağmen, skandaldan dört ay sonra istifasını vermek zorunda kaldı.

Bakan düşüren, parti başkanı istifa ettirten İsveç basını şimdi Löfven’i ölçüp tartıyor. Sosyal Demokrat Parti, kaynak işçisi Stefan Löfven’i kaybetmemeye kararlı. Aralarından, İsveç basınına ”yem” olmayacak, tertemiz birini bulup başkan koltuğuna oturtan partililer, bu sefer işi çok sıkı tutuyor. ”Stefan Löfven için dersler başladı.” Bu ifade, Sosyal Demokrat Parti’den İsveç’in eski başbakanı Göran Persson’a ait. Sosyal Demokratlar, aralarında eski başbakanların ve bakanların olduğu, bir ’kurt’ politikacılar grubunu, yeni başkan Stefan Löfven’i birebir çalıştırması için görevlendirdi. Löfven’in hocalarından eski Başbakan Persson, onun için ”Her sabah, en az bir saat temel konular hakkında ders çalışıyor, şimdilik iyi gidiyor” diyor.

Dış politika, kamu sektörünün işleyişi ve hukuk, Stefan Löfven’in ders şemasında en ağır konular olarak gösteriliyor. Onun hakkında yorum yapan devlet bilimciler, kaynak işçisi ve eski sendikacı Löfven’in en iyi bildiği konuların sosyal sorunlar ve organizasyon olduğunu söylüyor. Kurulan parti okulunda, şu an milletvekili olmayan ve meclis çatısı altında partisini temsil edemeyen Stefan Löfven için, parlamentonun iş akışı da anlatılacak.

Parti yönetimi, Löfven’e ekonomi politikalarını öğretmesi için eski bir bakanı ve ünlü bir ekonomisti Leif Pagrotsky’i öğretmen tayin etti. Pagrotsky’nin ne kadar katkısı vardır bilinmez ama Sosyal Demokratların yeni başkanı Stefan Löfven, soldan uzaklaşan ve sağ partilere kaymış işçi sınıfının kalbini şimdiden kazanmaya başladı. Her fırsatta, uluslararası toplu sözleşmelerden, küresel çözümlerden bahsediyor. Endüstrileşmedeki Avrupa’dan uzaklaşmayı ve vergi kaçışlarını önlemek gerektiğini vurgulayan yeni başkan, yıpratıcı rekabete küresel çözümler getirmekten dem vurdukça gazetelerin okur mektupları köşelerinden ona destek ve başarı dilekleri yağıyor. “Bu konular, Olof Palme zamanından beri kimsenin umurunda değildi” diye notlar düşülüyor.

Niyetini bozmazsa ya da basın bir “bozuğunu” bulmazsa Stefan Löfven, söylemleriyle heyecan yaratıyor. Uzak komşu İsveç’te pişer, bize ne düşer? Demokrasinin işleyişi gereği, basın, siyasetçinin koltuğunda kalıp kalamayacağını, kamuoyunun takdirine sunar. Siyasetçi, gazeteciyi koltuğundan etmez, hapse tıkmaz. Ağır bir yük altında, “ileri demokrasi”yi yönetenlere, kahvaltıdan önce, her sabah bir kere tekrarlamaları için ders olsun.