Darbe girişimini kabul etmiyoruz
Fotoğraf: BirGün

Haber Merkezi

Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) tutuklu TİP milletvekili Can Atalay hakkında verdiği ikinci ihlal kararına bir kez daha uymamasının yankıları sürüyor.

Son olarak konu ile ilgili Türkiye Barolar Birliği (TBB), AYM’nin kararını uygulamayan Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyeleri ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti hakkında ceza soruşturması başlatılmasını talep etti. Bu doğrultuda İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti için Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne, Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkan ve Üyeleri için ise Yargıtay Birinci Başkanına başvuran TBB'nin açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkan ve Üyeleri Hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 109. (Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma), 257. (Görevi kötüye kullanma), 301.( Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama) ve 309. (Anayasayı ihlal) maddelerine aykırılıktan ceza soruşturması başlatılması ve soruşturmanın etkin ve etkili bir şekilde yürütülerek cezalandırılmaları istemi ile haklarında kamu davası açılmasının sağlanması talebi ile Yargıtay Birinci Başkanlık Kuruluna sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanına başvurulmuştur."

CHP de 13. Ağır Ceza Mahkemesi üyeleri hakkında disiplin soruşturması açılması ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi hakkında görevden çekilmeleri talebiyle dilekçe oluşturdu.

CHP Seçim ve Parti Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi Binici, iktidarın Anayasa’yı yok saydığını belirterek, “İktidar bir anayasasızlaşma sürecine girmek istiyor. 86 milyonun özgürlüğü için bugün şikâyet dilekçelerimizi gerekli mercilere ilettik. Anayasa Mahkemesi kararını hiçe sayan ve Anayasa’yı askıya alan bu darbe girişimini kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.

∗∗

HUKUK FİİLİ OLARAK ASKIDA

Yargıtay’ın AYM kararlarını hiçe sayması saray rejiminin içerisindeki krizi de ortaya çıkarırken ülkede hukukun askıya alınmasının son örneğini oluşturdu. Rejim her kritik süreçte hukuku bir silah olarak kullandı. Fiili olarak anayasanın askıya alındığı koşullarda toplum adım adım sessizleştirilmeye çalışıldı.

Hukuk alanında bu zamana kadar öne çıkan bazı gelişmeler şöyle:

2016 Anayasa Değişikliği Referandumu: OHAL koşullarında girilen 16 Nisan’daki anayasa değişikliği referandumunda, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) sayım öncesinde AKP’nin önerisiyle “mühürsüz oylar” geçerli sayıldı. AKP-MHP işbirliği ile Meclis’e sunulan ortak teklif ile YSK’nın mühürsüz oyları geçerli sayma kararı yasalaştırıldı.

Böylece "Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun"un "Sandığın açılması ve zarfların sayımı" ile ilgili olan 98’inci maddesinde mühürsüz oyların geçersiz olduğunun belirtilmesi maddesi AKP-MHP ortaklığıyla hiçe sayıldı.

Osman Kavala Davası: Gezi tutuklusu Osman Kavala’nın AYM’ye hak ihlali için yaptığı başvuru 22 Mayıs’ta 2019’da reddedildi. Kavala’nın 10 Aralık 2019’da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yaptığı başvuruda ise ‘derhal serbest bırakılması’ kararı çıktı. Ancak karar uygulanmadı. Yargıtay 3. Ceza Dairesi Kavala’ya verilen ağırlaştırılmış müebbet kararını onadı.

Demirtaş Davası: Kobani Davası’ndan tutuklu Eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğuna karşı başvurduğu AİHM’den çıkan tahliye kararına da AYM uymadı. Dosyaya hazırlanamadığı gibi gerekçelerle davanın bazı duruşmalarını erteleyen AYM üyeleri AİHM’i tanımıyor. Demirtaş’ın yargılanması ise devam ediyor.

∗∗

‘GÖRÜŞ AYRILIĞI’ SAVUNMASI

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca Yargıtay’ın Can Atalay kararı hakkında konuştu. Bir gazetecinin "Anayasa Mahkemesi’nin son kararıyla ilgili bir ikilem var, bu konuyla ilgili neler söyleyeceksiniz?" sorusu üzerine Akarca, "AYM’yle bu sadece son olayla ilgili olarak ortaya çıkmış bir problem değil. Yani aşağı yukarı 5-6 yıldır süregelen bireysel başvuru yolunun incelenmesindeki yorum farklılığından ve Anayasa’nın durumundan kaynaklanan ve ciddi görüş aykırılıklarımız olduğu bir gerçek" ifadelerini kullandı.