Ekip ve ekipman

Görsel medya araçları üzerinden yapılan uzaktan eğitim, yüzyüze eğitimin nasıl yürüdüğü hakkında net bir fikir verdi. İnternet ve televizyonlarda yayımlanan dersleri izleyen halkımız, eğitimsel eleştirilerin muhaliflerin spekülasyonu olmadığını gördü. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, halkın pedagojik bulmadığı içerikleri, kendisinin de onaylamadığını söyleyerek suçlu ekibim dedi!

Menderes'in idam anının dramatize edildiği görüntüye ilişkin bakan açıklamasını anımsayalım: "Bir haftada üç yeni kanal kurup içeriklerini hazırlamak için ben ve ekibim büyük bir gayretle çalıştık. Dersleri merkez alarak yüzlerce çekimin tamamını kontrol ettik. Bu yoğun süreçte, üzülerek ifade ediyorum ki, görev dağılımında kendilerine güvenerek denetleme ihtiyacı duymadığım ekibin hazırladığı etkinlik saati görüntülerini ben de onaylamıyorum ve çocuklara uygun olmadığını düşünüyorum. Nasıl ki okullarımızdaki içeriklere hassasiyet gösteriyorsak, yayınlara da göstereceğiz. Hepimiz için yeni ve zorlu bir süreç. Bu konuda sizlerin de anlayışınızı rica ederim. Gözden kaçırdığım birkaç dakikalık bir görüntünün üzerine titrediğim sisteme verdiği zararı konuşuyor olmanın ne kadar rahatsız edici olduğunu anlatamam."

Dikkat ederseniz bakan, takdir bekleyen gayretkeşliğini dile getirirken "Ben ve ekibim"; tartışmaya neden olan idam sahnesinin sorumlusunu işaret ederken başka birinin ekibinde bahseder gibi "Denetleme ihtiyacı duymadığım ekibin" diyor.

Bu ekip meselesi gerçekten önemli; önemli çünkü biliyoruz ki komünist olmayan devlet ekiple yönetilmez. Özellikle kapitalist devlet yönetimde ekipman kullanır. O nedenle merak ediyoruz Ziya Selçuk'un gerçekten bir ekibi var mı; tarikatlar, tarikat vakıfları ekibine dahil mi, yoksa onlar ayrı bir ekip mi? Selçuk ekibin üyesi mi yoksa bir ekibin ekipmanlarından biri mi? Ekipman ekibi denetleyebilir mi?

Soruları yanıtlayabilmek için önce kavram analizi yapmak gerek: Ekip, yani takım, aynı amaç için organize olmuş, insanlardan oluşan topluluklara verilen ismidir. Aynı iş için kullanılan aletlere ise ekipman denir. Aynı takımın futbolcuları bir ekibi oluşturur. Diş tedavisinde kullandığı alet ve edavatlar da dişçinin ekipmanıdır.

Ekip ve ekipmanda üye ve aletlerin işlevleri farklı olsa da biri diğerinden daha önemli değildir. Her bir üye ve alet, işin bir başka yönünü tamamlar. Bu nedenle ekip üyeleri ve ekipmanlar arasında hiyerarşi olmaz. Ekipte, işin nasıl yapılacağına üye karar verir. Çünkü bu beceriye sahip olduğu için ekibe dahil olmuştur o. Ekipmanın ise bir kullanıcısı vardır. Ekipte bir baş olur ama onun görevi temsilidir. Eğer kimin ne yapacağına baş karar verirse diğerleri ekipman olur.

Sınıfa girip ders anlatacak, eğitim içeriklerini hazırlayıp denetleyecek kadar boş zamanı olan Bakan Selçuk, ekibin başı olmadığı gibi üyesi de değildir. O da bir başka "baş" ın ekipmanlarından biridir. Peki, bakan "Kendilerine güvenerek denetleme ihtiyacı duymadığı ekibi" denetleyebilir mi? Mümkün değil, çünkü denetlemediği ekip de kendisi gibi aynı "baş"a bağlı ekipmanlardandır.

Bakan, tepkileri yatıştıracak aldatıcı cümleler kurabilen, yani işe yarar iyi bir ekipman: 19 Aralık günü Anadolu Ajansı Editör Masası'nda "Eğitimi djital ortama kaydırmayı, yaşadığımız olağanüstü durum için düşünmedik, değişime ayak uydurmak için önceden planladık" demişti. Savunamayacağı görüntüler ekrana yansıyınca da içerik ve yayın kanallarını bir haftada hazırladıklarını söyleyerek bu yoğunluk ve hız hata yaptırır 'affedin' demeye getirir dramatik açıklamayı yaptı.

Açıklamasının bir yerinde "Okullarımızdaki içeriklere hassasiyet gösteriyorsak, yayınlara da göstereceğiz." diyor. 'Aslında biz gördüğünüz, bildiğiniz gibi değiliz' demeye getiriyor. Gayet kurnazca! Oysa okullar ekrandan daha beter; BirGün, Cumhuriyet ve Evrensel gibi gazeteler eğitim haberlerini İran'dan aktarmıyor. Zahmet edip parti bültenlerinden başını kaldırıp bu gazetelere bir baksa, onaylamadığı içerikler konusunda okullarının hiç de hassas olmadığını görecektir. Eminiz, Gaziosmanpaşa Kazım Karabekir Anadolu İmam Hatip Lisesinin 30 öğrencisini “Mesleki tatbikat” gerekçesiyle ölü yıkama anının izletmek için gasilhaneye götürüldüğünden de haberdar değildir!

Bir de seçim meydanlarında idam naralarıyla dolaşan Erdoğan ile ona ilmiklenmiş yağlı kendir gönderen Devlet Bahçeli gibi iki kişilik ekibin ekipmanı olan bakanın, idam sahnesini neden onaylamadığını hiç anlamış değilim!